Her zaman ve mekanda Müslümanlar için yegane örnek: Hazreti Muhammed

Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Ünverdi, “Nasıl ki Müslüman olarak namaz kılmak ve oruç tutmakla mükellefiz, Müslüman’ın kendi Peygamberini tanıması da Müslümanlık görevidir.” dedi.

Ekleme: 27.10.2020 11:15:09 / Güncelleme: 27.10.2020 11:15:46 / Güncel / Gaziantep Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in dünyaya teşriflerinin sene-i devriyesi olarak ihya edilen Mevlid Kandili’nin tüm heyecanı İslam âleminde olduğu gibi Türkiye'de de yaşanmaya başladı.

Peygamber Efendimizin veladetinin yıldönümü olan Rebiülevvel ayının 12'nci gecesi, çarşamba günü (yarın) Müslümanlar tarafından zikir, dua ve ibadetlerle idrak edilecek.

 

Mevlid Kandili ve Hazreti Muhammed'in dünyaya teşriflerinin yıldönümü dolayısıyla İLKHA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Gaziantep Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mustafa Ünverdi, Hazreti Muhammed’in Müslümanlar için her zaman ve her asırda yegane örnek olduğunu belirtti.

Müslümanların, İslam ümmetinin ve tüm insanlığın Hazreti Muhammed’i tanımaya, anlamaya ihtiyacı olduğunu belirten Ünverdi, Peygamber Efendimizin dünyaya teşrifinin yıl dönümünde O’nu anmanın, anlamanın, sünnetini yaşamanın ve yaşatmanın, her Müslüman’ın üzerinde daimi bir vazife olduğunu vurguladı.

Mevlid Kandili’nin İslam alemi tarafından 5 kandilden biri olduğunu anımsatan Ünverdi, diğer kandil gecelerinin “üç aylar” olarak nitelendirilen Recep, Şaban ve Ramazan ayı içerisinde yer aldığına işaret etti.

Mübarek gün ve gecelerin, İslam dininin kıymet verdiği gün ve geceler olduğunu ifade eden Ünverdi, Mevlid gecesinin, Rebiulevvel ayının 11’inci ve 12’nci günleri arasındaki gece olduğunu söyledi.

“İslam hayatın her gününe ve her anına hükmetmek ister”

Âlemlere rahmet olarak gönderilen ve Müslümanlar için en güzel örnek olan Hazreti Muhammed'in dünyaya teşrif ettiği gece olarak idrak edilen Mevlid Kandili’nin önemli bir gün olduğunu vurgulayan Ünverdi, “Biz şunu çok iyi biliyoruz ki İslam bu 5 geceden ibaret değildir. İslam hayatın her gününü her anına hükmetmek isteyen, onu yönlendirmek isteyen ve insanı müspet yönde geliştirmek isteyen bir dindir. Bayramdan bayrama cumadan cumaya kişinin Allah'ı hatırlaması olumlu değil. Mevlid Kandili üç ayların dışındaki mübarek bir gecedir. Çünkü diğer 4 kandil üç ayların içerisinde ama Mevlid Kandili üç ayların dışında kalıyor.”dedi.

“Mevlid Kandili’nin temelinde Müslümanların Peygamber Efendimize gösterdiği sevgi var”

Mevlid Kandili’nin Hazreti Muhammed'in dünyaya teşriflerinin yıl dönümü dolayısıyla Müslümanlar tarafından asırlardır kutlandığını hatırlatan Ünverdi, “Mevlid Kandili’nin temelinde Peygamber Efendimizin doğduğu güne Müslümanların göstermiş olduğu bir sevgi var. Bugün Batı’dan gelen doğum günü kutlaması var. Biz asla Mevlid Kandili'ni bu doğum günü ile karşılaştırmıyoruz. Çünkü bu gece Müslümanlara has olan bir gecedir. Hiçbir zaman kandilleri dünyayı heveslere kurban etmedik ve bu kandilleri bir eğlence vesilesine dönüştürmedik. Bilakis kendi özümüze dönmek, o gece daha çok ibadet etmek, dua etmek, bir araya gelip sohbet etmek, ikramlaşmak kandilde tebrikleşmek gibi güzelliklerle kutladık. Bu tür gün ve geceler Müslümanların birbirleri ile iletişim kurmasını ve hatırını sorması anlamında kıymetlidir.” ifadelerini kullandı.

“İslam kişinin tüm hayatına olumlu yönde etki etmek isteyen bir dindir”

Dini gün ve gecelerin önemine dikkat çeken Ünverdi, “Bu gün ve gecelere soğuk bakılmasını pek doğru bulmuyorum. Çünkü bu din ve toplum gerçeğine aykırıdır. Biz dinin her toplumda kendisini gösterdiğine inanıyoruz. Kandil gecelerini ihya etmek, bu gecelerin farkında olarak kutlamalarda bulunmalıyız, birbirimiz tebrik etmeliyiz. Bu tür gün ve geceler, eğer bir toplumun kabul ettiği ve bundan faydalandığı gün ve geceler ise önemlidir. Bu gece hürmetine tövbe ediyor, gözyaşı döküyor her gece yaptığı bir hatayı o gece kandil olduğu için ara veriyor. Böyle insanlar tanıdık ve bu bile bir kazanımdır. Ama şu bilinç çok önemlidir. İslam belli gecelerle sınırlandırmış bir dindarlık anlayışını da olumlu bulmaz, bunu kabul etmez. Çünkü İslam kişinin bütün hayatına olumlu yönde etki etmek isteyen bir dindir.” şeklinde konuştu.

