SOSYAL MEDYA, ÜST MAHKEME GİBİ

Adalete olan güven her geçen gün zedeleniyor. Son dönemlerde mahkemelerin verdiği kararları beğenmeyen sosyal medya kullanıcıları açtıkları hastaglerle kararın değişmesini sağlıyorlar. Tabiri caizse sosyal medya adeta bir üst mahkeme gibi iş görebiliyor.

Ekleme: 19.10.2020 01:53:52 / Güncelleme: 20.10.2020 06:58:33 / manşetler
Destek için 

HABER MERKEZİ

Son dönemlerde sosyal medya adalet temennisinin ve talebinin dile getirildiği mecraların başında geliyor. Mahkemelerin verdiği kararların tartışıldığı sosyal medyada, kullanıcıların açtığı hastaglere yoğun katılım olunca mahkeme kararı tekrardan bozulabiliyor. Çoğu zaman serbest bırakılan zanlılar sosyal medya kullanıcılarının yoğun tepkisiyle tekrardan tutuklanabiliyor. Adeta bir üst mahkeme görevi gören sosyal medyanın bugüne kadar birçok davaya etki ettiği gözlerden kaçmıyor.

SOSYAL MEDYA ÇAĞI

Sosyal medya kişilerin internet üzerinde birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve paylaşımların bütünüdür. Gelişen teknoloji ve internet erişiminin kolaylaşmasıyla beraber dünyada internet ve sosyal medya kullanımı gitgide artıyor. Araştırma sonuçlarına göre; dünya nüfusunun yüzde 53'ünü oluşturan 4 milyar 200 bin kişi internet kullanıyor. Sosyal medya kullanıcılarının toplam nüfus içerisindeki payı ise yüzde 42… Ocak 2018 itibariyle 3 milyar 190 bin sosyal medya kullanıcısı bulunuyor. Ülkemizde ise bu oran nüfusun yüzde 63’üdür. Yani ülkemizde 51 milyon aktif sosyal medya kullanıcısı bulunmakta.

Sosyal medya kullanıcı sayısının bu denli artması insanların; fikirlerini, düşüncelerini, yaşadıklarını, gördüklerini, toplumsal olayları ve bu olaylar karşısındaki tepkilerini söz konusu platform aracılığı ile geniş bir kitleye ulaştırabilmelerini sağlamıştır. Bu denli geniş ve konu sınırlaması olmayan bir ortamda insanların kendilerini ifade edebilmeleri ve istediklerini paylaşabilmeleri ile sosyal medyanın tamamıyla yaşamımızın her alanına girmesini sağlamıştır.

MAĞDURİYETLERİN İLK ADRESİ SOSYAL MEDYA

Şiddete uğrayan, tacize uğrayan veya yaşadığı mağduriyeti duyurmak isteyenlerin ilk adresi çoğu zaman sosyal medyalar oluyor. Buradan yapılan paylaşımların görülmesiyle hiç mahkemeye bile gidilmeden savcılığın harekete geçilmesine kadar iş ilerleyebiliyor.

Özellikle kadınlar tacize ya da şiddete uğradıkları durumları sosyal medyadan aktarıyor, hatta kimi zaman tacizi gerçekleştiren kişilerin fotoğraflarını ve videolarını paylaşıyor. Paylaşılan bu görsellerin üzerine bugüne kadar çok sayıda kişi gözaltına alınıp serbest bırakıldı veya tutuklandı.

SOSYAL MEDYA TEPKİLERİ SONRASI GÖZALTI VE TUTUKLAMA ÖRNEKLERİ

İşte sosyal medyada gösterilen tepkiler sonrası gözaltına alınan yada tutuklama yapılan olaylardan birkaçı şöyle;

- Mersin'de çekilen bir görüntüde 5 yaşındaki Ürdünlü bir çocuğa tokat atan kişi hakkında işlem yapılması talebi sosyal medyada trend olmasının ardından 'kasten yaralama' suçundan yakalandı, adliyeye sevk edildi ve 'ev hapsi' cezası aldı. Bu ceza da yeterli bulunmadı ve Cumhuriyet Başsavcılığı tutuklamaya yönelik karar çıkartarak şahsı cezaevine gönderdi.

- Konya’da tartıştığı eşini öldürmek için Aksaray’a gittiğini öğrenen annesinin ihbarı üzerine yakalanan ve serbest bırakılan K.Ç., sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine tutuklandı.

- Antalya’da 2 çocuğu, iş yerine kilitleyip cinsel içerikli fotoğraflar gösterip video izleterek istismarda bulunduğu iddiasıyla gözaltına alınan, çıkarıldığı hâkimlik tarafından adli kontrolle serbest bırakılan M.F., sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine yeniden gözaltına alındı.

