ABD İran'a yönelik silah ambargosunun uzatılması peşinde

ABD yönetimi, İran'a yönelik silah ambargosunun uzatılması için gelecek hafta Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyine karar tasarısı sunacaklarını açıkladı. Tasarıya Rusya ve Çin’in karşı çıkması bekleniyor ancak ABD tarafı, Konsey’in diğer üyelerinin onayını almak için temaslarını sürdürüyor.

Ekleme: 07.08.2020 09:38:32 / Güncelleme: 07.08.2020 09:47:32 / Dünya
Destek için 

ABUZER ATASOY-DOĞRUHABER

ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo, düzenlediği basın toplantısında, Ekim ayında sona erecek olan İran’a yönelik silah ambargosunun uzatılacağından emin olduklarını söyledi.

Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin (BMGK) gelecek hafta İran’a yönelik uluslararası silah ambargosunu uzatmak üzere oylama yapacağını hatırlatan Pompeo, Konsey’in misyonunun uluslararası barış ve güvenliği sürdürmek olduğunu vurgulayarak, "Konsey, bir numaralı terör destekçisinin özgürce silah alıp satmasına izin verirse, bu misyonunu mutlak bir şekilde küçük düşürür." dedi.

Pompeo, "Öyle ya da böyle, biz doğru olanı yapacağız. Silah ambargosunun uzatılacağından emin olacağız." görüşünü paylaştı.

BMGK’nın 13 yıldır İran'a uyguladığı silah ambargosu, 2015'te imzalanan nükleer anlaşma kapsamında 18 Ekim'de sona eriyor.

ÇİN VE RUSYA’NIN VETO ETMESİ BEKLENİYOR

Bilindiği üzere, BM Güvenlik Konseyi’nde bir kararın geçmesi için 5 daimi üye olan ABD, Fransa, İngiltere, Rusya ve Çin’in veto hakkını kullanmaması gerekiyor. İngiltere ve Fransa, ABD’nin ambargo kararını desteklese de Çin ve Rusya’nın bu kararı veto etmesi bekleniyor.

Ayrıca uzmanlar, Çin ve Rusya’nın vetosu dışında ABD’nin, ihtiyaç duyduğu diğer 9 oyu da alabileceğinin pek mümkün olmadığını belirtiyor.

ABD'nin Birleşmiş Milletler Büyükelçisi Kelly Craft da geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamada, Rusya ve Çin’in “büyük ihtimalle” tasarıyı veto edeceğini söylemişti.

Aspen Güvenlik Forumuna video konferans ile katılan Craft, “Mükemmel bir dünyanın stratejisi, onların (Rusya ve Çin) her zaman kararsız kalmaları ve veto etmemelerinden geçer” sözleriyle iki ülkeye üstü kapalı çağrıda bulunmuştu.

Rusya ve Çin’in de diğer ülkeler gibi İran’ın atom bombasına erişmesini istemediğini belirten Craft, İran’a silah ambargosunun uzatılmasının, “özgürlük ve zulüm arasında bir seçim” olduğunu savunmuştu.

ABD’DEN KONSEY ÜYELERİNE DESTEK ZİYARETİ

Çin ve Rusya’nın tasarıyı veto edeceklerini bildirmelerine rağmen ABD tarafı, Koysey üyeleriyle görüşmelerini sürdürüyor. Bu bağlamda ABD’nin İran Özel Temsilcisi Brian Hook geçen hafta, BMGK’nın daimi üyesi İngiltere başta olmak üzere Konsey’in diğer üyelerinden Estonya, Tunus, Katar ve Kuveyt’e resmi ziyaretler düzenleyerek İran’a silah ambargosunun süresinin uzatılmasına destek arayışı için görüşmelerde bulundu.

RUHANİ: AMBARGONUN KALDIRILMASI, NÜKLEER ANLAŞMA'NIN KAZANIMLARINDADIR

İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise geçen ay yaptığı açıklamada, ekimde sona erecek İran'a yönelik uygulanan silah ambargosunun, nükleer anlaşmanın en önemli kazanımlarından biri olduğunu söylemişti.

BMGK ve Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı üyesi ülkelerden ABD'nin politikalarına karşı gelmelerini isteyen Ruhani, "Tüm ülkelerden komploları fark etmelerini ve ABD'nin planını anlamalarını temenni ediyorum. Diğer büyük devletler, ABD'nin bu kazanımı sorgulaması halinde bizim karşı tepkimizin ne olacağını bilir." ifadelerini kullanmıştı.

2015’TE VARILAN ANLAŞMANIN SONUCU

ABD eski başkanı Barak Obama ve İran’daki Hasan Ruhani yönetimlerinin uzun uğraşları sonucu; İran yönetimi, P5+1 ülkeleri olarak adlandırılan BMGK’nın daimi üyeleri ABD, Rusya, Çin, İngiltere ve Fransa ile Almanya'nın yanı sıra Avrupa Birliği arasında üç yıl süren müzakerelerden sonra Temmuz 2015'te anlaşmaya varılmıştı.

"Kapsamlı Ortak Eylem Planı" adı verilen anlaşma gereği İran, nükleer çalışmalarını büyük oranda sınırlandırırken ABD tarafı da uluslararası düzeyde bu ülkeye uyguladığı bazı yaptırımların zamanla kaldırılacağını taahhüt etmişti. İran’a yönelik silah ambargosunun kaldırılması da bu taahhütlerden biriydi.

Ancak Donald Trump’ın ABD’de başkanlık koltuğuna oturmasının ardından ABD yönetimi İran’la varılan anlaşmadan çekilmiş ve bu ülkeye yönelik daha ağır yaptırımlar uygulamaya başlamıştı.