Evde tedavide yeni uygulama başlıyor

Sağlık Bakanı Koca, "Koronavirüs vakalarında evde tedavide yeni bir uygulamaya geçiyoruz. Hekimlerimiz 'Teletıp' denilen sistem sayesinde hastalarıyla doğrudan görüşme yapacak" dedi.

Ekleme: 20.08.2020 09:11:22 / Güncelleme: 20.08.2020 09:11:22 / Sağlık
Destek için 

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, Bakanlık Bilkent Yerleşkesi'nde düzenlenen Koronavirüs Bilim Kurulu Toplantısı'nın ardından açıklamada bulundu.

Vaka sayılarındaki artışa ilişkin Koca, "Vaka sayıları bir süredir yükselişte, son 1,5 ayın en yüksek hasta sayısına ulaştık." dedi. Koca, hasta sayısının 1 Temmuz'da 1192 iken bu sayının dün 1263 olarak gerçekleştiğini bu nedenle her artışın uyarıcı olduğunu dile getirerek bu artışların yılgınlığa, yenilgi duygusuna yol açmaması gerektiğini söyledi.

12 Haziran'da tespit edilen yeni hasta sayısının ise 1592 olduğuna dikkati çeken Koca, "Güç birliği ile bunu 1000'in altına çektiğimizi unutmayın. Salgın bir süreçtir, bu tür değişkenlikler tüm dünyada görülmektedir. Gereken, başarıda ısrardır. Çeşitli sebeplerle zaman zaman, vuku bulacak artışlar, eğer bizi yıldırırsa zafer uzar, alacağımız yara büyür. Bunun için sizleri dirayetli, inançlı olmaya davet ediyorum. Geçmiş güne değil, yarınlara bakmaya davet ediyorum" dedi.

Fotoğraf: AAKoca, salgınla mücadelenin başarıyla sürdüğünü ifade ederek, bundan kimsenin kuşkusunun olmaması gerektiğini belirtti.

Türkiye'nin salgınla mücadelesine başarısızlık etiketi yapıştırmaya çalışan varsa, salgının ne anlama geldiğini ya bilmediğini ya da bildiği kadarını da siyaseten unutmayı tercih ettiğini aktaran Koca, "Tarihte, düz çizgi halinde seyreden salgın olmamıştır. Vakaların azalması, yükselmeyeceğine güvence teşkil etmemiştir. Önemli olan mücadelede istikrardır." diye konuştu.

Bakan Koca, koronavirüse karşı gelinen noktaya ilişkin, şu bilgileri paylaştı:

"Günlük tabloda bugünkü test sayısı, yeni hasta sayısı, ağır hasta sayısı öne çıkan başlıklardan üçüdür. Yeni hasta sayılarının tekrar 1000'in üzerine çıkmasından sonra, 3 Ağustos'ta 41 bin olan günlük test sayımız, dün 82 bin olarak gerçekleşti. Bu sayı, birkaç gün içinde 100 binin üzerine çıkabilecek. Kronik rahatsızlığı olmayan, yaşı genç, hastalığı hafif belirtilerle geçiren kişiler, evlerinde diğer kişilerden izole olarak istirahat etmekte ve kendileri için planlanan tedaviyi uygulamaktadırlar. Sağlık ekiplerimiz, hastalığı hafif geçiren bu kişilerle, tedavi ve izolasyonun birinci, üçüncü, yedinci ve on dördüncü gününde irtibat kurmakta, kendilerini takip etmektedir."  

"Evde tedavi edilen hastaları hekimler "Teletıp" ile takip edecek"

Bakan Koca, evde tedavi edilen hastalarla ilgili de yeni bir çalışmaya geçeceklerini bildirerek, şöyle devam etti:

"Evde tedavi edilen hastalarımız için önümüzdeki günlerde yeni bir uygulamaya geçeceğiz. Hekimlerimiz, 'Teletıp' denilen sistem sayesinde, hastalarıyla doğrudan görüşme yapacak. Hasta takibinde, teknolojinin yardımıyla yeni bir adım atmış olacağız. 