“Hazreti Muhammed, Allah'ın gönderdiği son müjdeleyici peygamberdir”

Ünverdi, son Peygamber Hazreti Muhammed’in peygamberler halkasının sonuncusu olduğunu belirterek şunları söyledi:

“Peygamberimiz (Sallallahu Aleyhi Vesellem) bütün Müslümanların kabul ettiği gibi Allah'ın göndermiş olduğu son Peygamberdir. Son elçi vasıtasıyla insanlık bugün yaklaşık bir buçuk milyar kişi tarafından temsil edilen bu dinin ve mesajın farkındadır. Ama ne yazık ki Müslümanlar olarak bunu hayatımızda çoğu zaman doğru biçimde orta koymadığımız için maalesef Batı dünyasında özellikle farklı bir duygu oluşturduk. Hazreti Muhammed bütün bu dini düşüncenin, İslam'ın 14 asır önceki tohumunu eken, son kez insanlara Allah'ı hatırlatan, ‘nereye gidiyorsunuz?’ sorusunu soran ve insanları maddenin esiri olmaktan kurtarmak için Allah'ın gönderdiği son müjdeleyici Peygamberdir. Biz bu gece O’nu yâd ediyoruz.”

“Peygamber Efendimizin hayatı doğru bir biçimde okunursa daha güzel örnek alınır”

Hazreti Muhammed’in her yönüyle örnek alınacak bir şahsiyet olduğunun altını çizen Ünverdi, “Allah Resulü'nün Müslümanlar için örnek olduğunu Ahzap suresi 21’nci ayette belirtiliyor. Peygamberimizi bize örnek gösteriyor. Peygamber Efendimizin sünnetini ve O’nun hayata nasıl baktığını, olaylara karşı nasıl davranması gerektiğini, aile hayatından sosyal hayata kadar savaş ve siyasette yani hayatın her alanında ortaya koyduğu bir tutum var. Bundan dolayı Peygamberimiz bize her yönüyle güzel örnektir. Eğer Peygamber Efendimizin hayatı doğru bir biçimde okunursa daha güzel örnek alınır.” dedi.

“Her Müslüman’ın Peygamberini tanıması ve örnek alması gerekir”

“Bir Müslüman’ın Peygamber Efendimizi tanıması Müslümanlık görevidir” diyen Ünverdi, “Nasıl ki bir Müslüman olarak namaz kılmak, oruç tutmakla mükellefiz, Müslüman’ın kendi Peygamberini tanıması da Müslümanlık görevidir. Çünkü Müslümanlık nedir, nasıl yaşanır, nasıl davranmak lazım, buna ben nasıl karar vereceğim? Elimde Kur'an-ı Kerim var ama Kur'an-ı Kerim'in hayata yansımasını nereden öğreneceğim? Ben buna bunu hocaların hocası, büyüklerin büyüğü Peygamberimizi adresi gösteririm. Tabi Peygamberimizden sonra kıymetli âlimlerimiz var. Baş tacı olan insanlar tarihte kendini gösterdi. Elbette onları da dinleyeceğiz, okuyacağız ve onlar bizim gelişmemizi sağlar ama suyun kaynağını da görmeden onları referans yapmak sıkıntılı bir durumdur. Dolayısıyla bir Müslüman’ın Peygamberini tanıması ve örnek alması gerekir.” diye konuştu.

“Bir Müslüman Peygamberini yakinen tanımalı ve O’nun ile barışık olmalıdır”

Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'i daha iyi tanımak için de O’nun hayatını konu alan kitapların okunmasını tavsiye eden Ünverdi, şöyle konuştu:

“Eğer yaşadığımız maddi-manevi huzursuzluk ve sıkıntılara köklü bir çözüm arıyorsak bu kandili de bir vesile kılıp ‘ben Peygamberimi daha iyi tanımalıyım ve Peygamberimi ne kadar tanıyorum?’ sorusunu sorduktan sonra Hazreti Muhammed’i daha iyi tanımalıyım demeliyiz. Peygamberimizle ilgili yazılmış kitapları okumak suretiyle Peygamberimizin nasıl bir insan olduğuna dair bilgi edinmemiz gerekiyor ki bu bizim hayatımız ve hayatımızın daha da iyiye gitmesi için inşallah vesile olacaktır. Peygamberimizin sünnetini sadece O’nun yaptığı somut hareketlere indirgememekle birlikte esasında temel ilkelerine de odaklanmayı başarabilirsek bu da bizim için başarı olacaktır. Ama her şeyden önce bir Müslüman Peygamberini yakinen tanımalı ve O’nun ile barışık olmalıdır.” (İLKHA)











Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar