ÖLÜ SAYISI 1 MİLYONU AŞTI KORONAVİRÜS DURMAK BİLMİYOR

2019'un Aralık ayında Çin’de başlayan ve küresel çağda etkisini sürdüren koronavirüs pandemisinde ölüm ve vaka sayıları artmaya devam ediyor. Dünya genelinde yeni tip koronavirüs salgını sebebiyle hayatını kaybedenlerin sayısı 1 milyonu aşarken, vaka sayısı 33 milyon 169 bin 393'e ulaştı. Salgından dolayı ölenlerin büyük kısmı ABD, Brezilya ve Hindistan olurken AB ülkelerindeki yükseliş de uzmanları endişelendirdi. Salgına karşı tedbirlerin elden bırakılmaması gerektiğini belirten uzmanlar,  tehdidin çok ciddi olduğuna dikkat çekti.

Ekleme: 29.09.2020 01:48:33 / Güncelleme: 30.09.2020 02:14:40 / manşetler
Destek için 

DOĞRUHABER / Musa Azak

Dünya genelinde virüs nedeniyle yaşamını yitirenlerin sayısı 1 milyon 175'e, vaka sayısı 33 milyon 169 bin 393'e ulaştı. Kovid-19 kaynaklı bugüne kadar en fazla can kaybı 209 bin 230 ölümle ABD'de kaydedildi. Bu ülkeyi 141 bin 441 ile Brezilya, 94 bin 971 ile Hindistan, 76 bin 243 ile Meksika, 41 bin 971 ile İngiltere, 35 bin 835 ile İtalya, 32 bin 142 ile Peru, 31 bin 700 ile Fransa, 31 bin 232 ile İspanya ve 25 bin 589 ile İran izledi. Çin'in Vuhan kentinde Aralık 2019'da ortaya çıkan Kovid-19, 200'den fazla ülke ve bölgeye yayıldı. Virüs bulaşan 24 milyon 504 bin 233 kişi iyileşti.

Vaka sayıları ABD'de 7 milyon 245 bin, Hindistan'da 5 milyon 903 bin, Brezilya'da 4 milyon 689 bin, Rusya'da 1 milyon 143 bine yükseldi.
RAKAMLARLA DÜNYADA SALGININ SON SEYRİ
ABD'nin New York şehrinde, salgın nedeniyle uzun süredir kapalı olan restoranlara, 31 Ekim'e kadar verilen kaldırım ve yol kenarlarında yemek servisi izninin yıl boyunca uzatıldığı açıklandı.
Hindistan Başbakanı Narendra Modi, Kovid-19 aşısının üretim ve dağıtımında bütün ülkelere yardım etme sözü verdi.
Rusya'da Moskova Belediyesi, 28 Eylül’den itibaren şehirdeki 65 yaş ve üstü vatandaşlar ile kronik rahatsızlığı olanlara evde kalma zorunluluğu getirdi. Moskova yönetimi, evde kalan vatandaşlar için "sosyal hizmet ve vatandaşa destek sistemi"ni devreye soktu.

İNGİLTERE BAŞBAKANINDAN DÜNYA LİDERLERİNE SALGINA KARŞI BİRLİKTE MÜCADELE ETME ÇAĞRISI
İngiltere Başbakanı Boris Johnson, dünya liderlerini salgınla mücadelede birlik olmaya çağırarak gelecekteki salgınları önlemek için 5 maddelik plan sundu.
İngiltere'de salgın önlemleri ve aşı karşıtı StandUpX adlı grubun üyeleri, gösteri yasağına rağmen başkent Londra'da eylem yaptı.
ABD merkezli Johnson&Johnson (J&J), ürettiği Kovid-19 aşısının, klinik deneylerde virüse karşı güçlü bağışıklık oluşturduğunun gözlendiğini bildirdi. ''Ad26.COV2.S'' adı verilen aşının tek dozunun iki doza eşit derecede olumlu tepki verdiği ve bu nedenle dağıtımının daha kolay olacağı ifade edildi.
Belçika Başbakanı Sophie Wilmes, artan vaka sayıları üzerine ülkenin bazı bölgelerinde daha sıkı önlemler almak zorunda kalacaklarını ve özellikle başkent Brüksel bölgesinde tedbirleri artıracaklarını söyledi.
Almanya'nın Köln kentinde binlerce kişi, hükümetin uyguladığı salgın kısıtlamalarını protesto etmek için bir araya geldi.

