AİLEDE YANGIN VAR!

Çıktığı ilk günden beri kamuoyunun tepkisini çeken ve ‘aileyi yıkan yasa’ olarak nitelendirilen 6284 sayılı kanunun yaşattığı tahribat gün geçtikçe artıyor. 2011 yılında ‘İstanbul sözleşmesine’ dayandırılarak çıkarılan kanunla ‘kadının beyanı’ esas alındı ve eşler arasında arabuluculuk yapmak yasaklandı. Buna göre 2011-2020 yılları arasında 3 milyon kişi evden uzaklaştırıldı. Avukatlar ise 6284 sayılı kanunun bir hukuk cinayeti olduğunu ve değerlerimize uygun bir yasa ile ailedeki yangının söndürülebileceğini ifade ediyor.

Ekleme: 18.08.2020 06:44:25 / Güncelleme: 18.08.2020 08:31:21 / manşetler
Destek için 

Musa Azak / DOĞRUHABER

Türkiye uzun süredir yasalar eliyle dağıtılan ailenin içinde bulunduğu durumu tartışıyor ve yetkilileri önlem almaları için uyarıyor. İstanbul Sözleşmesi ve buna dayandırılarak 2011 yılında çıkarılan 6284 sayılı kanun ise yuva dağıtmaya devem ediyor. Yasanın çıkarıldığı günden beri son 9 yılda 3 milyon kişi evden uzaklaştırma ceza aldı. Rakamlara bakıldığında aynı dönemde yaklaşık bir milyon yuva dağıldı, evlilikler ise azaldı. Hukukçular ve STK’lar ise ‘Ailede yangın var’ diyerek yetkililere seslendi. Avukat İlhami Sayan, İstanbul sözleşmesi ve 6284 sayılı ‘aileyi dağıtan’ kanunun bir an önce feshedilmesi önerirken Avukat Bülent Demir ise, toplumun inanç ve değerlerine uygun bir Medeni Kanun yapılması gerektiğini belirtti. Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu Başkanı İlhan Ergincan ise yasaların aileye olan güveni sarstığını ve boşanmaları arttırdığına dikkat çekti.

MECLİSTEKİ PARTİLER AİLEYİ DAĞITMAK İÇİN BİRLEŞTİ

24 Kasım 2011’de TBMM’deki 4 partinin onayıyla kabul edilen “6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun” yürürlükteki 9’uncu yılını dolduruyor. 29 Kasım 2011’de Resmi Gazete ’de yayınlanmasının ardından aile üzerinde korkunç etkiye neden olan 6284 sayılı kanunun ardından kadının bir beyanı ile delil veya belge aranmaksızın erkeğin 1 ila 6 ay süresince evden uzaklaştırılmasını öngören 6284 sayılı kanun, çiftlerin arasını bozmakla kalmadı, aile kurumuna dinamit yerleştirmiş oldu.

RAKAMLAR KORKUNÇ: 3 MİLYON KİŞİ EVDEN UZAKLAŞTIRILDI

Türkiye’de aile yapısını uçuruma sürükleyen ve yürürlükteki 9’uncu yılını dolduracak olan 6284 sayılı kanunun yuvalarda oluşturduğu tahribat gün ışığına çıkmaya devam ediyor. Süresiz Nafaka Mağdurları Platformu’nun açıkladığı rakamlara göre 6284 sayılı kanun kapsamında, 2011-2020 yılları arasında toplam 3.041,674 kişinin evinden uzaklaştırıldığı belirtildi. İstatistiklere göre 2011 yılında 143, 489 baba evden uzaklaştırılmış ve 2019 yılında bu rakam 598,674 olarak belirlenmiştir. Her yıl artarak devam eden aile yıkan 6284 kadının sözlü beyanı yasası yuvalar yıkmaya devam etmiş, iftiralar ile erkekleri hapse attırmıştır.

10 YILDA 1,2 MİLYON AİLE DAĞILDI

Türkiye İstatistik Kurumu'ndan (TÜİK) derlenen bilgilere göre, son 10 yılda boşanan çift sayısında yüzde 28,9 artış görüldü. Buna göre, 2008 yılında 99 bin 663 olan boşanma sayısı, geçen yılsonu itibariyle 128 bin 411'e yükseldi. Boşanma sayısı 2009 yılında 114 bin 162, 2010 yılında 118 bin 568, 2011'de 120 bin 117, 2012'de 123 bin 325, 2013'te 125 bin 305, 2014'te 130 bin 913, 2015'te 131 bin 830, 2016'da 126 bin 164 düzeyindeydi. Böylelikle 10 yılda boşanan toplam çift sayısı 1 milyon 218 bin 458'e ulaştı. Geçen yıl Türkiye genelinde kaba boşanma hızı binde 1,6 olarak gerçekleşti. Kaba boşanma hızının en yüksek olduğu il binde 2,57 ile İzmir oldu. Bu kenti, binde 2,51 ile Antalya ve Muğla takip etti. Kaba boşanma hızının en düşük olduğu il ise binde 0,2 ile Hakkari olarak belirlendi. Bu ili binde 0,21 ile Bitlis, binde 0,22 ile Şırnak izledi.

