İLKHA'ya konuşan Turgut, "Covidsera" adı verilen serumla ilgili çalışmaya Adıyaman Üniversite'si öncülüğünde ve VETAL işbirliğinde ve TUBİTAK'ın onayıyla 1 Nisan'da başladıklarını belirtti.
Covidsera olarak isimlendirilen çalışmanın TÜBİTAK tarafından kabul gördüğünü söyleyen Turgut, "Türkiye'de ilk vaka görüldükten sonra 16 Mart'ta okullar tatil edilmesiyle beraber üniversitemiz de tatil edildi. Bizde bu çalışmayı başlattık. VETAL'in tesislerinde çalışmalarımızı yürüttük, onayı TÜBİTAK'tan aldık. Türkiye'de bu dönemde Covid-19 ile ilgili 454 çalışma TÜBİTAK'a başvurdu. Bu başvurular arasında TÜBİTAK tarafından 35 çalışma kabul edildi. Bir tanesi de Adıyaman Üniversitesi ve VETAL işbirliğinde koordinatörlüğünde yapılan 13 kişilik bir ekip çalışmamsıydı. Burada hastalardan aldığımız virüsün aktive ederek, yani halk deyimiyle virüsleri önce çoğaltıp sonra öldürerek bu virüsleri değişik işlemlerden geçirdik." dedi.
"Türkiye'de de, dünyada da yılan ve akrep serumları bu şekilde üretiliyor"
Hayvanlardan serum elde etmenin daha önceden de yapılan çalışmalar arasında var olduğunu belirten Turgut, "Bu çalışmayı hastalıklardan mariz dediğimiz, yani hiçbir hastalığı olmayan Arap ve İngiliz atlarına uyguladık. Bu, dünyada daha önce değişik şeyler için değişik amaçlarla yapılmış çalışmalar var. Türkiye'de de, dünyada da yılan ve akrep serumları bu şekilde üretiliyor. Yani atlara yılan ve akrep serumları zayıflatılarak veriliyor. Onlardan antikor (antitoksin) üretiliyor. Biz de buradan yola çıkarak zayıflatılmış değil, öldürülmüş virüslü ve sağlıklı atlara vererek onlardan 6 hafta sonra antikor gelişmesini bekledik. Ve antikorları elde ettik. Bu antikorları değişik işlemlerden geçirdik." ifadelerini kullandı.
"Şu anda elimizde bir serum havuzumuz var"
Antikor üretimiyle ilgili yapılan çalışmanın yaklaşık iki ay kadar süreceğini belirten Turgut, "Şu anda elimizde bir serum oluştu bir serum havuzumuz var. Bunun hayvan testleri aşaması var. Biz artık hayvan testleri aşamasına geldik. Bu konuda TÜBİTAK'la işbirliği halindeyiz. Çünkü proje TÜBİTAK'a verilmiş bir proje. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç Tıbbi Cihaz Kurumuyla ve İzmir'deki bir laboratuvarlarda işbirliği halindeyiz. Burada bir iki tane hayvan testlerimizi inşallah yapacağız. Ama diğer testlerin hepsini ve üretimini Adıyaman'daki VETAL tesislerinde yaptık. Benim koordinatörlüğümde bu çalışma sürdürülmekte. İnşallah bu testlerimiz de iyi çıkarsa bu süreç bir iki ay kadar sürüyor, sürecektir diye bekliyoruz. O zaman elimizdeki serumu ülkemizin hizmetine Sağlık Bakanlığı'nın hizmetine sunacağız. Covidsera diye bir isim bulduk yani, Covid-19'a karşı serum demektir. Bunun patentini de aldık bu ismi bu şekilde sürdürüyoruz." şeklinde konuştu.