ESKİ İTALYA BAŞBAKANI BERLUSCONİ’YE YAPILAN KOVİD-19 TESTİ BİR KEZ DAHA POZİTİF ÇIKTI
Danimarka’da salgın tedbirleri kapsamında düğünlere 50 kişi sınırlaması getirildi. Ülkede, 7 Eylül’de uygulamaya konulan restoranların, kafelerin ve barların 22.00’de kapatılması kararının, 18 Ekim’e kadar uzatıldığı açıklandı.
Moldova'da 6 parlamento milletvekilinin Kovid-19’a yakaladığı ifade edildi.
Avustralya'da salgın nedeniyle en fazla can kaybı ve vaka sayısının kaydedildiği Victoria eyaletinin Sağlık Bakanı Jenny Mikakos, eyalette ikinci dalganın yaşanmasına neden olan otel karantinasındaki ihmallerden dolayı görevinden istifa ettiğini açıkladı.
Eski İtalya Başbakanı ve Forza Italia partisinin lideri Silvio Berlusconi’ye yapılan Kovid-19 testi bir kez daha pozitif çıktı.

TÜRKİYE’DE SALGININ SON TABLOSU

Tüm dünyada bunlar olurken, Sağlık Bakanlığı, Türkiye'nin günlük Covid-19 tablosunu paylaştı. Açıklanan son 24 saatlik verilere göre; 1467 yeni vaka tespit edildi, vefat sayısı ise 68 olarak gerçekleşti.

Böylece Türkiye'de Covid-19 nedeniyle hayatını kaybedenlerin sayısı 7 bin 997'ye, toplam vaka sayısı ise 314 bin 433'e yükseldi.

Son 24 saatte tedavisi tamamlanan 1116 hastanın daha taburcu olmasıyla toplam iyileşen hasta sayısı 275 bin 630'a yükseldi. Toplam test sayısı 10 milyon 37 bin 700, ağır hasta sayısı 1583, hastalarda zatürre oranı yüzde 6,5 oldu.

Sağlık Bakanı Koca, "Uzun bir aradan sonra ağır hasta sayımız azaldı. Bugün 1.583 ağır hastamız var. Zatürre oranı da düşmeye devam ediyor. Yeni hasta sayısı azalma eğiliminde. Tedbirlerin netice verdiği tartışmasız bir gerçek. Birlikte tedbirlere uyarak virüsü yenelim" dedi.

HASTALIK GENÇLERDE FAZLA GÖRÜLMEYE BAŞLANDI

Ankara Şehir Hastanesi Acil Tıp Kliniği Eğitim Görevlisi ve Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Doç. Dr. Afşin Emre Kayıpmaz, sosyal hayatına devam eden, dünyayı çevreleyen salgına rağmen dışarıda dolaşan genç neslin, Koronavirüs belirtileri ile hastaneye daha çok başvurduğunu söyledi. Buna rağmen ağır hastaları oluşturan grubun ise 60 yaşın üstündeki kişiler olduğunu söyledi. Gençlerde de hastalığın daha ağır seyrettiğini belirten Kayıpmaz, hastalığın sadece ileri yaş grubunun hastalığı olmadığını, gençlerde de fazla göründüğüne dikkat çekti. Ankara'da vaka artış hızının düşüşe geçtiğini söyleyen Kayıpmaz, bu başarının filyasyon ekiplerinin yoğun çabasına bağlı olduğunu belirtti.

BİRLİKTE YAŞADIĞINIZ HANE HALKINIZ DIŞINDAKİ KİŞİLERLE BİRLİKTE YEME İÇME ÇOK RİSKLİ

Sağlık Bakanlığı Bilim Kurulu Üyesi Prof. Dr. Tevfik Özlü ise, "Aynı evde birlikte yaşadığınız hane halkınız dışındaki kişilerle birlikte yeme içme çok riskli. Çünkü yemek yerken, çay/kahve içerken maske takamazsınız. Virüs bu sırada bulaşıyor. Aile içi ziyafetlerde maske devre dışı kaldığından, yeme içme sırasında virüsten korunmak için mesafenin korunması çok daha önemli hale geliyor. Aynı masada, sofrada yemek yenildiğinde, eğer virüsü yayan bir kişi varsa, bulaşma kaçınılmaz. Dostlarımızla, sevdiklerimizle, yakınlarımızla birlikte eskisi gibi yeme içme güvenli değil." uyarısında bulundu. 

