Akdeniz giderek ısınıyor

Akdeniz’de sular giderek ısınıyor. Türkiye’nin bölgeye Oruç Reis’i göndermesinin ardından Yunanistan yönetiminin tehditlerine Türkiye’den cevap gecikmedi. Oruç Reis Gemisi’ne savaş gemileri ve F-16 uçakları eşlik ederken, Dışişlerinden Atina yönetimine çok sert tepki geldi. Bakanlık sözcüsü Hami Aksoy, "Akdeniz’de gerginliği arttıran taraf Türkiye değil, Yunanistan’dır. Asırlar boyunca Türk hakimiyetinde bulunan Akdeniz’den ülkemizi dışlamaya çalışmak kimsenin haddine değildir." dedi.

Ekleme: 12.08.2020 10:48:31 / Güncelleme: 12.08.2020 10:48:31 / Güncel / Ankara Haberleri
Destek için 

HABER MERKEZİ
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Hami Aksoy, Yunanistan Dışişleri Bakanlığının Oruç Reis’in faaliyetlerine dair bugün yaptığı bir açıklamaya tepki gösterdi. Aksoy, Oruç Reis araştırma gemisinin Türkiye'nin BM’ye bildirdiği kıta sahanlığı içinde ve Hükümetin 2012 yılında TPAO’ya verdiği ruhsat sahaları dahilindeki, geçtiğimiz Temmuz ayı için planlanan sismik araştırma faaliyetinin Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın talimatıyla bir süre askıya alındığını hatırlattı.

"YUNANİSTAN DİYALOG KONUSUNDA DÜRÜST OLMADIĞINI MISIR İLE YAPTIĞI KORSAN ANLAŞMA İLE ORTAYA KOYMUŞTUR"
Almanya ve AB’nin ricası üzerine diplomasiye şans tanımak ve diyalog kanallarını yeniden canlandırmak amacıyla yaptıkların bu iyi niyet jestinin karşılık görmediğini vurgulayan Aksoy, şunları kaydetti: "Yunanistan diyalog konusunda samimi ve dürüst olmadığını 6 Ağustos 2020 tarihinde Mısır ile yaptığı korsan anlaşma ile ortaya koymuştur. Bu anlaşma ile ülkemizin ve Libya’nın Doğu Akdeniz’deki kıta sahanlığı ihlal edilmiştir. Bu gelişme üzerine Oruç Reis gemimiz, evvelce planlanan sismik araştırma faaliyetine bugün itibariyle başlamıştır. Yunanistan’ın faaliyetimize itiraz etmesinin hiçbir hukuki dayanağı yoktur. Daha önce defaatle dile getirdiğimiz üzere, Meis Adası başta olmak üzere, bölgedeki Yunan adalarının Türkiye’nin kıta sahanlığını kesmesi uluslararası hukukun temel ilkesi olan hakkaniyet ilkesine aykırıdır. Türkiye gösterdiği iyi niyete bir kez daha karşılık bulamamış olmasından hareketle, uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanmayı sürdürecek ve daha önceden yapılan planlama çerçevesinde faaliyetlerine kararlılıkla devam edecektir. Akdeniz’de gerginliği arttıran taraf Türkiye değil, Yunanistan’dır. Asırlar boyunca Türk hakimiyetinde bulunan Akdeniz’den ülkemizi dışlamaya çalışmak kimsenin haddine değildir. Akdeniz’in 'tek sahibi benim' anlayışıyla hareket edenler hüsrana uğrayacaktır.”

“SUÇLAYACAKLARSA YUNANİSTAN'I SUÇLASINLAR”
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmelere ilişkin, Türkiye'nin burada iyi niyet göstergesi olarak "taviz değil geçici bazı jestler" yaptığının altını çizerek, bu süreçte de Avrupa Birliği (AB) ve Almanya'nın diyalog için çaba sarf ettiğini anımsattı. Türkiye olarak AB ve Almanya’ya "Biz bu jesti yaparız ama Yunanistan ve Rum kesiminden herhangi olumlu adım yerine olumsuz adım göreceksiniz." dediğini aktaran Çavuşoğlu, Türkiye'nin argümanlarının gerçekleştiğini dile getirdi. Çavuşoğlu, sözlerini şöyle sürdürdü: "Böyle bir durumda biz ne yapıyoruz; gemilerimizi tekrar hareketlendirdik. Oruç Reis bölgeye gitti ve ağustos sonu itibarıyla yeni bölgelerde de kıta sahanlığımızın batı sınırlarını belirlemiştik. Yine o alanlara da ruhsat vererek her türlü sismik araştırma, sondaj çalışmalarımızı sürdüreceğiz. Burada kararlılığımız tamdır. Doğu Akdeniz'de, Kıbrıs'ta hem Türkiye'nin hem de Kıbrıs Türklerinin haklarını sonuna kadar savunacağız ve bu konuda da hiçbir şekilde taviz veremeyiz. Türkiye'ye yönelik dün bazı açıklamalar oldu. Bazıları dengeli, bazıları taraflı ama geldiğimiz noktada kimse Türkiye'ye yönelik 'Siz iyi niyet göstermediniz.' diyemez. Biz iyi niyet gösterdik ama karşı tarafta kötü niyetli bir ülke var. Dolayısıyla suçlayacaklarsa Yunanistan'ı suçlasınlar."

“AB YUNANİSTAN’IN TÜM AVRUPA’YI YUNAN TİYATROSU'NA ÇEVİRMESİNE İZİN VERMEMELİ”
AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik ise Doğu Akdeniz'de yaşanan gelişmelere ilişkin, Twitter'dan yaptığı açıklamada, Yunanistan'ın haksız, hukuksuz ve saldırgan politikalarına destek için Avrupa Birliği'ni toplantıya çağırdığını belirtti. "Avrupa Birliği, Yunanistan'ın tüm Avrupa'yı 'Yunan tiyatrosu'na çevirmesine izin vermemelidir." ifadelerini kullanan Çelik, şu değerlendirmelerde bulundu: "Sayın Cumhurbaşkanımızın talimatları doğrultusunda diplomasiye alan açmak için ciddi adımlar attık. Türkiye, barışçıl tutumunu ortaya koydu, diplomasiye şans tanıdı ve diyalog kanallarının canlandırılmasına dönük bir iyi niyetli adımlar attı. Yunanistan ise her zamanki gibi diplomasiyi 'Yunan tiyatrosu'na çevirmeye çalıştı. Yunanistan Türkiye'nin jestini çözüm için bir fırsat olarak değerlendirmek yerine, samimiyetsiz ve ikiyüzlü bir pratik ortaya koydu ve Mısır ile korsan anlaşma yapma yoluna gitti. Bu sözde anlaşma, uluslararası hukuka ve Türkiye'nin Libya ile Doğu Akdeniz’de akdettiği meşru anlaşmaya aykırı olduğu gibi Yunanistan tarafının Türkiye'nin iyi niyetini suistimal etme niyetini açıkça ortaya koymuştur." Çelik, gelinen noktada Türkiye'nin uluslararası hukuktan kaynaklanan haklarını kullanmak ve önceden planlanan çerçevede faaliyetlerini sürdürmek üzere kararlı bir şekilde harekete geçtiğinin altını çizdi.