Kariye Camisi ne zaman yapıldı? Kariye Camisi mimari özellikleri nelerdir? Kariye Camiini kim yaptırdı?

İstanbul'daki Kariye Camisi'nin ibadete açılmasına yönelik karar Resmi Gazete'de yayınlandı. Peki, Kariye Camisini kim yaptırdı? Kariye Müzesi ibadete açıldı mı? Kariye Camisi nerede? Kariye Camisi ne zaman yapıldı?

Ekleme: 21.08.2020 09:23:18 / Güncelleme: 21.08.2020 09:25:04 / Kültür & Sanat
Destek için 

İstanbul'un Fatih ilçesinde Bizans döneminden kalma Kariye Camii'nin yönetiminin Diyanet İşleri Başkanlığı'na devredilerek ibadete açılmasına karar verildi. Peki, Kariye Camisi ne zaman yapıldı? Kariye Camisini kim yaptırdı? Kariye Müzesi ibadete açıldı mı?Kariye Camisi nerede? Kariye Camisi mimari özellikleri nelerdir?

KARİYE CAMİSİ HAKKINDA

6'ncı yüzyılda Kariye Kilisesi olarak inşa edilen bina, İstanbul'un fethinden sonra 1511 yılında Sultan II. Bayezid'in sadrazamlarından olan Atik Ali Paşa tarafından camiye çevrilerek 'Atik Ali Paşa Camii' veya 'Kariye Camii' olarak anılmaya başladı.

KARİYE CAMİSİ NEREDE?

İstanbul'da Karagümrük semtinde Edirnekapı bölümünde bulunmaktadır.

Bizans döneminde kilise, fetihten sonra ise cami olarak kullanılmış tarihi bir yapıdır.

KARİYE CAMİSİ NE ZAMAN YAPILDI?

Kariye (Chora) Kilisesi, 6. yüzyıla kadar giden bir geçmişe sahiptir. Günümüze ulaşmış hali Osmanlı döneminde ve 20. yüzyılın ikinci yarısında geçirdiği onarımların sonucudur. Daha önceleri kilise çevresinde, manastır kompleksi de ihtiva etmekteyken bu yapılar geçen zamana dayanamamışlardır.

İlk önce manastır olarak 534 yılında I. Justinianus döneminde Aziz Teodius tarafından yapılmıştır. 11. yüzyılda I. Aleksios'un kayınvalidesi Maria Dukaina tarafından yeniden inşa ettirilmiştir. 1204-1261 yıllarındaki Latin istilasında harap olan manastır Teodor Metokhites tarafından 14. yüzyılda onarılmıştır. Dış narteks ve pareklezyon bu dönemde yapıya eklenmiştir. (Metokhitesi pareklezyonu kendisi için inşa etmiştir ve mezarı da kilisenin girişinde mermer bir taşla belirlenmiş olan yerdedir.)

Yapının önemi, Bizans İmparatorluğu'nun imparatorluk sarayı ve devlet idare merkezinin, Haliç kıyısında, surlara yakın bir yerde konumlanmış olan "Blakhernai Sarayı"na taşınmasıyla artmıştır. 1296'daki büyük depremden sağ olarak çıkmıştır. Bina Fatih Sultan Mehmet'in İstanbul'u fethinden 58 yıl kadar sonra 1511 yılında Sultan II. Bayezid sadrazamlarından olan Atik Ali Paşa tarafından camiye tevdi edilmiştir ve "Atik Ali Paşa Camii" veya "Kariye Camii" olarak anılagelmiştir. Bu dönüştürme sırasında bu eski kilisenin duvaraları üzerinde bulunan mozaik ve freskler sıva ile kaplanmıştır. Fakat cami olarak yapıya sadece köşesindeki minare ve içeride güneydoğu köşesindeki mihrap eklenmiş ve yapının orijinalliğinin korunmasına çalışılmıştır.

MİMARİ ÖZELLİKLERİ

Kariye Kilisesi, tipik bir Bizans yapısıdır. Dışarıdan tuğla duvarlarıyla oldukça sade görünmekle birlikte içi en süslü kiliselerden biridir. Güney cephede uzanan dar uzun tek nefli bir şapel olan "pareklezyon" bir bodrum üzerine yapılmıştır. Üstü kısmen kubbe, diğer kısımları tonozla örtülüdür. Tek apsisi vardır. Bütün batı cephesi boyunca uzanan dış narteks bugünkü cepheyi oluşturur. Yapının orta mekanını örten kubbe yüksek kasnaklıdır. Osmanlı döneminde onarım görmüştür ve ahşaptır. Dış cephelerde yuvarlak kemerler, yarım payeler, nişler ve taş tuğla örgü sıraları ile plastik ve hareketli bir görünüm sağlanmıştır. Doğu cephesi dışa taşkın apsislerle bitmektedir. Orta apsis dıştan yarım kemerli bir "payanda" ile desteklenmiştir. Bu payanda, gotik mimarlıkta yaygın olarak kullanılan bir destek ögesidir. Haç tonozları, yük etkisiyle sütun, paye gibi taşıyıcı destekleri iterek yıkılmalarını önleme amaçlıdır. Yarım kemer biçimlidir, dıştan destek sağlar.

Esas ibadet mekanı işlevini gören "naos", yapının merkezinde yer alır. Naos pandantifler ile geçilen bir kubbeyle örtülüdür. Naosun doğu uzantısı, "sunak masası"nın yer aldığı "bema" ya da kutsal mekandır. Bema'nın iki yanında "pastoforium" yer alır. Şükran ayininin hazırlandığı kuzey şapel "prothesis", giyinme odası olarak kullanılmış güney şapel "diakonikon" olarak adlandırılır. 14. yüzyıldan itibaren "diakonikon" özel şapel işlevi görmüştür.

İki katlı kuzey ek bölüm naosa birleşir. Geçiş niteliğindeki alt katı giyinme odası olarak kullanılmış olabilir. Manastır kütüphanesini barındıran ve naosa bir pencere ile açılan üst katı büyük olasılıkla kurucunun çalışma mekanıdır.

Batıda, mozaiklerle süslü iki geniş narteks yer almaktadır. Özgün planında güneybatı köşesinde bir çan kulesinin yer aldığı dış "narteks", kapının bulunduğu revaklı cephesi ile dışa açılır. Nartekslerde mozaikler, mermer kaplamalar ve kabartmalar görünmektedir. Ek şapel konumundaki "pareklezyon" mezar şapeli işlevini görmüştür. Buradaki fresklerin hemen hemen tümü korunmuştur. "Pareklezyon"la "naos" arasında, tamamlanmamış depo ve muhtemelen keşiş odası olarak kullanılan özel bölümü bağlayan geçit bulunmaktadır. Özel bölüm "naos"a bir pencere ile açılmaktadır.

İlgili Haberler