Bakan Akar: Gemilerimize yapılacak herhangi bir müdahale karşılıksız kalmayacak

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Kemal Reis'in Yunan fırkateynine ağır hasar verdiği müdahale sonrası Yunanistan'a bir kez daha gözdağı verdi. Bakan Akar, "Gemilerimize yapılacak herhangi bir müdahale karşılıksız kalmadı, kalmayacak" dedi.

Ekleme: 14.08.2020 18:49:35 / Güncelleme: 14.08.2020 20:09:37 / Güncel
Destek için 

Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Doğu Akdeniz konusunda Türkiye ile diyaloğa girmeye yanaşmayan ve Fransa, Mısır ve ABD gibi ülkelerden destek alan Yunanistan'a gözdağı verdi. Bölgede Oruç Reis başta olmak üzere gemilere yapılacak herhangi bir müdahalenin karşılıksız kalmayacağını belirten Bakan Akar, "Bu konuda kararlı olduğumuzu herkesin bilmesini istiyoruz dedi.

"MÜTTEFİKLİK RUHUYLA BAĞDAŞMIYOR"
Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Oruç Reis araştırma gemisine refakat eden gemilerin de bulunduğu Doğu Akdeniz ve Ege'de görevli unsurlarla video konferansla görüştü.

Çarpıcı açıklamalarda bulunan Bakan Akar, "Bölgeyle alakası olmayan bir müttefikimizin Doğu Akdeniz'de askeri varlığını güçlendireceğine yönelik açıklaması müttefiklik ruhuyla bağdaşmıyor. Gemilerimize yapılacak herhangi bir müdahale karşılıksız kalmadı, kalmayacak. Bu konuda kararlı olduğumuzu herkesin bilmesini istiyoruz" ifadelerine yer verdi.

"HİÇBİR ŞEKİLDE İZAHI YOK"
Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkileri düzenleyen temel hukuki dokümanlardan birinin Lozan Antlaşması olduğunu hatırlatan Akar, "Bu antlaşmaya göre 23 adanın 16'sının gayri askeri statüde olması isteniyor. Bunu iki taraf da imzalamış. Hal böyle iken bu 23 adadan 16'sının silahlandırıldığını hepimiz biliyoruz. Bu, maalesef günümüze kadar geldi ve devam ediyor. Bu, tamamen hukuk dışı bir uygulama. Hiçbir şekilde izahı mümkün olmayan, hak ve adalete sığmayan bir uygulama." ifadelerini kullandı.

Yunanistan ile Mısır arasındaki anlaşmaya da değinen Akar, şunları kaydetti:

"Bu anlaşmanın hiçbir hukuki temeli olmadığını, hukuki dayanaktan yoksun olduğunu hepimiz biliyoruz. Ayrıca hem Yunanistan hem Mısır halkının bununla ilgili ciddi kayıpları var. Bu anlaşmanın hem Yunanistan hem Mısır kamuoyu, oradaki siyasi, akademik çevreler tarafından önümüzdeki günlerde çok daha ayrıntılı değerlendirileceğini ve bunun sonucunda yapılan uygulama ile hem Mısır hem Yunan halkının ciddi kayıpları olduğunu kendileri de göreceklerdir."

"KABUL EDİLMESİ MÜMKÜN DEĞİL"
Meis Adası'na da değinen Akar, şunları söyledi:

"Meis Adası, Türkiye'ye 2, Yunanistan'a 580 kilometre mesafede. 10 kilometrekare genişliğinde bir alan. Bu alana, 1800 kilometreye yakın kıyı uzunluğu olan Türkiye'ye vermediğiniz kadar, 40 bin kilometrekarelik bir deniz yetki alanı verirseniz bunun hakla, hukukla, adaletle, akılla mantıkla izahı mümkün olmaz. Bunun kabul edilmesi de mümkün değil. Bu, gerçekten beyhude bir gayret, kabul edilmesi mümkün olmayan bir iddiadır. Sevilla haritası diye ortaya çıkarılan haritanın da hiçbir geçerliliğinin olmadığını, bunun hakkı, hukuku tanımadığını, burada barış ve istikrara katkı sağlamadığı gibi bir problem çıkardığını da görmek, anlamak lazım. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, TSK, 83 milyon yani bizlerin, hiçbir şekilde bu Sevilla haritası veya benzeri birtakım talep ve uygulamalarla adeta kıyılarımıza hapsedilmeyi kabul etmeyeceğimizi herkesin bilmesi lazım."