Türkiye, hastaların COVID-19 tedavisini erken aşamada başlatmaktadır. Tedaviye erişim çok kolaylaşmıştır. Böylece riskli gelişmelerin önü alınmaktadır. İlaç tedarikinde herhangi bir sıkıntımız yoktur. Antiviral ilacın yerli üretimine dört firma tarafından başlanmıştır. Tanı testlerinde olduğu gibi ilaç giderleri de devlet tarafından karşılanmaktadır. Tedavi giderlerinin devlet tarafından karşılandığı nadir ülkelerden biriyiz."

Bakan Koca, salgının sonuçları açısından en önemli göstergenin ağır hasta sayısı olduğunu vurgulayarak, dün ağır hasta sayısının 686'ya ulaştığını hatırlattı. Bu gruptaki hastaların çoğunlukla, kronik hastalığı olan kişiler ile büyüklerden oluştuğunu aktaran Koca, "En üzücü sonuçları bu hasta grubunda görmekteyiz. Tedavileri gerçekten büyük zorluklarla gerçekleşiyor. Bizim farkında bile olmaksızın alıp verdiğimiz nefeslerin biri için, onlar her şeyden vazgeçecek aşamaya geliyorlar." dedi.

Vaka tablosunda her gün yer alan vefat sayılarının arkasında, sağlıklı bir insanın asla bilemeyeceği çırpınışlar olduğunun altını çizen Koca, "Bu durum, çoğu hastanın COVID-19'u hafif yaşadığı gerçeğini bize unutturacak kadar sarsıcıdır. Temas ve bulaşma zincirlerinin, hastalık karşısında güçsüz kişiler için bir sebepler zinciri olmasına izin vermemeliyiz. Kontrollü sosyal hayatın üç basit kuralı olan maske, mesafe, temizlik kuralına uyarken, bizler sadece hastalığın yayılmasını önlemiyoruz, ağır hasta sayısını, vefat sayılarını azaltıyoruz. Çekilmesi muhtemel acı ve ıstırapları önlüyoruz." diye konuştu.

Fotoğraf: AA

"Yoğun bakım yatağında sorun yok"

Bakan Koca, Türkiye'nin, salgınla mücadelede filyasyon çalışmasının çok büyük yararlarını gördüğüne dikkati çekerek, filyasyon ekiplerinin dünya televizyonlarına konu olduğunu, bu başarının devam ettiğini söyledi. 1 Temmuz'da, 7 bin 507 olan filyasyon ekibi sayısını 9 bin 344'e çıkardıklarını belirten Koca, her filyasyon ekibinde bir hekim görevlendirdiklerini, temaslı zincirinde olduğu bilinen kişilere ulaşma oranının son 45 gün içinde yüzde 98,9 olduğunu kaydetti.

Koca, "Sivas ve Urfa'da kısa bir süre yaşanan yoğun bakım yatak doluluğu dışında, bir sorunla karşılaşılmamıştır. COVID-19 ve diğer tüm hastalıklar dahil olmak üzere servis yatağı doluluk oranı yüzde 51,3, yoğun bakım yatağı doluluk oranı yüzde 64,8, ventilatör doluluk oranı yüzde 31,7. Sağlık çalışanlarımız, sağlık sistemimiz, hastanelerimiz ihtiyaca cevap verecek güçtedir." diye konuştu.

Günler geçtikçe tanı konulan toplam kişi ve temaslı sayısının arttığını belirten Koca, süreçte her bölgenin kendisine has özellikler gösterdiğini, zaman içinde salgınla bölgesel şartlar içinde mücadele yöntemini seçtiklerini, salgınla mücadelenin yerel mücadele özelliği kazandığını söyledi.

İl hıfzıssıhha kurullarının, her şehirde valilerin başkanlık ettiği kurullar olduğunu ve o şehrin kendi şartlarının gerektiği kararları aldığını anlatan Koca, bu kararların yaptırım gücü olduğunun altını çizdi. Vaka artışlarının dikkat çektiği illerin kurullarıyla ortalama haftada iki toplantı düzenlediğini dile getiren Koca, alınan kararlar sonucunda 10 şehirde vaka sayılarının düştüğünü, 12 şehirde stabil hale geldiğini, 7 ilde ise mücadelenin devam ettiğini aktardı.  

