AB Konseyi Üye Devletleri öncülüğünde 25 Ekim 2007 yılında imzalanan "Lanzorate Sözleşmesi" raporunun özeti kamuoyu ile paylaşıldı.
Türkiye Aile Meclisi Başkan Yardımcısı Av. Ebubekir Esad Baş tarafından hazırlanan rapor özetinde, söz konusu sözleşmenin her ne kadar çocuk haklarını korumak gayesiyle imzalanmış olsa da asıl gayenin çocukların moda sektörüne kurban edilmeleri olduğunu ifade edildi.
Sözleşme, Abdullah Gül döneminde yürürlüğe girdi
"Avrupa Konseyi Çocukların Cinsel Sömürü ve İstismara Karşı Korunması" başlığını taşıyan ve Uluslararası bir sözleşme niteliğinde olan Lanzarote Sözleşmesi' nin 25 Ekim 2007 yılında İspanya’nın müstemlekesi olan ‘Lanzarote Adası’nda Avrupa Konseyi öncülüğünde AB Konseyi Üye Devletleri Almanya, İtalya, Belçika, İngiltere, Fransa ile Türkiye, ABD, Japonya, Tunus, Rusya arasında imzalandığını hatırlatan Baş, "Türkiye’de sözleşme 6084 sayılı kanun ile onaylanmış ve 25 Ekim 2010 tarihinde kanunlaşmıştır. Dolayısıyla dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından onaylanan Lanzarote Sözleşmesi 10 Eylül 2011 tarihinde 28050 Sayılı Resmi Gazete de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir." dedi.
Baş, sözleşmenin sözde amaçları her ne kadar çocukların cinsel sömürü ve istismara uğramasını engellemek ve bu konuda ulusal-uluslararası işbirliği gerçekleştirmek olduğu ifade edilse de asıl hedefinin çocuklar için cinsel rıza yaşını düşürerek her türlü cinsel aktiviteye ortam hazırlanması ve çocukların küresel moda endüstrisine kurban edilmesi olduğunu söyledi.
Sözleşme, taraflar arasındaki rızaya dayalı cinsel istismara açık
Uluslararası hukukun dünya çocuklarını cinsel sömürü ve istismara daha küçük yaşlarda iken nasıl açık ve müsait hale getirdiği, çocukların küresel moda endüstrisinin sömürü aracı olması için bazı uluslararası metinlerin birliğiyle kaleme alındığını belirten Baş, şunları kaydetti.
En önemlisi de çocukların her türlü cinsel istismara, sömürü ve suiistimale karşı korunmasına yönelik kavramları, maddeleri ve amaçları sıralayan bu sözleşmenin, derinlerde gizlenen ve istisnai tutulan hükümleri ile nasıl paçavra haline dönüşmesidir. Gençliğimiz ve gelecek nesillerimiz açısından hayati önemi haiz bir konuda Türkiye Cumhuriyeti devleti olarak imzalanan böyle bir sözleşmenin nasıl dakikalar içerisinde TBMM tarafından kabul edildi? Tehlikenin cinsel rıza yaşına ulaşmış iki çocuk arasında ve karşılıklı rızaya dayalı olarak cinsel aktivite, cinsel ilişki, pornografik performans üretimi, tedariki, temini, bulundurulması, saklanması, bilgi ve iletişim teknolojileri yöntemi ile pornografik sitelere serbest erişim konularında yaptırım öngörülmedi. Saklı tutulabilecek bir hakkın tanındığı, serbestiyet sağlandığı ve nasıl uluslararası bir metin ile güvence altına alındı. Cinsel rıza yaşına ulaşmış iki çocuğun pornografik performansına, çocuk pornosu üretimine, yetişkin bir bireyin, rızaya dayalı olarak ve sömürü amacı dışında herhangi bir saik ile söz konusu ilişkiye nasıl dâhil olabildi? Sözleşmenin, bilgi ve iletişim teknolojileri yolu ile çocuk pornografisine erişim noktasında taraf devletlere nasıl karışmadığı, taraf devletlerin bu konuda haklarını nasıl saklı tutabilecekleri, bilhassa bu hususa dikkat çekilerek devletlere nasıl imtiyaz tanındı. Sözleşmenin, ayrımcılığı işleyen ilgili maddesinde çocuklar hakkında cinsel eğilim hakkının meşruiyetinin sağlandı.
"Uluslararası bir metinle çocuklar küresel moda endüstrisine nasıl kurban edildi"
Baş, "Sözleşmenin ana temasının cinsel rıza yaşına ulaşmamış çocuklara yönelik cinsel istismar ve sömürüye karşı çıkılması noktasında toplanması ama cinsel rıza yaşına, yasal yaşa ulaşmış çocuklara yönelik 'gelişim halindeki yeteneklerinin tanınması ve o yaştaki bir çocuğunda cinsel ilişkiye hakkı olduğu' gibi gerekçeler öne sürülerek aslında bir çocuğun cinsel ilişkiyi yaşama hakkının, cinsel istismara uğrama riskinden ve durumundan daha üstün ve gerekli olduğu anlayışı merkeze alınarak uluslararası bir metinle çocukların küresel moda endüstrisine nasıl el birliğiyle kurban edildi?" diye konuştu.
"TCK'nın 104'üncü maddesi 15 yaşını doldurmuş ve 18 yaşından küçük olan iki çocuk arasında karşılıklı ve rızaya dayalı cinsel ilişkiyi yaptırım altına almadı"
Çocukların podyum ve defilelerde her türlü cinsel istismara müsait hale getirildiğini, aileyi ifsat etme projesi olan İstanbul Sözleşmesi’nin giriş kısmında Lanzarote Sözleşmesi’ne gönderme yapıldığını hatırlatan Baş, "Taraflar Komitesi’nde görevli birim isimlerinden bir tanesinin de Toplumsal Cinsiyet Eşitliği birimi olması dolayısıyla ailenin küresel savaşın odağı haline gelmesindeki detaylı ve tehlikeli bağlantıların nasıl ayyuka çıktığı, İzleme, denetim, kontrol, yönlendirme ve yaptırım kudretine sahip Taraflar Komitesinin, 2011’ den bu yana 25 kez toplandı. Toplamda 5 büyük faaliyet raporu düzenlemesi, çocukların ve taraf devlet temsilcilerinin katılımını da zorunlu tutarak nasıl onlarca seminer, panel, konferans ve zorunlu anket çalışması düzenlendi. Reşit olmayanla cinsel ilişki suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 104'üncü maddesi: 15 yaşını doldurmuş ve 18 yaşından küçük olan iki çocuk arasında karşılıklı ve rızaya dayalı cinsel ilişkiyi yaptırım altına almayan bu madde, 15 yaşını doldurmuş ama 18 yaşından küçük bir çocukla karşılıklı rıza dâhilinde, 18 yaşından büyük bir yetişkin birey arasında yaşanan cinsel ilişki suçunu şikâyet şartına da bağlayarak yaptırım altına almıştır. Yani 6 ay içerisinde şikâyette bulunulmadığında suç oluşmayacaktır. Bu aynı zamanda, on beş yaşını doldurmuş iki kişi evlenemez ama cinse ilişki yaşayabilir demektir. Dolayısıyla Türkiye’de cinsel rıza yaşının TCK’nın ilgili maddesi gereğince 15 olarak kabul edilebileceği şeklinde açıklanabilir ve sözleşmenin asıl amacı bu çerçevede ifade edilebilir." şeklinde konuştu. (İLKHA)