Yusuf Can - Haber Yorum
"İnanç ve güç" notuyla paylaşılan bu fotoğrafta elinde silah tutan Papaz adeta Türkiye ve Azerbaycan’a tehditkar mesajlar veriyor.
İlginçtir bu papazın paylaşımı Ermenistan Devletinin resmi paylaşımı olarak sunuluyor ve kimseden çıt yok.
Mesela Ermenistan’da hiçbir muhalifin çıkıp da şöyle açıklamalarda bulunduğu görüldü mü?
“Bu ülke Laik bir ülkedir. Bir papazın bir din adamının böylesi bir pozu laik devlet anlayışımıza aykırıdır, hele hele bu pozun devletin resmi sosyal paylaşımı olarak sunulması tam bir rezalettir. Böyle bir şey kabul edilemez!”
Elbette ki görülmedi görülemez de.
İlginçtir İslam Dünyasından da bu pozlara yeterli tepkiler gösterilmedi.
Sebebini merak etmemenin sebebini merak edince şu sebep akla hücum etti:
-Böylesi bir poz bir papazdan beklenir ama bir İmam’dan beklenmiyor. (Oysa Bir İmamın asli görevlerinden biri de böyle zamanlarda Müslümanları teşvik etmesi ve en ön saflarda onları cenge/ cihada teşvik etmesi gerekir)
-Böylesi bir poz bir İmam’a yakıştırılmıyor. (Oysa tarih boyunca İslam Ordularının önünde daima İmamlar, Alimler, Arifler bulunmuştur.
-Bir İmam böyle poz verse Hristiyanlar yetmez ülkedeki tüm Laik- Kemalistler koro halinde “İrtica hortluyor, Cihatçılar cepheye gönderiliyor…” feryatları koparmaya başlarlar.
Hatta bu pozlar verilmeden CHP Dış İlişkilerden Sorumlu Genel Başkan Başdanışmanı Ünal Çeviköz, Azerbaycan ila Ermenistan arasında çatışmalar başlayınca “Türkiye'den Azerbaycan'a silah yardımı yapıldığını ve çatışma bölgesine cihatçı grupların gönderildiğini” iddia etmişti.
Çeviköz, bu işaretiyle İşin içine Cİhad ehlini katarak bir yandan kendi ülkesini dünyaya şikayet ediyor, bir yandan da “İki devlet tek millet” sloganını çiğnemiş oluyordu.
Ancak bu, CHP’nin çok da umurunda değil.
Öyle ki CHP’den kimse çıkıp da ya öyle bir şey yok, bu onun şahsi görüşüdür falan demedi tam aksine sessiz destek verilmiş oldu.
CHP’nin tarihine bakıldığında bunun ilk olmadığı görülür.
1947’de 146 Azeri Türkü’nü, Stalin’e teslim eden İnönü’ye seslenerek “ Bizi siz öldürün vermeyin Rus’a. Yakışmaz mertliğe, sığmaz namusa” diyen Azeri Türk’leri, teslim edilmek üzere Boraltan Köprüsü’nden karşıya geçerek Türkiye askerinin gözleri önünde kurşuna dizilirler.
Hatta bu katliamdan geriye bir türkü kaldı “Önüne aldı beni, kardeşim sattı beni…” diye.
Şimdi bu SOL-LAİK-KEMALİSTLER çıkıp kendilerini bu ülkenin kurucu partisi, kurucu öğeleri ve daha da önemlisi bu ülkenin SAHİPLERİ olarak anlatıyorlar, bu havayla konuşabiliyorlar.
Elbette ki bu gücü :
“1-Devletin Güvenlik Bürokrasisinde hakim olan anlayıştan..
2-Türkiye’deki insanların maruz kaldığı sosyolojik travma ile değerlerinden uzaklaşmasından” alıyorlar.