‘Hariri suikasti’ davasında karar: Lübnan Hizbullah'ı üyesi 4 sanıktan üçü beraat etti

Birleşmiş Milletler (BM) tarafından kurulan Lübnan Özel Mahkemesi, Lübnan Başbakanı Refik Hariri suikastiyle ilgili açılan davada, gıyabında yargılanan 4 Hizbullah üyesi sanıktan Selim Cemil Ayyaş'ı suçlu bulurken, diğer 3 sanıkla ilgili ise beraat kararı verdi.

Ekleme: 18.08.2020 18:14:07 / Güncelleme: 18.08.2020 18:20:52 / Dünya
Destek için 

LÜBNAN
BM'ye bağlı Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesinin, eski Lübnan Başbakanı Hariri'nin 14 Şubat 2005'te bir ton patlayıcıyla uğradığı suikast davasına ilişkin karar duruşması Hollanda'da bugün gerçekleştirildi. Dört saatten fazla süren duruşmanın ardından akşam saatlerine doğru karar açıklandı.

Ayyaş suçlu bulundu

Sanıklardan Selim Cemil Ayyaş'ı, Refik Hariri ile aynı saldırı sırasında yaşamını yitiren 21 kişinin ölümünden sorumlu tutan Lübnan Özel Mahkemesi, diğer sanıklar Hüseyin Hasan Anisi, Hasan Habib Merhi ve Esed Hasan Sebra'yı mahkum edecek yeterli delil bulunmadığına karar verdi.

Kararında, kesin suikast kararının eylemin gerçekleştirilmesinden iki hafta önce alındığına dikkat çeken mahkeme, Ayyaş'a yöneltilen tüm suçlamaların savcılık tarafından ispatlandığını bildirdi.

Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi, Ayyaş hakkındaki cezanın açıklanmasını 21 Eylül'de yapılacak duruşmaya bıraktı.

"Suikast siyasi bir eylemdir"

Suriye'de 2016 yılında öldürülen suikast ekibinin lideri olduğu düşünülen Hizbullah'ın üst düzey ismi Mustafa Bedreddin'in öldüğüne ilişkin mahkemeye kesin kanıtların sunulması nedeniyle dosyasının ayrıldığı kaydedildi. Mahkeme ayrıca müteveffa Bedreddin'i Hariri suikastine katılmaktan suçlu buldu.

Öte yandan Lübnan Özel Mahkemesi'nin kararında, "Refik Hariri suikasti, Hariri'yi kendi çalışmalarına karşı tehdit addedenler tarafından gerçekleştirilmiş siyasi bir eylemdir. Ne olursa olsun bu suikastin zararları büyüktü" denildi.

Suriye rejimi ile Lübnan Hizbullah'ı ile ilgili yeterli delil yok

Gün içindeki oturumda, mahkeme, seçimlere hazırlanan bir başbakanın öldürülmesini "şüphesiz bir politik eylem ve terör saldırısı" şeklinde niteleyerek Hariri'nin seçimlere girememesinin "Suriye rejimi ve Hizbullah'ın çıkarlarıyla örtüşebileceğini" değerlendirdi.

Suriye rejiminin ve Hizbullah'ın örgüt olarak bu suikastta yer alıp almadığına ilişkin yeterli delil bulunmadığına işaret eden mahkeme, Hizbullah ile ilişkili bu şahısların ise bu suikastta yer aldığını vurguladı.

Beyrut'taki patlama kararı erteledi

Mahkeme, kararı daha önce açıklamayı planlıyordu ancak başkent Beyrut'ta 4 Ağustos'ta meydana gelen büyük patlama nedeniyle karar duruşmasını ertelemişti.

Ülkedeki 15 yıllık iç savaşın sona ermesine ciddi katkılar sunduğu gibi savaştan sonra 1992 yılında yönetime gelen ve savaşın izlerini silmek için yeniden imara öncülük eden eski Başbakan Refik Hariri, 14 Şubat 2005'te bir ton bomba yüklü araçla suikasta kurban gitmişti.