"DİYALOG ARACI KULLANILMALI"
Hak ve hukuk gasp edilerek meşruiyetin sağlanamayacağını vurgulayan Akar, "Bunları göz ardı ederek bölgede birtakım oldubittilerle bir yere varmanın hiçbir şekilde mümkün olmadığını herkesin görmesi lazım." diye konuştu.

Modern zamanlarda ülkeler arası anlaşmazlıklarda sorunların çözümünde diyaloğun temel araç olması gerektiğini vurgulayan Akar, şunları kaydetti:

"Biz her zaman her yerde olduğu gibi bunu tekrar tekrar dile getiriyoruz. Bu aracın kullanılması lazım. Diyalog aracının uluslararası ilişkilerdeki tüm alanlarda kullanıldığı gibi, Türk-Yunan arasındaki problemlerin çözümlenmesinde en önemli aracın diyalog olduğunun altını çizmek istiyorum. Uzmanlarımız bugüne kadar iki kez Atina, bir kez Ankara'da toplandılar. Toplam üç toplantı yapıldı. Bunun dördüncüsünün tekrar Ankara'da olması için biz Yunan komşularımızı beklediğimizi çeşitli vesilelerle dile getirdik, kendilerini bekliyoruz. Türkiye'nin uluslararası hukuka uygun olarak akdettiği anlaşmalar var, örneğin Libya'da yaptığımız çalışma var. Bunları sürekli olarak mantığa, hukuka dayanmadan sorgulamak, eleştirmek yerine sorumlu ve sağduyulu şekilde gerçekçi bir anlayışla bu çalışmalara bakmak, sorunların çözümü için çok daha önemli katkı sağlayacaktır."

"HAKKIMIZI KORUMAK İÇİN HER TÜRLÜ MÜCADELEYİ YAPMAYA HAZIRIZ"
Tüm olumsuz, hukuk dışı girişimlere rağmen ilişkilerde aklıselimin hakim olmasını beklediklerini ifade eden Akar, şu açıklamalarda bulundu:

"En önemli aracın diyalog olduğunu ve diyalogla birçok problemi çözebileceğimizi de bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Bizim tekrar tekrar söylememize rağmen Yunanistan dahil bazı çevreler anlamak istemiyor, biz gerçekten çözüm, siyasi çözümler istiyoruz. Diyalogla problemlerimizi çözmek istiyoruz. Bu konuda samimi ve istekliyiz ve bir çözüm çıkabileceğine inanmak istiyoruz. Bizim sürekli hukuktan, diyalogdan, barışçıl yol ve yöntemlerden bahsetmemiz hiçbir şekilde zafiyet değildir. Bunun çok iyi anlaşılması lazım. Bizim ve Kıbrıslı kardeşlerimizin hakkı önemli. Hem Kıbrıslı kardeşlerimizin hem kendi hakkımızı, hukukumuzu korumak ve kollamak için her türlü mücadeleyi yapmaya hazırız.

Diğer taraftan, bölge ile hiç alakası olmayan Avrupalı bir müttefikimizin binlerce kilometreden gelerek Doğu Akdeniz'deki askeri varlığını güçlendireceğine yönelik açıklama ve eylemleri müttefiklik ruhu, ittifak ruhu ve dayanışma ile bağdaşmamaktadır. Bu ve benzeri girişimlerin, sorunların barışçıl ve diyalog yolu ile çözülmesi için yapılan gayretlere de hiçbir olumlu katkısı yoktur. Dost ve müttefiklerimizden Ege ve Doğu Akdeniz'deki sorunlar bağlamında Yunanistan'ın uygulama ve iddialarını akıl, bilim, mantık ve objektif kriterlerle değerlendirmelerini bekliyoruz."

YUNAN GEMİSİ AĞIR HASAR ALDI
Türkiye'nin NAVTEX ilan ettiği bölgede, Türk ve Yunan gemileri arasında kafa kafaya geldi. İki gemi arasında sürtüşme yaşandı ve Yunan gemisi hasar aldı. Yunan fırkateyni, aldığı hasarın ardından bölgeden uzaklaşmak zorunda kaldı.