"HES uygulaması Türkiye genelinde devreye girecek"

Sağlık Bakanı Koca, COVID-19'la mücadelede teknolojinin gücünden yararlandıklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Ülke genelini ilgilendirecek, COVID-19'la mücadelede teknolojinin gücünden yararlanmak isteyen her yurttaşımızın heyecan duyacağı bir haber vereceğim. Bakanlığımız, HES adlı bir mobil uygulama geliştirmişti. Bu uygulamaya 'Riskli alan' özelliğini kazandırdık. Şu anda pilot bölge olan Kırıkkale'de denenen bu özellik, ay sonuna kadar tüm yurtta hizmete girecek. Mobil uygulamadaki 'Riskli alan' özelliği, gittiğiniz toplu mekanlarda, karekod okumasıyla size bilgi verecek. Yakın tarihte orada bir COVID hastası, bir temaslı bulunmuş mu, bunu öğreneceksiniz. Geliştirdiğimiz HES mobil uygulamasından bugüne kadar büyük yararlar gördük. HES kodu üreten vatandaş sayısı 25 milyonu geçti.

Hastalığı veya teması sebebiyle izolasyonda olması gereken 95 binden fazla kişinin, izolasyon kuralını ihlal ederek uçak, tren ya da otobüse binmeye çalıştığını bu uygulamayla tespit ettik ve engelledik. Kolluk kuvvetleri, şehirler arası ulaşımda yaptıkları denetimlerde, yolcular için riskli kişilerin seyahatini bu uygulama sayesinde önlemektedir. Ev izolasyonları da yine HES adlı bu mobil uygulamayla denetlenmektedir."

Fotoğraf: AA

Mükemmelin var olan değil aranan şey olduğunu, eksikliklerin, yanlışların olabileceğini dile getiren Koca, "Geçen haftalar içinde bazı şehirlerimizde hatalardan kaynaklanan şikayetler aldık. Bu savaşı insanlar veriyor. İnsanlar yorulabilir, insan kaynaklı sorun tespit ettiğimiz yerlerde değişikliklere gittik, altyapımızı güçlendirdik." ifadesini kullandı.

Koca, "Sağlık ordumuz insanımız için fedakarlığını göstermeye devam ediyor. Sağlık çalışanlarımızdan hizmet alırken onlara güvenimiz, saygımız tam olsun. Altına girdikleri yük taşınması kolay bir yük değildir. Hastaları için mücadele ederken birçoğu hastalığa yakalanıyor. Başka bir meslekte bunu göremezsiniz." diye konuştu.

Salgınla mücadelenin bir görev dağılımı içinde yürütüldüğüne, toplum olarak bir mutabakat sağlandığına işaret eden Koca, amaçlarının insan sağlığını korumak, bu süreci en az acı ve ıstırapla atlatmak ve normal hayata dönmek olduğunu söyledi.  

"Birlik ve beraberliğimizi, mücadele dostluğumuzu bozmayalım" çağrısı

Bu amaçtan vazgeçilmemesi gerektiğinin altını çizen Koca, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Zayıflama işaretleri veren birlik ve beraberliğimizi, mücadele dostluğumuzu bozmayalım. Hayatın akla gelmeyecek kadar basit sebeplerle nasıl altüst olabildiğini yaşayıp görüyoruz. Nefes almanın mucizevi bir tecrübeye dönüşebileceğini keşfediyoruz. Birbirimizi korumayı ahlak ediniyoruz. Savaşın kayıpları karşısında kazandırdıkları da var. Gelişen insanlık hassasiyetlerimizi, ödev duygularımızı aramızda kalıcı kılalım. Bizi salgına karşı başarılı kılacak olan bu ahlak, diğerkamlık, başkasının hayatına saygıdır.

Bu savaşta her birimiz ailemiz ve çevremizdeki yaşam için ne kadar gerekli ne kadar değerli olduğumuzu görüyoruz. Bizim için endişelenenler var. Aynı endişeyi biz diğer insanlar için yaşıyoruz. Her insanın biricik olduğunu hatırlıyoruz. Salgınla mücadele unutulmuş, ihmal edilmiş bazı hasletleri geri getiriyor. Yara alıyoruz ama öğreniyoruz. Savaşı yeniden öğrenip sarıldığımız hasletlerle kazanacağız. Bizler sağlık ordunuz olarak sizler için elimizden gelen her şeyi yapıyoruz, yapmaya devam edeceğiz. Asla bir geri adım olmayacak. Şimdiye kadar olduğu gibi bundan sonra da yapacağımız her hasbihalde devletimizin, bilim insanlarımızın, Bakanlığımızın çalışmalarının bir konuşmaya sığmayacağını göreceksiniz."  

