Doğruhaber – Haber Yorum
Ankara’nın Beypazarı ilçesinde daha önce de Mevsimlik Tarım İşçilerine yönelik bazı saldırılar yaşanmıştı.
Şimdi de Bazı Kürd ve Arap kökenli vatandaşların evlerinin duvarlarına, kapılarına ve cami duvarı gibi bazı yerlere ırkçı faşizan yazılar yazıldığı görülüyor.
-İlçe merkezi Nasuhpaşa Hanı, Cumhuriyet Mahallesi başta olmak üzere kenar semtlerde bazı evlere yazılan sloganlarda, ''Irkçıyız ne olacak ?, Buradan defolun, Türkiye yalnızca Türklerindir” gibi faşist sloganlar yazıldığı görüldü. Irkçı provokatörlerin bazı cami duvarlarına da benzer kışkırtıcı ifadeler yazdığı görüldü. Bölge sakinleri nefret söylemleri içeren sloganları kendi imkanları ile sildiklerini ancak yerine yenilerinin yazıldığını aktardı.
Beypazarı'nda evleri faşist sloganlarla işaretlenen çoğunluğu Diyarbakır ve Batman'dan geldiği belirtilen Kürt vatandaşlarla Suriyeli mülteci aileler bu tehditler nedeniyle endişe duyduklarını belirtiyorlar. Kürtler ve Suriyeli mülteciler daha çok sokağa çıkan çocuklarından endişe ettiklerini belirtiyorlar. Mardinli bir Türk vatandaşı, bu kişilerin daha çok sosyal medyada yürütülen ırkçı söylemlerden etkilendiğini belirtiyor ve büyük çaplı bir tahrikin önlenmesi için yetkililerin önlem almasını istiyor.”
Bu tür olayların sonu ne yazık ki gelmiyor.
Tabii burada sorgulanması gereken bazı şeyler var
-Bu ülkenin başında kendini Muhafazakâr olarak tanıtmaktan çekinmeyen bir iktidar ve parti bulunmasına rağmen nasıl oluyor da toplumda ırkçılık dalgası bu kadar yayılabiliyor?
-Bu ülkede iktidar ve yöneticilerin her başarıda sadece TÜRK kelimesini kullanarak ‘Bu Millet’ nakaratını ‘Dombra’ marşı eşliğinde telaffuz etmeleri acaba bazı insanların damarlarındaki ‘Asil Kanı’ fazla mı tahrik ediyor?
-Karadeniz’de doğal gaz bulunmasına tüm vatandaşlar sevinmesine rağmen, Doğu Akdeniz’de tüm vatandaşlar yekvücut durmalarına rağmen bilinçaltında faşizan beslemeler olan bir gruh olayı devamlı ‘Asil Türk Evladının Mücadelesi’ olarak bir yerlere çekiyor. Ne yazık ki yöneticilerin bu durumlarda yaptıkları sert söylemler bu güruhun ekmeğine yağ sürüyor. Bu konuda yöneticilerin çok daha fazla dikkatli olmaları gerekiyor.
-Yapılan anketler de milliyetçiliği bayraklaştıranların oy oranlarının devamlı arttığını gösteriyor. Acaba iktidar bu oyların kendi tabanından gittiğini biliyor mu? Biliyorsa önemsiyor mu?
-Ülkelerde açlık, kıtlık veya savaş durumlarında ırkçılığın arttığı bilinen bir gerçek. Türkiye’de de; Libya, Kuzey Suriye, Karadeniz’de doğal gazın çıkarılması ve şimdilerde gerginliğin gittikçe arttığı Yunanistan’la yaşanan sorunlardan dolayı vatandaşta belli bir dikkat ve hassasiyet yoğunlaşması yaşanıyor.
Hal böyle iken ‘BÜYÜK TURAN İMPARATORLUĞU’ hayali kuranlardan bazısının manipule edilmeleri çok kolay olacaktır.
Türkiye’nin yakın geçmişi bu tür prokovatif olaylarla doludur.
Yapılması gereken ise;
-Devlet yöneticilerinin bu ülkede yaşayan ve en az Türkler kadar kurucu öğe vasfını hak eden Kürd vatandaşların ANADİL’de EĞİTİM gibi doğal taleplerini hiçbir şarta bağlamadan yerine getirmeleri, böylece ANAYASA önünde tam eşit vatandaş statüsü kazandırmaları gerekiyor.
Öyle ki ırkçı faşizan zihniyet sahipleri de bunu görerek “Biz hepimiz aynı ülkenin evlatlarıyız. Asıl düşmanlarımız bizi bölmeye çalışanlar!” diyebilsin.
-Sosyal Medyadaki ırkçı paylaşımlar kontrol altına alınmalı.
-Yöneticiler konuşmalarda sadece TÜRK’ü övücü konuşmalardan görsel paylaşımlardan vazgeçmelidirler. Bu ülkede başka etnik yapılar da mevcut değil mi?
-Vatandaşların kapılarına duvarlarına bu faşizan işaretleri yazanlar bir an önce yakalanıp ibret-i alem bir cezaya çarptırılmalı ki herkes “Türkiye’nin sadece Türk’lere ait olmadığını anlasın!”
Yoksa öyle mi!? Diye sorulmaya devam edilecek…