“6284 SAYILI KANUN DÜPEDÜZ HUKUK CİNAYETİDİR”

 Avukat İlhami Sayan, “Öncelikle ‘6284 Sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un hukukun genel ilkelerini çiğneyen bir yasa olduğunu belirtmekte fayda var. Hukukun genel ilkelerinden biri ‘müddeiyi iddiasını ispatla mükelleftir.” Bu evrensel ilke insanlık tarihi kadar eskidir. Hukuk, ‘ben iddia edeyim, karşı taraf suçsuzluğunu ispat etsin’ mantığını kabul etmez. Ayrıca kimsenin iddiasına da üstünlük tanımaz. Ancak bu yasa kadının iddiasına üstünlük tanıyor ve bununla kalmayarak kadının beyanına mutlak doğruluk olarak alıyor. Bu yasaya göre erkeğin beyanı ise hiç dikkate alınmıyor.  Kadın iddia ettiği anda bu mahkeme kararına dönüşüyor. Bu karar suçlanan kişinin beyanı alınmaksızın alınıyor. İşte bu düpedüz hukuk cinayetidir.” dedi.

“ALLAH’IN TAVSİYE ETTİĞİ ARABULUCULUĞU KANUNLAR YASAKLIYOR”

Ailenin içinde bulunduğu yangına ilişkin çözüm önerileri sunan Avukat İlhami Sayan, “Bu yasanın tümüyle kalkması gerekiyor. Yasa koyucular bazı oyunlara başvurabiliyor. Yani bir yasayı kaldırıyor ama aynı ruhu başka bir yasada görüyoruz. Aileyi dağıtan 6284 sayılı kanunun hem ruhen hem fiziki olarak ortadan kaldırılması gerekiyor. Bu toplumun örfüne, adetine uygun yasalar getirilmeli. İstanbul Sözleşmesinin yasakladığı ‘Ailede arabuluculuk’ sistemi getirilmeli. Düşünün ki 3-5 bin liralık işçi-işveren uyuşmazlıkları için arabuluculuk zorunlu ama toplumun temelini oluşturan aile davalarında ise arabuluculuk yasak! İşte böyle bir tezat böyle ucube bir sistem var. Bizim dinimiz arabuluculuğu tavsiye ediyor, Allah’ın tavsiye ettiğini yasalar yasaklıyor. Bu kelimenin tam anlamıyla bir Müslüman açısından haddini bilmemektir. Yasa koyucularımız eğer kendilerini Müslüman olarak nitelendiriyorlarsa toplumun inancına aykırı hatta yasaklayıp suç sayan yasalardan uzak durmaları gerekir” ifadelerini kullandı.

“DEĞERLERİMİZE UYGUN, BİREYİ VE AİLEYİ KORUYACAK BİR YASA HAZIRLANMALI”

Avukat Bülent Demir ise “İstanbul Sözleşmesi ve onun uygulanması için çıkarılan 6284 Sayılı yasa, Toplumumuzu ve Aile Yapısını çökertmeye hizmet eden sözleşme ve yasalardır. Her ne kadar içerdiği hükümlerden bu ilk bakışta anlaşılamasa da aradan geçen 9 yıllık tatbikat bunu açıkça ortaya koymuştur. Aile yapısı çökmüş, boşanmalar ve cinayetler artmış, evlilikler azalmış, aile bireyleri psikolojik çöküntüye uğramışlardır. Milli ve manevi yapımıza asla uymayan İstanbul Sözleşmesi ve onun uygulama kanunu olan 6284 sayılı yasa derhal iptal edilmeli ve manevi değerlerimize uygun, bireyi ve aileyi koruyacak bir yasa hazırlanmalıdır. Toplumumuzun ve Anadolu insanımızın gerçek yapısına yani öz değerlerimize ve milli ve manevi değerlerimize uygun yeni bir Medeni Kanun yapmadığımız veya yapamadığımız müddetçe sürekli birbirimizle kavga edeceğiz. Bunun için toplumu temsil eden tüm unsurlardan görüş alınmalı ve insanımızın yapısına uygun kanunlar hazırlanmalıdır. Yeni Medeni Kanun çalışması için gerek Adalet Bakanlığına gerekse TBMM'ne yardımcı olmaya hazırız.” şeklinde konuştu.

“DERHAL YANLIŞLARINDAN DÖNMELİDİRLER”

Süresiz Nafaka Mağdurları Başkanı İlhan Ergincan da ailenin kanunlar eliyle dağıtıldığına dikkat çekerek, “6284 sayılı kanun, şiddeti bahane ederek aileleri parçalamış, babaları delilsiz-belgesiz evden uzaklaştırmıştır. Her yıl artan ve milyonlara ulaşan bu uzaklaştırma verileri, yakın gelecekte evliliğe ve aileye dair güvenin sarsılmasına neden olacaktır. Boşanma sayılarındaki artış, süresiz nafaka, çocuk haczi ve İstanbul Sözleşmesi gibi yanlış uygulamaların toplumumuza yansımalarıdır. Aile kurumunun yargı-yasama-yürütme yoluyla yıkılması darbesine dur denilmelidir. 2011’dan yılından beri bu hataya düşenler, artan sayıları göz önünde tutarak derhal yanlışlarından dönmelidirler.” dedi.