"Koronavirüsle gribin bulaşma yolları aynıdır"

Bakan Koca, bu çabaların karşılığında vatandaşlardan da salgınla mücadelenin kurallarına bağlı olmalarını beklediklerini ifade etti.

Maske, mesafe ve temizlik tedbirlerine herkesin uymasının beklendiğini vurgulayan Koca, şunları kaydetti:

"Mücadeleyi kazandığımız güne kadar ki hayat tarzımız kontrollü sosyal hayat olmalıdır. Sizleri tedbirlerde yeniden dayanışmaya davet ediyorum. Birlikte vaka sayılarını azaltmayı, çocuklarımıza daha sağlıklı sosyal ortam sunmayı ödev olarak öneriyorum. Bunu yasak, kısıt, ceza olmadan, bunlara olabildiğince az başvurarak daha uygar yollarla yapabileceğimize inanıyorum.

Fotoğraf: AA Okullarda yüz yüze eğitime geçilecek tarih başka açılardan da önem arz ediyor. Sonbahara girmiş olacağız, tıp dilinde 'influenza' dediğimiz grip vakaları artmış olacak. Çok dikkatli olmanızı rica ediyorum. Eğer salgın tedbirlerine uyarsanız işimiz çok kolaylaşacak. Koronavirüsle gribin bulaşma yolları aynıdır. Aynı tedbirlerle ikisini de önleyeceksiniz."

"Kurallardan asla taviz vermemeliyiz" 

Sağlık Bakanı Koca, bilim dünyasının COVID-19'un zaman içerisinde zayıflayarak grip gibi bir hastalığa dönüşeceğini dillendirmeye başladığını belirterek, "Sayıları fazla olmasa da bazı bilimsel makaleler virüsün değişime uğradığı, daha hızlı yayıldığı ama hastalığın şiddetinin düşüşe geçtiği görüşünü dile getirmektedir. Bunlar temkinle karşılanması gereken iyi haberlerdir." değerlendirmesinde bulundu.

Hastalığın şiddetinin azalmasıyla yayılımın artmasının bir arada düşünülmesi gerektiğini aktaran Koca, yayılım arttıkça direnci düşük olan insanlara virüsün kolay bulaşacağına, kayıpların artacağına dikkati çekti.

Koca, "Bu haberleri hastalığı yeneceğimizin işaretleri olarak kaydetmeli fakat kurallardan asla taviz vermemeliyiz." ifadesini kullandı. 

"Tarihte son bulmamış bir salgın, son bulmamış savaş da yoktur"

Vatandaşlara seslenen Bakan Koca, "Zaman zaman yorulduğunuzu, çaresizlik hissine kapıldığınızı biliyorum. Bu hisse kapılan insan dünyada kendini yapayalnız bulur. Şimdi bütün insanlık benzer duygular içinde. Şunu lütfen unutmayın, tarihte son bulmamış bir salgın, son bulmamış savaş da yoktur." şeklinde konuştu.

Bakan Koca, en son 100 yıl önce İspanyol gribinin yaşandığını, bu salgında ilk vakaların 1918 yılının mart ayında ABD'nin New Mexico eyaletinde görüldüğünü, bu tarihte 1. Dünya Savaşı'nın da devam ettiğini anımsattı.

Savaşa katılmak üzere Avrupa'ya giden ABD askerleriyle salgının dünyaya yayıldığını, o dönemden kalan fotoğraflarda da maske takan insanların görüldüğünü, bu virüsün de insandan insana aynı koronavirüs gibi bulaştığını anlatan Koca, şöyle devam etti:

"İspanyol gribi insanlığı etkiledi ama 18 ay sürdü. İnsanlığın 100 yılda gösterdiği ilerlemeye ve bilime güvenin. Virüsler aklı, hastalığı yayma stratejisi olan varlıklar değildir. Virüsü riskli ortamlarda tedbirsiz davranarak birbirimize bulaştıran sonuçta bizleriz. Tedbirleri titizlikle uygular, virüse yayılma şansı tanımazsak salgını şimdi kontrol altına alır, yarın tehlike olmaktan çıkarabiliriz."

