Dünya Çocuk Hakları Derneği ve Türkiye Aile Meclisi Başkanı Adem Çevik, İstanbul Çağlayan Cumhuriyet Başsavcılığına ATV'deki Esra Erol'da programında yaşanan rezalete ilişkin suç duyurusunda bulundu.
Suç duyurusunda programa katılan Esra Karakuş ile Ferdi Karakuş’un tartışması sırasında utanç verici bir durumun ortaya çıktığını belirten Çevik, "Olay gayrimeşru çocuk sahibi olan bir annenin, eşinin huzurunda, komşusundan hamile kalması ile ilgili DNA testi sonucunu çekiliş sonucu gibi açıklamasının ardından, ezilen bir koca ve fuhşiyatı 'Allah'a şükür'le karşılayan bir kadın, ve gayri meşru ilişki sonucu dünyaya gelen bir çocuk, o çocuğun biyolojik babasının aile, sosyal çevre ilişkileri ve hepsinden önemlisi bu rezalette tek masum kişi olan ecrin bebeğin hak ve hukuku, geleceği ve media canavarının elinde oyuncak olan aile, insanlık, ahlak, edep. Bu olayın ardından malum medyayı ve programı, program sunucunu aklamaya çalışanların Ecrin bebeğin daha bebeklik günlerinde onun rayting, şöhret, paraya kurban edilmesi. Kuşkusuz burada vicdanı kanayan bu olaya tanıklık eden anneler, aileler, babalar… Burada ahlaksızca işlenen bir suç vardır. Birileri bu rezaletten zarar görmeden yakasını kurtarıp, yollarına devam etmek isterken, birileri bunları sahiplenerek efendilerine sadakat uğruna, haklının yanında olma yerine, haksızlıklar karşısında susanlardan bile olma gereği duymadan, birilerini savunabiliyorlar." dedi.
"Bu tür olaylar caydırıcı bir ceza ile cezalandırılmadığı takdirde toplumsal barış için risk oluşturacaktır"
Olayın, toplumun her kesiminde nefretle ve infialle karşılaştığını söyleyen Çevik, bu tür hadiselerin, genel ahlak ve kamu düzeni açısından bir risk olduğunu vurguladı.
Yapılanların basın özgürlüğü ile açıklanamayacağını, olayda kamu yararının da olmadığını belirten Çevik, "Aile üzerindeki tahribatlar artık potansiyel bir risk olmaktan çıkıp, geleceğimiz ve ülkemizin milli güvenliği için açık ve yakın bir tehdit haline gelmiştir. Bu tür olaylar caydırıcı bir ceza ile cezalandırılmadığı takdirde toplumsal barış için risk oluşturacaktır. Kötü niyetlilerin istismarı ve kışkırtmasına meydan vermeden ve hadiseyi zamana yaymadan, konunun yasama, yürütme ve yargı açısından acilen çözülmesi gerekir. Aksi halde, toplumun yasama, yürütme ve yargıya olan güveni zaafa uğrayabilir." ifadelerini kullandı.
Programdaki tarafların hiç birinin iyiniyetli olmadığını ve kamu yararını gözetmediğini belirten Çevik, bu anlamda “Genel Ahlaka uygunluk” ilkesinin ihlal edildiğini kaydetti.
Ailenin korunması ilkesi ihlali edildi, insanlığa karşı suç işlendi
Çevik, programda işlenen suçları şöyle sıraladı:
Örnek olayda fuhşiyatın tabiileştirilmesi anlamında meşrulaştırma etkisi, Anayasanın amir hükmü olan ailenin korunması ilkesinin ihlali söz konusudur.Ahlak dışı ilişkiler konusunda 'Allah'a şükür' gibi, Allah’ın razı olmadığı, lanetlediği işler konusunda, Allah’ın bu kirli işlere alet edilmesi, dini ve dindarları aşağılayan bir tutumdur.
