Bilim Kurulu'nun önerisi ve Milli Eğitim Bakanlığı tarafından alınan kararla yeni tip Coronavirus (Covid-19) nedeniyle mart ayında okullar kapanmıştı.
Okulların kapanması ile birlikte sezon için aldıkları ürünleri ellerinde kalan ve ödemelerini yapamayan kırtasiyeciler, umutlarını yeni eğitim-öğretim yılına bağlamıştı.
Coronavirus salgının devam etmesi üzerine okulların açılması ertelenmiş, 21 Eylül tarihinde ise okul öncesi ve birinci sınıf öğrencileri için kontrollü bir şekilde okullar açılmıştı.
Velilerin çocuklarını okula gönderip göndermeme konusunda tereddüt yaşamaları kırtasiye satışlarına da olumsuz şekilde yansıdı.
Pandemiden dolayı yaşanan sıkıntılara büyük alış merkezlerinin eylül ayında sattıkları kırtasiye ürünleri de eklenince kırtasiyeciler işin içinde çıkamadı.
Yaşadıkları sorunlar ile ilgili İLKHA mikrofonuna konuşan kırtasiyeciler bir an önce okulların açılması gerektiğini ifade ettiler.
"Eğitim sektörü Türkiye’de rüzgârdan darbe alan bir sektördür"
Bahçelievler Mahallesi'nde kırtasiye-kitapevi işleten Mehmet Şah Toy, zor günler yaşadıklarını belirterek, "6 aydır pandemiden dolayı iş yapamıyoruz. Tüm sektörlerde bir durgunluk yaşanmıştır ama eğitim sektörü Türkiye’de rüzgârdan darbe alan bir sektördür. En çok acısını biz yaşıyoruz. 6 aydır iş olmaması ve büyük marketlerinde 9’uncu ayda bizimle rekabete girişmeleri sektöre büyük darbe vurdu. En çok iş yaptığımız sezon başı gördüğünüz üzere boş geçiyor ve herhangi bir iş yapamıyoruz. Bir an önce okulların açılmasını istiyoruz. Avrupa’da bütün okulların açık olduğunu hepimiz biliyoruz. Türkiye’de turizm, düğün salonu ve sanat gibi bütün sektörler açık olmasına, toplulukların bir araya gelmesine rağmen sadece okulların kapalı olması düşündürücü bir durumdur. Devletimizden bir an önce okulları açmasını ve çocukların okula gitmesini istiyoruz." ifadelerini kullandı.
"Kırtasiye ürünlerinin kırtasiyeden alınmasını istiyoruz"
Büyük AVM'lerin eylül ayında kırtasiye ürünleri satmasının kendilerini olumsuz şekilde etkilediğini vurgulayan Toy, "AVM'lerde kırtasiye ürünlerinin satılmasına düzenleme, yasaklama ya da sınırlama getirilmesi gerekir. Sadece 9’uncu ayda Çin’den veya oradan buradan getirdikleri ucuz ürünlerle bizimle rekabete girişilmesi doğru değildir. Müşteri gelip diyor ki ‘orada defter bu fiyata veriliyor, sizin buradaki silgi orada bu fiyata veriliyor’ Tamam da benim bir sezon boyunca verdiğim hizmeti unutuyorlar. O saydığımız marketlerin 9-10 bin mağazası ile mücadele edemem. Benim aldığım ürün 300-500 tane iken onlar aldığı ürünlerden her bir markete bir tane koyarsa 10 bin ürün eder. Bu yüzden aramızda haksız bir rekabet oluşuyor. Bunun önlenmesini ve sınırlandırılmasını istiyoruz. Kırtasiye ürünlerinin kırtasiyeden alınmasını istiyoruz." şeklinde konuştu.
Geçen seneki ödemelerini de bu seneye eklediklerine değinen Toy, "Geçen yıl mart ayından sonraki ödemelerimizde problem yaşamaya başladık ama devlet kredi ile bizi destekledi. Geçen yılın ödemelerini bu yıla eklemiş olduk. Elimde bu yıl aldığım ürün var, satamadım ve elimde kaldı. Elimde kalan ürünlerin ödemelerini ve geçen yıl çektiğim kredinin ödemesini yapacağım. Allah sonumuzu hayretsin diyoruz, başka ne yapabiliriz." şeklinde konuştu.
"Veliler çocuklarını okula gönderme konusunda tereddüt yaşıyorlar"
Uzun yıllar Şanlıurfa'da kırtasiye sektöründe çalışan Salih Büyükkılıç, "Sezon için hazırlıklar yaptık, epey alımlar yaptık fakat öğrenci olmayınca satış yapamıyoruz. Çünkü veliler birinci sınıftaki öğrencilerini okula gönderme konusunda tereddüt halindeler. Veliler ve öğretmenlerin hepsi tereddüt içerisindeler, o yüzden sıkıntılar yaşıyoruz. Büyük AVM’lerdeki kırtasiye satışları kısmen bizi etkiliyor. Çünkü kaliteli mal getirmedikleri zaman biz avantajlı çıkıyoruz. Çünkü biz iyi mal getirdiğimiz için müşteriler bizi tercih ediyor. Kalitesiz mal oldu mu iki günde kullanıp atıyorlar. Pandemi bittikten sonra işler açılacağına inanıyoruz inşallah." dedi. (İLKHA)