Bugünkü koronavirüs sayılarını açıklayan Koca, zatürre oranının son dönemde giderek azaldığını, bunun önemli sebeplerinden birisinin bir antiviral ajan olan Favipiravir'in Türkiye'de üretilmesi olduğunu söyledi.

Bu ilacın üretilmesi için 4 firmanın ruhsat aldığını belirten Koca, sabit bir rakam üzerinden bu firmaların tedarikte katkı sağlamasının planlandığını kaydetti.

Koca, bu anlamda, Türkiye'de yeterli miktarda ilacın olduğunu dile getirerek, Bilim Kurulu'nun tavsiyesiyle, tedavi rehberinin içine bu ilaca erken dönemde başlanmasının da girdiğini ifade etti.

Erken dönemde Hidroksiklorokin ile Favipiravir'e başlanmasıyla pnömani oranının giderek azaldığının görüldüğünü belirten Koca, şöyle konuştu:

"Konya'da geçen ay yüzde 27,06 olan pnömani oranı, son hafta yüzde 12,51'e, son 3 gün 10,42'ye kadar düştü. Özellikle ilaç kullanımı bayramdan bu yana artış gösterdiği için... İzmir'de son ay pnömani oranı yüzde 13,7 idi, son hafta yüzde 7,78'e, son 3 gün yüzde 6,17'ye indi. Burada da ilaç kullanımı giderek artmış oldu. İstanbul'da son ay 6,83, son hafta 4,28, son 3 gün 3,67'ye kadar pnömani oranı düşmüş oldu. Ankara'da ise son ay yüzde 12,1'di, son hafta yüzde 5,61'e indi, son 3 gün ise yüzde 4,57'ye kadar düşmüş oldu. Dolayısıyla bundan sonraki süreçte Türkiye'deki zatürre oranını ne kadar aşağıya doğru indirebilir, ne kadar erken dönemde ilaçlara başlayabilirsek, o oranda hastaneye yatışların da azalacağını düşünüyoruz. Burada önemli olanın sağlık kuruluşlarımızın hasta yükünün bir şekilde sürdürülebilir olmasını sağlamak olduğunu düşünüyoruz."

Koca, ağır hasta sayısının arttığına dikkati çekerek, ağır hasta sayısının azalıyor olmasının önemli olduğunu, erken dönem tedavi yaklaşımıyla bunun azalmasını beklediklerini aktardı. 

"Milli Eğitim Bakanlığı ile netleştireceğiz"

Bakan Koca, açıklamasının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı. "Okulların ne zaman açılacağının" sorulduğu Koca, "Milli Eğitim Bakanlığımız ile Bilim Komisyonumuzun özellikle eğitimle ilgilenen halk sağlığı ekibi sürekli iletişim halindeler, çalışıyorlar. Biz, 21 Eylül'de okulların temelde açılmasından yana bir yaklaşım içerisindeyiz." yanıtını verdi.

Eğitim konusunu gelecek haftalarda Milli Eğitim Bakanlığı ile netleştireceklerini dile getiren Koca, "Genel anlamda 21'inde eğitimin temelde başlaması esas ama eğer salgındaki seyir farklı seyrederse, kademelendirme yöntemiyle de Milli Eğitim Bakanlığımızla bu konuyu konuşarak Bilim Kurulumuzun önerisi doğrultusunda bir noktaya gelinmiş olur." dedi.

Koca, gerektiğinde eğitimde uzaktan, online, hibrit yöntemlerin de uygulanabileceğini kaydetti.

"Kitin arkasında küresel oyunlar var"

"CHP Ankara Milletvekili Murat Emir'in, 'yerli tanı kitlerinin Sağlık Bakanlığına 4 ay arayla 6 kat fiyat farkıyla satıldığı' iddiası var. Bu konudaki değerlendirmeniz nedir?" sorusu üzerine Bakan Koca, şunları ifade etti:

"Pandemi döneminde ne olursunuz 83 milyon bir olalım. Siyaseti, pandemiye bulaştırmayalım. Sağlık Bakanlığı yurt dışından alınan 8,75 dolarlık kit dışında, Devlet Malzeme Ofisi'nin yaptığı ihalede ortaya çıkan rakam olan 9,8 liranın üstünde bir fiyat uygulaması yapmamıştır. İnsanları yanıltmayalım. Bu fiyattan başka 12 tane üretici de vermedi. Ben, kitin arkasında nasıl küresel oyunların oynandığını çok iyi biliyorum. Emin olun kitap yazılır. Lütfen vatandaşımızı yanıltmayalım. Kimler nerede, nasıl konuştuğunu, arkasından neleri hesap ettiğini de ben çok iyi biliyorum."