"Bütün ülkede olduğu gibi Adıyaman'da da vaka sayısında artış var"
Pandemi kurulu üyesi olan Turgut vaka artışının önüne geçebilme adına maske kullanımına özen gösterilmesi gerektiğini belirterek "Bütün ülkede olduğu gibi Adıyaman'da da biraz vaka sayısında artış var. Bereket verilsin ki çok ölüm yok. Hastalarımızın büyük bir kısmını ev de takip ediyoruz. Tabii zaman zaman diğer yetkililer Sayın Valimiz, Sayın Belediye Başkan'ımız da açıklıyor. Bazı karantina altında olan apartmanlar, bölgeler var. Bütün iller de bu durum söz konusudur. Biz bu hastalıkla aşı bulunana kadar yaşamayı öğrenmek zorundayız. Biraz önce bahsettiğim serum sadece hastalar için tasarlanıyor. Aşı sağlıklı insanlara yapılabilen bir yöntemdir. Dünya da 8 milyar civarında insan yaşıyor. 8 milyar insana aşı yapmak mümkün olmayacaktır. En azından toplumun yüzde altmışını aşılamak gerekecektir." dedi.
Çocukların belirti vermeden virüs taşıyabileceğini belirten Turgut şöyle devam etti:
Bu aşı bulunana kadar, ya da yeni ilaçlar bulunana kadar bizim koruyucu önlemlere çok dikkat etmemiz lazımdır. Koruyucu önlemlerin başında da maske, mesafe ve temizlik geliyor. En önde de maske geliyor. Cerrahi maskeleri kullanmak zorundayız, başka çaremiz yoktur. Yine 1 buçuk iki metre civarı mesafe kontrolü yapmak zorundayız. Aksi halde 1 kişide Coronavirus varsa, en az 3 kişiye bulaşır. Bu hastalıktan kurtulmasak da kendimize bulaşmasını önleyebiliriz. Tabii çocuklar bu konuda oldukça hastalık belirtileri vermeden bu hastalığı taşıyabilirler. Çocuklarımıza da bu önerileri söylememiz lazım. En çok bulaştırıcı yaş gurubunun 10-19 arası olduğu biliniyor. Bunun için çocukları da bu konu da uyarmalıyız; temizlik, maske ve mesafe kontrollerini yaptırmalı, onlara öğretmeliyiz.
"Adıyaman Üniversite'sinin Hukuk Fakültesi dışında bütün fakülteleri var"
Adıyaman Üniversitesi hakkında kısa bir bilgi veren Turgut "Adıyaman Üniversite'si 2006 yılında kurulmuş genç bir üniversite olmasına rağmen aynı dönemde kurulmuş üniversitelerin önünde olan bir üniversitedir. Adıyaman Üniversite'sinin hukuk fakültesi dışında bütün fakülteleri var. 13 fakültemiz var. Birçok yüksekokulumuz, enstitümüz var. Bir kampüs üniversitesiyiz. Ayrıca Kâhta, Gölbaşı ve Besni'de de yine kampüs şeklinde yüksekokulumuz var. Besni'de de mimarlık fakültesi, Kâhta'da yine ziraat fakültemiz var. 20 bin civarında öğrencimiz var." dedi.
Tercih yapacak olan öğrencileri Adıyaman'a beklediklerini belirten Turgut "Adıyaman üniversitesinin öğrencilere birçok imkân sağladığını belirten Turgut "3 bin 7 yüz öğrencimiz aramıza yeni katılacaklar. Covid-19 sürecinden çıkarsak bu öğrencilerimizi inşallah kucaklayacağız. Adıyaman'a gelip huzurun şehri Adıyaman'da olacaklarına inanıyoruz. Bir kampüs üniversitesi olması hasebiyle Adıyaman Üniversite'si sosyal imkânları da iyi olan bir üniversitedir. Sportif tesisleri ve sosyal testleri mevcut. Gerek kız öğrenciler ve gerekse erkek öğrenciler için Adıyaman'da yurt açısından herhangi bir sıkıntı yok. Ulaşım açısından da herhangi bir sıkıntı yok. Öğrenciler kendi çipli kimlikleriyle aynı zamanda hem yemek yiyebiliyor hem para çekip yatırabiliyor hem de belediye otobüsüne biniyor. Böyle bir üçlü fonksiyonu var. Belediye ile işbirliği içerisindeyiz mutlu olacaklarına inanıyorum. Onları Adıyaman'a bekliyoruz." ifadelerini kullandı. (İLKHA)