Ekonomik tetikçi işbaşında

Uluslararası emperyalizmin ekonomik tetikçisi Moody's, Türkiye'nin kredi notunu 'B1'den 'B2'ye düşürdü, görünümü 'negatif'te bıraktı. Peki bu normal mi?

Ekleme: 13.09.2020 13:36:59 / Güncelleme: 13.09.2020 13:40:17 / Ekonomi
Destek için 

DOĞRUHABER / Hasan Işık 

Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşu ve uluslararası emperyalizmin ekonomik tetikçisi Moody's, Türkiye'nin uzun dönemli döviz cinsinden kredi notunu 'B1'den 'B2'ye düşürdü, not görünümü ise 'negatif'te bırakma lütfunda bulundu.

Peki, bu doğru ve normal bir not verme işlemi mi?

“KÜRESEL EKONOMİ YERLERDE SÜRÜNÜRKEN…”

Koranavirüs dünyayı kasıp kavururken, küresel ekonomi yerlerde sürünürken, Moody’s adıyla bilinen emperyalizmin ekonomik tetikçisi bir kredi derecelendirme kuruluşu niçin başka ülkeleri bırakıp Türkiye’nin notunu indirir?

Bugün tüm ülkeler adeta teyakkuz halinde; merkez bankaları faizleri sıfıra kadar düşürüyor, vergiler indiriliyor, nice teşvikler veriliyor ki ekonomi çökmesin ayakta kalsın.

Bu anlamda Türkiye’de de ekonomik bir mücadele veriliyor.

Ve bu mücadele Moody's’in notuna dokunamadığı birçok ülkeden kat kat iyi durumda.

Eksiklikler yok mu? Var tabii… Ama öyle hoyrat bir şekilde not düşürecek derecede değil. 

MOODY'S NEDEN NORMAL TAKVİMİN DIŞINA ÇIKTI?

Söz konusu kuruluş not kırmaya sebep olarak, Türkiye'nin dış kırılganlıklarının muhtemelen ödemeler dengesi krizine yol açabileceğini ve mail tamponlarının aşınmakta olduğunu kaydetti.

Türkiye'nin kredi notunun düşürülmesinde 3 temel faktörün rol oynadığı belirtilen açıklamada, gerekçe olarak jeopolitik riskler ile ödemeler dengesi, mali tamponlar ve kredi profiline yönelik riskler gösterildi.

Türkiye'nin kredi notuna ilişkin takvim dışı bir değerlendirmeye giden Moody's, daha önce 5 Haziran olarak açıklanan tarihte Türkiye'nin kredi notu ve not görünümüne ilişkin güncelleme yapılmadığını duyurmuştu.

İster istemez “bu ne acele, niçin takvim dışı bir değerlendirmede bulunuluyor?” diye sormadan edemiyoruz.

SON ZAMANLARDA AKTİFLEŞEN DIŞ POLİTİKA VE DENİZLERDEKİ KEŞİFLER RAHATSIZ MI ETTİ?

Türkiye Cumhuriyeti son yıllarda kuruluşundan beri hiç olmadığı kadar yakın coğrafyasında aktif. Fakat bu durum son derece normal değil mi?

Binlerce kilometre ötelerden kıtalar ve okyanuslar aşarak komşu ülkelere ve denizlere çöken emperyal güçlerden daha çok Türkiye’nin söz söyleme hakkı yok mu?

Karadeniz’de gerçekleşen doğalgaz keşfi, Akdeniz’de kimseden icazet almadan bağımsız arama tarama çalışmaları, Ortadoğu ve Afrika’da gerçekleştirilen işbirliği adımları Türkiye’yi batılıların hedef tahtasına koydu.

Her türlü saldırıyorlar.

Ve işte son örnek de Moody’s’in not kırması oldu.

Hani ekonomileri çökme noktasına gelen onlarca ülkeyi bırakıp, üstelik takvimin de dışına çıkarak alelacele not kırmak saldırı değil de nedir?

Ama Türkiye hür adımlarını atmaya devam ettiği sürece bu saldırılar beyhude çabalar olarak kalmaya devam edecektir...