Özlü, "Herkes kendi tabağını alıp, ayrı bir odada tek başına veya en azından 2 metre mesafeyi koruyacak şekilde ayrı oturarak yenilip içilmeli. Örneğin iki aile bir restorana gidilirse, iki ayrı masada servis alınmalı… Restoran, kafe, yemekhane gibi topluca yenilip içilen yerlerde, masalar arasında yeterli mesafe bırakılması; mekanın sürekli dış ortam havasıyla sirküle edecek şekilde havalandırılması ve aynı anda içeride çok sayıda insan olmaması çok önemli. Giriş çıkış sırasında masa aralarından geçen müşterilerin, yemek almakta olan masalardaki maskesiz kişilere bulaştırmamaları için, maskelerinin takılı olması lazım." ifadesini kullandı. 

“VEBAL TEDBİRLERE RİAYET ETMEYENLERDE”

Konuyla ilgili olarak Gazetemize değerlendirmelerde bulunan İTTİHADUL ULEMA Genel Başkanı Molla Enver Kılıçarslan, bir insanın başkalarına zarar vermesinin hak İhlali olduğunu, bunun da Kur’an’dan ve hadislerden anlaşılacağı gibi haram olduğunun altını çizdi. Resulullah (s.a.v.)’in bir hadisinde: “Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur” dediğini belirten Kılıçarslan, “bir insan başka bir insana zarar veremez. Bu insanların hakları ihlalidir. Bu konuda hadislerden anlaşılacağı üzere haramdır” dedi.

Başka bir hadiste Resulullah (s.a.v.)’in; “Hasta bir insan (hastalığı bulaşıcı ise) sağlıklı insanların yanına gitmesin” dediğini belirten Kılıçarslan sahabe hayatından şu örneği getirdi; “Hz. Ömer bir gün Ensar ve Muhacirlerle birlikte Şam’a gitmek istiyor. Şam yakınlarında kendisine Şam’da taun hastalığının olduğu haber veriliyor. Bulaşıcı hastalıklarla alakalı Resulullah (s.a.v.)’in hadisini hatırlayan Hz. Ömer bunun üzerine bulaşıcı olan bu taun hastalığından ötürü Şam’a girmekten vazgeçiyor ve Medine’ye geri dönüyor. Ordu komutanlığına getirilen Amr b. As çözüm olarak insanlara hem ayrı ayrı kalmaları, hem diğer insanları hastalıktan korumaları hem de temiz hava nedeniyle belki şifa bulmaları ümidiyle dağlara çıkmalarını söylüyor ki bu taun sebebiyle 40 bin nüfuslu Şam’da 20 bin insan hayatını kaybediyor. Bu şekilde hem kendileri hastalıklı yere girmiyorlar hem de insanların oradan çıkmasına izin vermiyorlar.”

“TEDBİRLERLE BERABER ALLAH’TAN YARDIM İSTENMELİ, ALLAH’A SIĞINMALIYIZ”

İnsanların bu gibi felaketlerden kendilerini muhafaza etmelerinin iki yönü olduğunu belirten Kılıçarslan, “Birincisi maddi yöndür ki şuan devletin mesafe, maske ve temizlik dediği şey budur. Bunlara son derece riayet etmek gerekiyor. Bir de bunun manevi boyutu vardır ki, bu da insanların tövbe etmeleri, istiğfar etmeleri, hastalıklara karşı dua etmeleridir. Resulullah (s.a.v.) bir hadisinde “Allah’ım nefsimden ve dizginleri senin elinde olan canlıların/hayvanların şerlerinden sana sığınırım” şeklinde dua etmiştir. Bilindiği gibi bu virüsler canlı birer hayvandırlar.  Bizler de bu ve buna benzer tüm hastalıklara karşı dua önlemini almalıyız. Eskiden bizler zarar veren hayvanların sadece gözle görülen hayvanlar olduklarını düşünürdük, ancak bugün tıp bütün hastalıkların kaynağının mikrop ve virüsler gibi canlılardan kaynaklandığını ortaya koymuştur. Hadiste de belirtildiği gibi bu canlılara karşı Allah’tan yardım istenmeli, Allah’a sığınmalıyız.” ifadelerini kullandı.