Hariri suikastının ardından yaşanan protestolar zinciri neticesinde ülke köklü değişimlere sahne olmuş, bu dönem "Sedir Devrimi" olarak tarihe geçmişti.

Lübnanlılar, Beyrut Limanı'ndaki şiddetli patlamanın acısıyla Hariri suikast davasından çıkacak karara odaklandı. Kararın açıklanmasıyla birlikte mevcut ekonomik krizin yanı sıra çeşitli sorunlar yaşanan ülkede mezhepsel yeni bir siyasi krizin çıkmasından ciddi endişe duyuluyor.

Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi nasıl kuruldu?

Refik Hariri, ülkedeki askeri ve istihbari varlığıyla nüfuz sahibi Suriye yönetimiyle ters düşmesinden kısa bir süre sonra 14 Şubat 2005'te bir ton patlayıcı taşıyan bomba yüklü bir araçla düzenlenen suikast sonucu beraberindeki 21 kişiyle hayatını kaybetti.

Hariri'nin öldürülmesinin ardından ülke çapında kitlesel protestolar düzenlendi ve Suriye rejimi, uluslararası baskıların da gölgesinde Lübnan'daki 30 yıllık askeri varlığını sonlandırmak zorunda kaldı.

Şam'ın Lübnan'daki askeri varlığının sona ermesinin ardından, ülke içinde Esed rejimine karşı gelen Lübnanlı farklı isimler faili meçhul cinayetlere kurban gitti.

Lübnan hükümeti, ülkedeki bölünmüşlük ve bu dönemdeki karışıklığı da dikkate alarak, Hariri suikastı konusunu BM'ye devretti. BM Güvenlik Konseyi, 29 Mart 2006'da Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesinin kurulmasına karar verdi.

Hollanda'da bulunan Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesi, Haziran 2007'de statüsünün yürürlüğe girmesinden sonra 1 Mart 2009'da çalışmalarına başladı.

Refik Hariri ile 21 kişinin öldüğü, 226 kişinin yaralandığı saldırının soruşturulduğu dosyada, 297 tanık ifadesi ve 3 bin 131 belge delil olarak bulunuyor.

Mahkeme, 30 Haziran 2011'de Hizbullah  üyeleri Selim Cemil Ayyaş, Hüseyin Hasan Anisi, Hasan Habib Merhi ve Esed Hasan Sebra hakkında "Hariri suikastını planlamak ve düzenlemek" suçundan tutuklama kararı vermişti.

Mahkemenin tutuklama kararı verdiği 4 Hizbullah üyesi halen bulunamadığı için 2 Şubat 2012'de zanlıların gıyabında yargılanmasına başlanmıştı. Zanlılar için savcıların hazırladıkları iddianamelerin 16 Ocak 2014'te okunmasıyla, 2005'teki Hariri suikastının ilk duruşması gerçekleştirilmişti.

Suikastın planlayıcısı olmakla suçlanan Hizbullah'ın önde gelenlerinden Mustafa Bedreddin, 2016 yılında Suriye'de öldürülmüştü.

BM Güvenlik Konseyince Hariri suikastını soruşturmakla görevlendirilen mahkemenin, davayı 3 yılda sonuçlandırması planlanıyordu.

Dava sürecinin uzaması nedeniyle 23 Aralık 2017'de BM Genel Sekreteri Antonio Guterres, Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesinin görev süresini 3 yıl daha uzatmıştı.

Hizbullah, mahkemeyi tanımıyor

Mahkemeyi ve kararını kabul etmeyen Hizbullah , suikastı Siyonistlerin işlediğini öne sürerek söz konusu mahkemenin kararlarıyla kendisinden intikam alındığını iddia ediyor.

Lübnan Hizbullahı Genel Sekreteri Hasan Nasrallah, birkaç gün önceki televizyon konuşmasında Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesinin açıklayacağı karara işaret ederek, şunları söylemişti:

"Karar ne olursa olsun bizim için yok hükmündedir. Hizbullah'ı hedef almak için Uluslararası Lübnan Özel Mahkemesini fırsata çevirmek isteyenler var."