Şikayet konusu olan olayda aile kurumu rencide edilmiş, adeta alay konusu edilmiştir. Ailede tarafların birbirine sadakatı konusu anlamsızlaştırılmıştır.
Tv sunucusunun DNA testini, piyango çekilişi yapar gibi, sonucu belli olduğu ve bunun ahlak dışı olduğunu bile bile, hem de sanki müjdeli habermiş algısı oluşturan bir fon müziği eşliğinde rayting uğruna sansasyonel şekilde açıklaması ayrı bir hukuki sorun teşkil etmektedir.
Zinakarı, zinasını kocasının huzurunda 'Allah’a şükrederek!' kutlayan kişi ve buna zemin hazırlayan medya, aynı zamanda eşi zina eden erkek ve başka bir kadınla evli olan komşusunun resmi eşine karşı da suç işlemiştir. Hatta kadının hangisi olduğunu bilemediği bir başkası daha söz konusudur. Dolayısı ile olay o apartmanda ya da çevre komşular nezdinde bir utanç, şüphe, o apartman sahipleri için aynı zamanda maddi ve manevi kayıp sebebiyledir ki bu suç aile kurumunu yok etme küresel savaşına hizmet ettiği için topluma karşı insanlığa karşı işlenen suçlar kapsamındadır.
Kanalın rayting uğruna açık bir tahriki ve fahişeliğe/fuhşiyyata/kötülüğe/fahşaya/ahlaksızlığa teşviki sözkonusudur.
Rayting uğruna bu ve benzeri durumlar kadına ve çocuğa şiddeti ve cinayeti teşvik etmesi hasebiyle çocuğa karşı da şiddet suçu çocuk istismarı suçu işlenmiştir. Çocuğa şiddete de erkeğe şiddete de karşı çıkmak insani imani vicdani bir vazifedir.
"Kişi ve kurumlar hakkında yasal işlemler başlatılsın"
Çevik, suç duyurusunda netice ve taleplerini ise şöyle sıraladı:
"ATV, sözkonusu kanalın sahibi ve sorumlu müdürü, program yapımcısı, sunucusu, konukları kollektif olarak bir suçun ortaklarıdır.
Çocuğun soyadının yeniden düzenlenmesi ile kişilik haklarının korunması ve aynı zamanda çocuğun yeni isim düzenlemesi ile ilgili gizlilik kararı alınması, çocuğun haklarının korunması için adli müzaheret kararı verilmesi gerekir. Çocuğun velayeti konusunda adli yardım ve maddi açıdan idari yardım sağlanmalıdır. Bu anlamda "çocuğun yüksek yararının" korunması gerekir.
Eşin sadakatsizliği zinâ boyutuna ulaştığından, TMK'nun 161. Maddesine göre yargılanması gerekir. Ayrıca eşini kamuoyu önündeki, söz ve davranışı ile küçük düşürdüğü için ayrıca da suç işlemiştir. Olay bir yanı ile de basın suçu içermektedir. Konu, RTÜK’ün idari ceza kararı ile sınırlı değildir ve olamaz. Konunun ayrıca TCK tarafından ele alınarak değerlendirilmesi gerekir. Suçun oluşması için zemin oluşturulmuş, DNA sonucunun ulu orta açıklanması ile hem konuklar, hem de olay yerinde olmayan çocuğun kişilik haklarına zarar verilmiş. Bir başka kişi hakkında yapılan açıklama ile o kişi ile ilgili de ayrı bir suç oluşmuştur. Ve bütün bunlar toplumun gözü önünde olmuştur.
Olaylara karışan tüm kişi ve kurumlar hakkında TCK 216, 218, 175, 233, 122, 125, 267 43, 6, 77 açısından gerekli tesbit ve incelemeler yapıldıktan sonra, kişi ve kurumlar hakkında yasal işlemlerin başlatılarak suçluların cezalandırılmasını talep ederim." (İLKHA)