"SMA hastası çocukların tedavisinde kullanılan ilaçların temini için çağrılar var. Bu konuda ne demek istersiniz?" sorusunu Bakan Koca, "SMA Tip-1, Tip-2, Tip-3 ilaçlarına erişimde hiçbir sorun yaşanmayacak. Bunu çok rahat söyleyebilirim." diye yanıtladı.

Türkiye'nin, dünyada SMA Tip-1, Tip-2, Tip-3 hastalığında vatandaşından hiçbir ücret almayan nadir ülkelerden olduğunu vurgulayan Koca, bunun dışında son dönemde benzer bir ilacın daha ruhsat aldığını, bununla ilgili de hem Maliye hem SGK hem de Sağlık Bakanlığının devrede olduğunu söyledi.

"Toplam 13 aşı çalışması var"

Koca, "Rusya, Hindistan ve Çin koronavirüs aşı çalışmalarının tamamlandığını açıkladı. Türkiye, aşı çalışmalarında ne durumda? Bu ülkelerden aşı alınması planlanıyor mu?" sorusu üzerine, Türkiye'de toplam 13 aşı çalışmasının olduğunu, 3'ünde hayvan çalışmasının bittiğini, preklinik çalışmaların ise devam ettiğini aktardı.

Aşı çalışması yapanlara her türlü kolaylığı gösterdiklerini vurgulayan Koca, dünyada Rusya, Çin, Almanya ve İngiltere'nin çalışmalarının olduğunu kaydetti.

Rusya aşı grubu ile Türk bilim insanlarının iletişim içinde olduğunu belirten Koca, "Biz, Faz-3 çalışmasının Türkiye'de yapılması şeklinde konuştuk ve iletişim halindeyiz. En son bununla ilgili bir sözleşme taslağı da hazırlandı. Faz-3 çalışmasına geçmeden önce de preklinik çalışmaları görerek başlatmayı uygun görüyoruz." dedi.

Koca, Çin ve Almanya'nın Faz-3 çalışmasını Türkiye'de yapmak için müracaatta bulunduğu aktararak, bununla ilgili de görüşme halinde olduklarını, bu anlamda da kolaylık göstereceklerini söyledi.

Fotoğraf: AA

"65 yaşla ilgili genel anlamda kısıtlama yok"

Bakan Koca, uzmanların grip ve zatürre aşısı yaptırılması yönündeki tavsiyelerine ilişkin soru üzerine, herkesin aşı olması gibi bir durumun dünyada söz konusu olmadığını ve bunun önerilmediğini belirtti.

Dünyada böyle bir üretimin de söz konusu olmadığına işaret eden Koca, "Bilim Kurulunda bu konu gündeme geldi. Özellikle kimlere aşı yapılma zorunluluğunun olduğunu genel olarak biliyoruz ama COVID döneminde kimler daha riskli olabilir, bununla ilgili çalışma yapılıyor olacak. Zannediyorum bu bir iki hafta içerisinde netleşmiş olur." diye konuştu.

Grip aşısının kimlere uygulanacağının genel kriterlerinin bilindiğinin altını çizen Koca, "Bu yıl COVID'in yaygın görüleceğini bildiğimiz için COVID nedeniyle daha çok risk taşıyan hangi hasta grubu olabilir, bununla ilgili Bilim Kurulumuz bir çalışma yapıyor. " ifadelerini kullandı.

Zorunlu hastalık durumlarında Bakanlığın grip aşısını ücretsiz yaptığını anımsatan Koca, her yıl grip aşısı alındığını, bu yıl da aşının temin edileceğini belirtti.

Koca, bu yıl aşının daha fazla tüketileceği bilindiği için yetecek kadar aşıyı temin noktasında da yoğun bir gayret içerisinde olduklarını söyledi.

