Dicle Üniversitesi FETÖ yuvası olmuş

Dicle Üniversitesi (DÜ) Rektörü Prof. Dr. Talip Gül, yürütülen soruşturmalar sonucu üniversiteden bugüne kadar 200'ün üzerinde öğretim üyesinin ihraç edildiğini belirterek "Bunlar profesör, doçent, yardımcı doçent gibi akademik kadroda yer alan insanlardı." dedi.

Ekleme: 05.08.2020 12:01:46 / Güncelleme: 05.08.2020 13:24:47 / Güncel / Diyarbakır Haberleri
Destek için 

DİYARBAKIR (AA) 

Rektör Gül, AA muhabirine, 15 Temmuz 2016'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) darbe girişimine değinerek bu girişimden bir ay sonra göreve başladığını söyledi.

Göreve geldiğinde DÜ rektörü, rektör yardımcıları, genel sekreteri, bazı daire başkanları ve dekanlar ile çok sayıda öğretim üyesinin gözaltına alındığını ifade eden Gül, üniversitenin bilgisayarlarına ve kurumsal hafızasına da el konulduğunu, böyle bir süreçte üniversite yönetimini devraldıklarını kaydetti.

- "Soruşturmalar aylarca sürdü"

Diyarbakır'da kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan Selahaddin Eyyubi Üniversitesinin öğrencilerini de üniversitelerinin bünyesine aldıklarını anlatan Gül, şöyle konuştu:

"Böyle zorlu bir süreçte üniversiteyi yönetmeye başladık. Böyle bir üniversiteyi yönetmek gerçekten kolay olmadı. Üniversitede FETÖ soruşturmalarını başlattık. Komisyonlar kurduk ve bu komisyonlardan bir kısmı gelen ihbarları değerlendirme komisyonuydu. 5 profesör hocadan bir komisyon kurduk ve onlar da FETÖ soruşturmalarını yapmaya başladı. Bu soruşturmalar aylarca sürdü. Soruşturmalar sonucu DÜ'de bugüne kadar 200'ün üzerinde öğretim üyesi FETÖ'den ihraç edildi. Bunlar profesör, doçent, yardımcı doçent gibi akademik kadroda olan insanlardı."

- "500 civarında araştırma görevlisi üniversitemize alındı"

"15 Temmuz darbe girişiminden önce il dışına çıkan öğretim üyeleri geri dönmedi. Bazıları ise istifa etti. Yapılan ihraçların da ardından üniversitede bir miktar kadro boşluğu oluştu. İhraç edilen ve istifa eden hocaların önemli bir kısmı da Tıp Fakültesi Hastanesinden olduğu için kısa süre Tıp Fakültesinde sıkıntılar yaşadık ama hamdolsun kısa sürede tolere edebildik." diyen Gül, sözlerini şöyle sürdürdü:

"İhraç edilenlerin yerine yeni kadrolar tesis edildi, YÖK tarafından bize kadro desteği verildi. 160 yeni doktor öğretim üyesi üniversitemize kazandırdık. Bunları alırken çok önemli kriterlere dikkat ettik. Birincisi kesinlikle terör örgütleriyle bir bağlantısı olmaması, ikincisi de liyakatli olması. Tıp Fakültesindeki asistanlarla birlikte 500 civarında araştırma görevlisi üniversitemize alındı. 300 civarında da yükseltme kadrolarına atamalar yapıldı."

Kadrolara kalifiye, liyakatli ve akademisyenliğe katkısı bulunacak kişilerin alındığını dile getiren Gül, eğitim ve öğretim programlarının kaliteli bir şekilde sürdüğünü belirtti.

"Yönetime geldikten sonra baktık ki üniversitede kurum için herhangi bir kadrolaşma yapılmamış. Şahıslar bulunmuş ve bu şahısların önemli bir kısmı FETÖ'ye bağlı şahıslar. Bunlara kadrolar açılmış ve alınmış. Bölümlerin ihtiyacı gözetilmemiş. Bazı bölümlerde hiçbir araştırma görevlisi yokken bazı bölümlerde 10 araştırma görevlisinin olduğunu gördük. Kurumsallığa, üniversitenin gelişmesine yönelik en ufak bir şey yapılmamıştı. Aldığımız veya yükselttiğimiz öğretim üyelerine liyakatine bakılarak kadro verildi." ifadelerini kullanan Gül, DÜ'nün artık kurumsal bir üniversite haline geldiğine işaret etti.

- "Derslere devam zorunluluğu getirdik"

Gül, göreve ilk geldiklerinde üniversitede devam zorunluluğunun olmadığını gördüklerini aktararak "Aldığımız duyumlara göre dağda dolaşan ve şehirde propaganda yapan öğrenciler dahi üniversiteden mezun olabiliyordu. Geldiğimiz günden itibaren derslere devam zorunluluğu getirdik. Devamsızlık yapan öğrenciler yok yazılıyor, sınırı aştıkları zaman da sınıfta kalıyorlar." diye konuştu.

- "Bilimsel aktivitelere çok büyük önem verdik"

4 yıl içerisinde ulusal anlamda 1202 etkinlik yaptıklarını, bunların çok büyük bir kısmının akademik ve bilimsel etkinlikler, uluslararası kongreler, paneller, sempozyumlar ve konferanslar olduğunu anlatan Gül, "Üniversitemiz terör prangalarından kurtulduktan sonra, bilimsel aktivitelere çok büyük önem verdik. Bu kurumsal yapı devam ederse üniversitemiz 5 yıl içerisinde dünyadaki ilk 1000 üniversite arasına girebilir." dedi.