AK Parti'den erkem seçim açıklaması

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun erken seçim çağrısını AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik yanıtladı. Çelik "Seçim zamanında yapılacak" dedi.

Ekleme: 13.10.2020 18:14:36 / Güncelleme: 13.10.2020 18:15:55 / Güncel
Destek için 

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, gündemdeki konuları ve CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun erken seçim çağrısına yanıt verdi

HATAY'DAKİ YANGINLA İLGİLİ ÇARPICI SÖZLER

Ömer Çelik, AK Parti Merkez Yürütme Kurulu sonrası açıklamalarda bulundu. Hatay'daki yangınla ilgili konuşan Çelik, "PKK'lı bir grubun biz yaptık diyerek alçakça bir şekilde acıların üzerine benzin dökmesi lanetlenmesi gereken bir durumdur. Soruşturma devam ediyor. Herhangi bir şekilde sonuca ulaşıldığında yetkili makamlar açıklayacaktır. Terörle mücadelede Pençe operasyonları güçlü bir şekilde sürüyor. Komşu ülke topraklarından ülkemize sızıyorlar. Gönül isterdi ki kendi topraklarında bu terör örgütlerini bertaraf edebilsinler. Bu olmadığı zaman Türkiye'ye sınır ötesi harekattan başka çare kalmamaktadır. Birtakım uluslararası güçlerin de bu terör örgütlerini kullandığı bellidir. PKK terör örgütünün tek ideolojisi Türkiye'ye düşmanlıktır. Kürt düşmanı bir organizasyon olduğu nettir" ifadelerini kullandı.

"ERMENİSTAN BİR HAYDUT DEVLET GİBİ SALDIRIYOR"

Ermenistan ile Azerbaycan arasındaki çatışmalara değinen Ömer Çelik, "Ermenistan saldırdığı zaman sesi çıkmayanlar, Azerbaycan topraklarını almak için gücünü gösterdiğinde ateşkes çağrıları geldi. Bu bir çifte standart göstergesidir. Ermenistan bir haydut devlet gibi sivillere saldırıyor. Azerbaycanlı kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz" dedi.

"ERKEN SEÇİM SÖZ KONUSU DEĞİLDİR"

Çelik, CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun erken seçim çağrısına ilişkin yaptığı açıklamada, "Erken seçim Cumhur İttifakı açısından söz konusu değildir. Seçim zamanında yapılacak. Seçim demek siyasetçinin enerjisini başka bir alana kaydırması demek" ifadelerini kullandı.

DOĞU AKDENİZ'DEKİ GELİŞMELER

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, konuşmasını şu şekilde sürdürdü:

"Doğu Akdeniz'de bakıma alındıktan sonra Oruç Reis gemisinin görevine dönmesinden sonra üst üste açıklamalar geliyor. Böylesine hukuktan yoksun, saçma sapan açıklamalar olabilir mi? Farklı farklı ülkelerin açıklamalarına bakın sanki her biri Yunanistan Dışişleri Bakanlığı tarafından yazılmış. Kes kopyala yapıştır yöntemiyle aynısıdır. Biz yetki alanlarımız içinde kıta sahanlığımız içinde arama yapıyoruz. Ana karaya 15 kilometre uzaklıkta mesafede. Tutmuşlar, Türkiye'de burada istikrarsızlık unsuru oluyor gibisinden akılla bağdaşmayacak yaklaşımlar gösteriyor. Türkiye Cumhuriyeti devleti Atatürk'ün 'Yurtta Sulh Cihanda Sulh' ilkesine bağlıdır. Karşımızda dayatmalarla müzakerenin, diplomasinin değerini bilmeyen sürekli Türkiye ve KKTC'nin haklarını gasp etmek isteyen güç varsa bunun cevabını vermeye hazırız.

Zorbalık ve dayatmayla elde edilecek bir şey yok.Yunanistan Sevilla anlaşması diye bir işgal kağıdını bir paçavrayı önümüze getirip Meis Adası üzerinden 40 bin kilometrelik deniz yetki sahası üretmeye çalışıyor. Böylesine saçma sapan bir şey olabilir mi? Türkiye'ye tansiyonu yükseltiyor diyen tarafların hepsi Yunanistan'ın tansiyonu yükselten taraf olduğunu çok iyi biliyor ama buna rağmen bir mahalle dayanışması içindeler.

Cumhurbaşkanımız masadan kaçan taraf olmayacağız demişti. Bunun yerine masayı istismar edenlere göz yummayacak kadar diplomasi tecrübemiz var. Yunanistan'ın bunu anlaması gerekiyor. Diplomasiyi nefes almak, Türkiye aleyhinde organizasyonlar oluşturmak için istismar edenlere karşı sahada verilecek cevabımız var. Kendi mavi vatanımız içerisinde arama yapıyoruz.

KAPALI MARAŞ'IN KULLANIMA AÇILMASI

KKTC'de Maraş'ı kullanıma açılan bölge ile ilgili birtakım kaygıların gerçek olmadığı görülmüştür. Orada mağduriyete yol açılmamaktadır. KKTC'yi destekliyoruz. Yunan Rum tarafının BM Güvenlik Konseyi kararlarını ihlal ederek şimdiye kadar yaptıkları işi burada da yapmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bu bölge Kıbrıs Türklerine aittir. Rum yönetiminin yanıltıcı şekilde bir açıklama yapması karşısında herkesin Kıbrıs yönetiminin sözlerine değil adadaki gerçeklere uygun olarak bu yaklaşımı değerlendirilmesinde fayda vardır."