“HAYATI TEHLİKELERDEN KORUMAK, İNSANOĞLUNUN HAYATININ ORTAK ALANIDIR”

Tehlikelerden korunmanın İslam’ın emri olduğunu dile getiren Molla Cemal Çınar, “İslam’ın temel kaynağı Kur’an’ı Kerimdir. Kur’an’ı Kerim de “okumak, Temizlik ve davet” bunlar ilk inen ayetlerdir. Bu üç sacayağı üzerine daha sonraki konular bina edilmiştir. Kur’an’ı Kerimi alıp bir konuda toplamak mümkün olursa, deriz ki tamamen baştan sona kadar sadece insanı muhatap alarak onun dünya ve ahiret hayatını kurtarmak üzere olan bir ilahi çağrıdır. Bu çağrı, yukarda belirttiğimiz gibi “Okumak, Temizlik ve Davet” bu her üç konu insanın münevver ve medeni kimlik ve kişiliğini temin ederek beşeri olgunluğa tekabül eder. Bunlar aynı zamanda insanın insan ile olan ilişkilerdir. Demek ki Kur’an’ı Kerim’de insanın insan ile olan ilişkileri kitabın ilk ayetler arasında yerine alarak bir nevi öncelikli görülmüştür. Bunların ilklerinden biri de temizliktir.  Hayatı tehlikelerden korumak, insanoğlunun hayatının ortak alanıdır. Pandamiye karşı alınması gereken tedbirler dinimizin en önemli emirlerindendir. Fıkıhta bir kaide olarak, sıhhate yönelik alınacak tedbirlerde güvenilir tabiplerin sözü helal haram belirlemede kaynak olarak kabul etmek farzdır. Bu pandemi döneminde temizlik, mesafe ve Maske gibi tedbirlere riayet etmek gerekir. Buna riayet etmediği için bir insanın hayatını kaybetmesine sebep olursa kişi katil olur. “ dedi.

“BİR BAŞKA İNSANIN ÖLÜMÜNE SEBEBİYET VERDİĞİMİZDE DE BİZ KATİL OLMUŞ OLUYORUZ”

“Sebepsiz ve haksız yere bir insanı öldüren kişi şu anda yeryüzündeki tüm insanları öldürmüş gibi günaha girer. (Maide/32, Nisa/93)” ayetlerini hatırlatan Çınar, sözlerine şöyle devam etti: “Bu ayeti kerimelerden kesinlikle anlıyoruz ki, pandemide alınması gereken tedbirleri almadığımız için gerek bizim kendi hayatımız ya da bir başka insanın ölümüne sebebiyet verdiğimizde de biz katil olmuş oluyoruz. Sebepsiz yere insan öldüren ebedi cehennemde kalır. Bu öldürme olayı ille de silah sıkarak bir öldürme olmayabilir. Örneğin bir doktor hastasına zamanında ve gerekli müdahaleleri yapmayıp görevini ihmal ettiğinden dolayı bir hasta ölürse o Dr. Katil olur. Bir yolda ambulansa yol verebildiği halde yol vermeyen bir sürücü Ambulansın içindeki hasta gecikmeden dolayı hayatını kaybederse yol vermeyen kişi katil olur. İşte aynen bunun gibi pandemi de alınması gereken tedbirler alınmadığı için meydana gelecek ölümlerden kişi kesinlikle sorumludur. Evet, temizlik, mesafe ve maskeyi ihmal edenler kesinlikle günahkâr olurlar. Kurulan taziye, gerçekleştirilen düğünler ve kısaca olmaması gereken kalabalıklar caiz değildir. Ucunda ölüm olan her yanlış hareket dinimizce de yasaklanmıştır. Aksini yapan haram işlenmiş olur. Buradan tüm dünya insanlarına çağrıda bulunmak istiyorum: Hiçbir resmi türen, taziye, mevlit, düğün ve sünnet merasimleri insan hayatından daha önemli değildir. Bu sayılan toplantı sahipleri kendi akraba ve dostlarını zorda bırakmadan, kimseyi bu gibi merasimlere çağırmak caiz değildir. Meydana gelecek bir hastalık veya ölümden kesinlikle davet edenler vebal altında olurlar. Bu gibi çağrıları yapanlar dinimizce günah işlemiş oluyorlar.”