- Çorlu’da intihar eden gence 9 yıl cinsel istismarda bulunduğu iddiasıyla mahkemeye çıkarılan ve ilk duruşmada tahliye edilen sanık, sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine tutuklandı.

- Tuzla’da otomobiline erik çekirdeği attığı gerekçesiyle 11 yaşındaki çocuğu darp eden ve gözaltına alındıktan sonra serbest bırakılan U.Ö., sosyal medyada yapılan itiraz üzerine yeniden gözaltına alındı.

- İstanbul’da trafikte hamile kadının ve eşinin bulunduğu arabayı tekmeleyerek yumruklayan baklavacı kardeşler sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine tutuklandı.

- Sakarya’nın Sapanca ilçesinde uzuvlarının tamamı kesildiği için yaşamını yitiren yavru köpeğin ölümüne neden olan kepçe operatörü sosyal medyadan gelen tepkiler üzerine tutuklandı.

- Eski eşi Merzuka Altunsöğüt’ü, bıçakla yaraladığı için adli kontrol şartıyla serbest bırakılan Soner Göztepe, olayın sosyal medyada duyulup tepki gelmesinin ardından yeniden gözaltına alındı.

SOSYAL MEDYANIN GÜCÜ TUTUKLAMA GETİRİYOR!

Haklarında tutuklama kararı verilmeyen şüpheli veya zanlıların sosyal medyada oluşan tepkiler, yayınlanan videolar veya fotoğraflar nedeniyle haklarında tutuklama kararı verilmesine sıklıkla şahit oluyoruz. Bu girişimler toplumun vicdanını rahatlatsa da adalete olan güveni sarsarak kişilerin temel hak ve özgürlüklerine belki de şartları oluşmadan müdahale ediyor.

ADALETE OLAN GÜVEN SARSILIYOR

Türkiye'de adalete güven son yıllarda giderek azaldı. Gallup araştırma şirketinin 2013'te yaptığı ankete göre şehirlerde yaşayan insanların yargıya güven oranı yüzde 66 idi. Geçen Temmuz ayında ise Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay bu oranın yüzde 38 olduğunu belirtti. Hak ve adalet arama talebinde ise sosyal medyada geniş bir yer tutmaya başladı. Özellikle şiddet olaylarının üzerine, sosyal medyada gösterilen tepkilerle gidildi ve gündemden düşürülmesi engellendi.

SOSYAL MEDYA DENİZLİ VALİSİNE ÖZÜR DİLETTİ

Sosyal medyada gösteriler tepkiler sonrası gündeme oturan son örnek ise Denizli’de gerçekleşti.

Denizli Valisi Ali Fuat Atik, koronavirüs denetimleri kapsamında uğradığı bir dönerciye verdiği selamın ardından dönercinin karşılık verip işine devam etmesi ilginç karşılanmıştı. Vali Atik, kendisini tanımayan dönercinin bu tavrına karşılık işletme sahibini çağırdı ve yanındaki memurlara işyerinin "faaliyetten men" edilmesi talimatını verdi. O anlara ait görüntülerin sosyal medyada yayınlanmasının ardından birçok kişi Vali Atik'e tepki gösterdi.

Sosyal medyada oluşan tepkiler üzerine özür dileyen Vali Atik, şunları ifade etti; “Gün boyu yapılan denetimin getirmiş olduğu yorgunlukla işletme çalışanı ile yaşanan diyalogda şahsımın yaklaşımı, üslubum ve kullandığım ifadenin gönül kırıcı bir yaklaşım içermesi hakikaten şahsımı da üzdü. Bu sebeple vatandaşlarımızdan bu tutum ve yaklaşımım sebebiyle özür diliyorum. İşletmemiz vatandaşımıza hizmet vermeye devam edecek ve inşallah yaşanan bu üzücü görüntüyü, işletmemizi ziyaret ederek nezaket ve tevazuuyla telafi edeceğiz. Bizler milletimiz için varız ve bu milletin hizmetkârıyız. Devlet, millet için vardır. Umuyor ve diliyorum ki birlik ve beraberlik içerisinde daha sakin, daha duyarlı, daha vakur bir duruşla bu süreci hep birlikte atlatacağız. İnanıyorum ki salgınla mücadeleyi milletimiz kazanacak, en kısa sürede bu topraklardan korona virüs illetini hep birlikte yeneceğiz. Kamuoyunun bilgisine saygıyla sunuyorum."