Teletıp sistemine ilişkin soru üzerine Koca, sistemi COVIDli hastalardan başlamak üzere yaygınlaştırmak istediklerini aktararak "Bu konuda SGK ve Çalışma Bakanlığı ile yakın görüşme halindeyiz. Bir noktaya getirdikten sonra hangi hastalara özellikle açılması gerektiğiyle ilgili onun duyurusunu yapmış olacağız. Öncelikle COVID'li hastalardan devamında kronik hastalarla ilgili olacak." dedi.

Bazı illerde 65 yaş üstü ve kronik hastalara kısıtlama getirildiğinin anımsatılması ve bunun diğer illere yaygınlaşıp yaygınlaşmayacağının sorulması üzerine Koca, 65 yaş üzeri vatandaşları virüse karşı korumak için kısıtlama getirildiğini vurguladı. Bakan Koca, şunları kaydetti:

"65 yaşla ilgili genel anlamda kısıtlama yok, özel anlamda il bazında, riskli bulunan bölgelerde, illerde il hıfzıssıhha kurulları tarafından bu kararlar alınabilir. Sadece bir ili söyleyeyim. Dün konuştuğumuz bir ilin, verilerini ille paylaştığımız bir ilden bahsediyorum, hastanede yatan hastaların yüzde 42'si 65 yaşın üzerindeydi. Yani ilin 65 üzeri oranı yüzde 6, hasta olanlar yüzde 40'ın üzerinde. Şimdi bu il için risk değil mi? Bu il için bir önlem almanız gerekmez mi? Bunu büyüklerimizi korumak için aldığımızı bilelim. 65 yaşla ilgili genel anlamda kısıtlamanın olmadığını, bunun illere bırakıldığını, illerde alınması gereken bir kısıtlama olacaksa ve bu nasıl olacaksa il hıfzıssıhha kurullarının bunu aldığını ve 20'ye yakın ilimizde de alındığını biliyorsunuz."

Sağlık çalışanlarına ek ödeme 

Sağlık çalışanlarına ek ödeme yapılıp yapılmayacağına ilişkin Koca, şu açıklamalarda bulundu:

"Özellikle COVID'li hastalarla ilgili poliklinik, servis, yoğun bakım ve benzeri yoğun ilgilenen branş veya branş dışı hekimler ve sağlık çalışanları olmak üzere bir ek ödemenin 1 Ağustos'tan itibaren 3 aylık bir zaman diliminde ödeneceğini buradan söylemek istiyorum. Ayrıca COVID'li hasta grubuyla daha çok uğraşmayan hekimlerimiz veya sağlık çalışanlarımızla ilgili de ocak ayı esas alınarak ayrıca düzenleme yapılarak, ek ödeme planlanıyor."

Aile hekimlerinin de bu dönemde özverili çalıştığına dikkati çeken Koca, COVIDli hastaların semptom takibi için sürekli devrede olduklarını aktardı.

Sağlık Bakanı Koca, "Aile hekimlerimize de 1 Ağustos itibarıyla COVIDli hasta takibi esas alınarak bir ek ödeme olacağını söylemek istiyorum." diye konuştu.

Sağlık çalışanlarının eforunun, gayretinin, özverisinin parayla ölçülemeyecek kadar önemli olduğunu vurgulayan Koca, imkanlar ölçüsünde gayret ve çaba içinde çözüm getirildiğini ifade etti.

Koca, bu noktadaki gayretlerinden dolayı Hazine Ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'a teşekkür etti.

Vaka sayılarının artışına ilişkin iddiaların anımsatılarak koronavirüs vaka tablosuna "entübe hasta" yerine "ağır hasta" ibaresinin eklenmesine ilişkin soruyu yanıtlarken Koca, yurt dışı ile Türkiye arasında hasta gruplaması arasında farklılık bulunduğunu anlattı. Koca "Bu, yurt dışı ile literatür eşitliği, yakınlığını sağlamak içindi." diye konuştu.

Yurt dışında Türkiye'deki gibi hastaların takip edilmediğini aktaran Koca, hastaların solunum sıkıntısı yaşamadıkça hastaneye gitmediğine ve hastalara test yapılmadığına işaret etti.

Türkiye'deki gibi filyasyon yapılan başka bir ülke olmadığını kaydeden Koca, semptomu olan kişilere de test yapıldığının altını çizdi.  

Kaynak, TRT Haber