Yoksulluk sınırı 8 bin lirayı aştı!

Yaşanan pandemi sürecinde, işsizlik ve enflasyon baskısı nedeniyle, hane gelirleri hızla düşerken bu durum, çalışan ve emeklileri zor durumda bırakmakta, geçim koşulları bu kesim açısından giderek ağırlaşmakta. Bu tablonun rakamsal ifadesi olan Türk-İş’in açlık ve yoksulluk sınırı” araştırma sonuçlarına göre; 4 kişilik bir ailenin açlık sınırı 2.482 liraya, yoksulluk sınırı ise 8.085 liraya yükseldi.

Ekleme: 27.10.2020 08:08:07 / Güncelleme: 27.10.2020 08:10:34 / Ekonomi
Destek için 

DOĞRUHABER – Hasan Işık

Türk-İş’in (Türkiye İşçi Sendikaları Konfederasyonu) çalışanların geçim şartlarını ortaya koymak için yaptığı “açlık ve yoksulluk sınırı” araştırmasının ekim ayına ait sonuçları açıklandı.

Araştırma sonuçlarına göre;

*4 kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 2.482,28 TL,

*Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 8.085,62 TL,

*Bekar bir çalışanın ‘yaşama maliyeti’ ise aylık 3.035,50 TL oldu.

Türk-İş’ten araştırma sonuçlarına yönelik yapılan açıklamada şu başlıklara yer verildi:

TEMEL İHTİYAÇLAR İÇİN YAPILMASI GEREKEN TOPLAM HARCAMA YILLIK 1.041 TL ARTTI

“Dört kişilik bir ailenin aylık gıda harcaması (mutfak masrafı) tutarı önceki yılın sonuna göre 320 TL, temel ihtiyaçlar için yapılması gereken toplam harcama ise 1.041 TL artmıştır.

Son bir yıl itibariyle bakıldığında, ortaya çıkan ek harcama gereği gıda için 424 TL, toplam hanehalkı harcaması için 1.381 TL’dir.

Askıda olan çalışanların aileleriyle birlikte karşı karşıya kaldıkları ağır geçim şartlarıdır ve uygulanacak etkin ekonomik ve sosyal politikalarla bu durumun sona erdirilmesi talep edilmektedir. “

MUTFAK ENFLASYONU ARTTI

“Türk-İş’in verileri temel alındığında “mutfak enflasyonu”ndaki değişim 2020 Ekim ayı itibariyle şu şekilde olmuştur:

Ankara’da yaşayan dört kişilik bir ailenin “gıda için” yapması gereken asgari harcama tutarı bir önceki aya göre yüzde 1,41 oranında artış gösterdi.

Yılın ilk on ayı itibariyle fiyatlardaki artış yüzde 14,78 oranında oldu.

Gıda enflasyonunda son on iki ay itibariyle artış oranı yüzde 20,59 oldu. Yıllık ortalama artış oranı ise yüzde 14,54 olarak hesaplandı.”  

İŞSİZLİK VE ENFLASYON BASKISI

“Yaşanan Koronavirüs (Covid-19) salgını sürecinde, işsizlik ve enflasyon baskısı nedeniyle, hane gelirleri hızla düşmektedir.

Bu durum, çalışan ve emeklileri zor durumda bırakmakta, geçim koşulları bu kesim açısından giderek ağırlaşmaktadır.”

MİLYONLARCA ÇALIŞAN KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ TUTARIYLA GEÇİNMEK DURUMUNDA

“Çalışanların iş güvencesi ve gelir kaybında yaşanan olumsuzluklar giderek artış göstermektedir. Yetersiz belirlenen asgari ücretle milyonlarca çalışan ailesiyle birlikte günlük yaşamını sürdürmeye çalışırken, küresel salgınla birlikte yaşanan ekonomik kriz sonrası yine milyonlarca çalışan kısa çalışma ödeneği tutarıyla geçinmek durumundadır.

İşini kaybeden milyonlarca işçi düşük işsizlik ödeneğine mahkum kalmıştır. Ücretsiz izne –talebi olmaksızın işverenin tek taraflı iradesiyle- çıkarılan işçilere ise sadece günlük 39 TL nakdi ücret desteği verilmektedir.

Kayıtdışı çalışan ve sayıları giderek artan milyonlarca işsiz ise toplumun iktisaden en düşük ve çaresiz kesimini oluşturmaya devam etmektedir.”

İSTİHDAM EDİLENLERİN SAYISINI ESNEK ÇALIŞMA MODELLERİYLE “ARTMIŞ GÖSTERMEK” YANILTICIDIR

“Çalışanların istihdama yaklaşımı ve beklentisi Uluslararası Çalışma Örgütü (ILO) tarafından tanımlanan “insana yakışır iş” kapsamındadır. Bu ortamın sağlanması özellikle ekonomik ve sosyal çalkantıların, belirsizliğin olduğu dönemlerde daha fazla önem taşımaktadır. Çalışanların adil ve yeterli bir ücrete sahip olmaları, işyerinde güvenli ve sağlıklı çalışma şartlarının olması en temel haklar arasındadır.

Ancak, mevcut şartlarda çalışanların hakları daha da geriletilmekte, TBMM’ye sevk edilen kanun teklifleriyle iş yasasının -yıllara dayanan- koruyucu hükümleri bir bir ortadan kaldırılmak istenmektedir. Bu yapının sosyal huzur ve iş barışı sağlamayacağı açıktır.

Çalışanlar aileleriyle birlikte açlığa ve yoksulluğa maruz kalmaktadır. Kuşkusuz her zaman vurgulandığı üzere, bu hesaplama ücret düzeyi olmayıp haneye girmesi gereken toplam gelir tutarını ortaya koymaktadır.

Ancak ülkede istihdam edilenlerin sayısı çok azdır ve giderek de azalmaktadır. İstihdam edilenlerin sayısını esnek çalışma modelleriyle “artmış göstermek” yanıltıcıdır.”