Uzmanlardan ''Okulları açın'' Çağrısı!

15 bin bilim adamı, sağlığı yerinde olanların koronavirüs sınırlamalarına tabi tutulmamasını istedi. Üç bilim adamının yayımladığı bildiride “Okulları ve üniversiteleri açın” çağrısı yapıldı.

Ekleme: 09.10.2020 09:28:03 / Güncelleme: 09.10.2020 09:28:03 / Güncel
Destek için 

Oxford Üniversitesinden Sunetra Gupta, Stanford Üniversitesinden Jay Bhattacharya ve Harvard Üniversitesinden Martin Kulldorff 4 Ekim’de 'Great Barrington Deklarasyonu' adıyla bir bildiri imzaladı. ABD'nin Massachusetts eyaletindeki bölgenin ismini alan bildiride, hükûmetlere “Sağlıklı kişilerin normal hayatlarına dönmesine izin verin, toplumun zayıf kesimlerinin koruma altına alın” çağrısı yapıldı. Covid-19'a karşı uygulanan kısıtlama politikalarıyla ilgili "büyük endişe duyduklarını" ifade eden 2 bilim adamı ve 1 bilim kadını, yasakların toplumlar ve bireylerde fiziksel, ruhsal olarak olumsuz etkilere yol açtığına dikkat çekti.  Bildiride, düşük risk gruplarında koronavirüsün yayılması ve böylece nüfusun önemli bir kesiminin bağışıklık kazanmasıyla salgının dindirilmesi tavsiye edildi. Aşı bulununcaya dek uygulanacak kısıtlama politikalarının toplumda "tamir edilemez hasara" yol açacağı ve kısıtlı imkânlara sahip olanların bundan daha fazla etkileneceği belirtildi. Kısıtlamalar sebebiyle çocuklarda aşılama oranlarının düşmesine, kalp ile kanser hastalarının bakımı ve tedavisinin zarar gördüğüne dikkat çekildi. Bildiriye destek kısa sürede çığ gibi büyüdü. Dünyanın farklı bölgelerinden 15 bine yakın bilim adamı ve sağlık uzmanının yanı sıra 120 bin kişi de bildiriye imzasını attı.

İngiltere’deki Leeds Üniversitesi'nden Doç. Dr. Stephen Griffin, bildiriyi "iyi niyetli" bulduğunu ancak, etik ve lojistik problemlerin yanı sıra bilimsel hatalar içerdiğini söyledi. Griffin, kırılgan olarak adlandırılan kişilerin birçok kesimi kapsadığını belirterek “Bu kişiler de eşit muamele görmeyi hak ediyor” dedi. Harvard Üniversitesi epidemiyoloji profesörü William Hanage, bildirinin kitlesel kısıtlamalara karşı olduğunu aktararak "Gençler ve sağlıklı kişiler arasında virüsün kontrolsüz bir şekilde yayılmasına göz yummanın uzun dönemli sağlık problemlerine yol açabilir” diye konuştu. Yale Üniversitesi salgın hastalıklar uzmanı Gregg Gonsalves de virüsü kontrol altında tutmak için kısıtlamaların ve diğer tedbirlerin gerekli olduğun savundu. Gonsalves sürü bağışıklığı stratejisinin "sürüdeki hasta ve engellilerin itlafı" anlamına geleceğini ve "korkunç" olduğunu kaydetti.

Great Barrington Deklarasyonu'nun imzalayan bilim adamları pandemi döneminde okulların kapatılmasını da değerlendirdi. "Öğrencileri okuldan uzak tutmak büyük bir haksızlıktır" diyen bilim adamları "Çocuklar için Covid-19, grip de dâhil olmak üzere diğer birçok zararlı şeyden daha az tehlikeli." diyerek alınan çocuklar için hayatın normale döndürülmesini talep etti. "Okulların ve öğrencilerin mecburi maske kullanımı " tartışmaları da sürüyor. Millî Eğitim Bakanı Ziya Selçuk, her ülkenin şartlarının kendine özgü olduğunu belirterek "Kıta Avrupa’sı açısından bakıldığında tümünün açtığını ve hatta 10-12 yaş altında maske olmadığını, tam zamanlı açtıklarını haftada beş gün, bütün kademelerde, kimisinde sadece öğretmenlerde maske olduğu kiminde lise düzeyinde maske olduğunu görüyoruz” sözlerine rağmen Türkiye'de istisnasız bütün öğrenciler maske kullanmak zorunda. Oysa ki okullarda maske kullanımının ciddi kontrol gerektirdiğini belirten Amerikan Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (CDC) maske kullanımının çocuklarda çoğu zaman faydadan çok zarar getireceği görüşünde. CDC'nin bu görüşünü birçok uzman da destekliyor. Saygın Tıp Dergisi Lancet'e konuşan uzman epidemiyologlar, çocukların istem dışı el ve yüze dokunma sıklığını hatırlatarak şunları söyledi: Dış yüzeylere temas eden çocukların dezenfektan kullanmadan elleriyle maskelerine dokundukları ve bunu gün içeresinde birçok defa yaptıkları düşünülürse burada faydadan çok zarar söz konusu. Onlara iyilik yapmıyoruz. Maskeden daha önemlisi hijyen ve fiziki mesafe olmalı. Maske genel anlamda enfekte olan kişinin virüsü yaymasını engeller. Virüsün alınmasını engelleme konusunda tek başına bir faktör değildir.

(Türkiye Gazetesi)