Öz, besin çeşitliliğinin sağlanması ve sebzelerde bulunan C vitamininin etlerde bulunan demirin emilimini artırması açısından sağlıklı bir yöntem olduğunu söyledi.
Bayramların Müslümanların kaynaşması açısından önemli günler olduğuna vurgu yapan Öz, "Dini bayramlar, tüm aile bireylerini bir araya toplayan, sevgi ve mutluluğun göstergesi olarak simgelenen, geniş sofraların kurulması arzulanan günlerdir. Günümüzde yaşadığımız pandemi dolayısıyla Covid-19’dan korunmak için bu yoğun birlikteliği en aza indirgeyip kalabalık sofraları ileriki bayramlara ertelememiz gerekmektedir. Bayramda Covid-19 hastalığının bulaşmasını engellemek için 60 yaş üzeri ve hastalık açısından riskli grup olarak tanımlanan diyabet, hipertansiyon, akciğer hastalıkları vb. kronik hastalıkları olan kişilerin kendilerini izole etmeleri, el öpme, sarılma gibi sosyal mesafenin korunmasının mümkün olmadığı davranışlardan kaçınmaları gerekmektedir. Klasik bayram geleneklerimizi kısmen de olsa gelecek bayramlara saklayarak, günün şartları gereğince hareket etmemizde fayda vardır. Günümüzün olmazsa olmaz şartları sosyal mesafeyi korumak, el-yüz hijyenine dikkat etmek ve maske kullanımıdır. Pandemi şartlarını göz önünde bulundurarak mümkün olduğunca ev ziyaretleri yerine, sosyal iletişim araçlarını (telefon, bilgisayar. vb.) kullanarak bayramlaşmak sevdiklerimiz için yapacağımız en büyük iyilik olacaktır." dedi.
"Mide ve diyabet hastalığı olanların beslenmelerine dikkat etmeleri gerekmektedir"
Kronik rahatsızlığı olan kişilerin beslenmelerine dikkat etmesi gerektiğini belirten Öz, "Kurban Bayramı’nda, bayram geleneklerimizden olan tatlı, şeker tüketimine ek olarak kırmızı et tüketiminin miktarı ve sıklığı artmaktadır. Bu dönemde şişmanlık, yüksek tansiyon, kalp, damar, mide ve diyabet (şeker) hastalığı olan kişilerin beslenmelerine dikkat etmeleri gerekmektedir. Kurban Bayramı’nda; sağlıklı beslenmenin temel prensiplerine, yiyecek seçimine, porsiyon kontrolüne ve besin gruplarının dengeli dağılması için alınması gereken önlemlerin herkes için geçerli olduğu unutulmayıp her zaman özen gösterilmelidir. Et birçok mineral ve vitamin içermesine rağmen C ve E vitamini içermez. Bu nedenle etlerin sebzelerle birlikte pişirilmesi veya etlerin yanında sebzelerin de tüketilmesi besin çeşitliliğinin sağlanması ve sebzelerde bulunan C vitamininin etlerde bulunan demirin emilimini artırması açısından sağlıklı bir yöntemdir." ifadelerini kullandı.
"Etler yüksek ateşte hızlı pişirilmemeli"
Kurban eti pişiriminde dikkat edilmesi gereken hususlar hakkında bilgi veren Öz şöyle devam etti: "Etler yüksek ateşte hızlı pişirilmemeli, kısık ateşte ağır ağır pişirilmelidir. Etler pişerken fazladan yağ eklememize gerek yoktur, et kendi yağı ile pişmelidir. Bayramlarda öğün düzeni, saatleri ve yediğimiz miktarlar değişmektedir. Fazla et tüketimine ek olarak ağır şerbetli tatlı tüketimi de mide rahatsızlığı sürecini hızlandıracaktır. Bu nedenle önlem alınmazsa bazı mide-bağırsak problemleri yaşanabilir. Bu problemlerin yaşanmaması için güne hafif bir kahvaltıyla başlamak gerektir. Bayram namazı ve kurban kesme telaşı ile kahvaltı öğünü atlanmamalıdır. Öğünlerde aşırı besin tüketiminden kaçınılmalıdır, bir öğünde bir besin çok tüketildiyse diğer öğünlerde miktarı azaltılmalıdır. Havaların sıcak olmasının da etkisiyle su tüketimine önem verilmeli, günde 10-15 bardak su tüketilmelidir. Hamur işleri ve ağır şerbetli tatlılar küçük porsiyonlar halinde tüketilmeli, kronik hastalıkları olanlar tatlı tüketiminden kaçınmalıdır."
"Et ile temas etmeden önce el hijyenine kesinlikle dikkat edilmelidir"
Hijyenin önemine değinen Öz, "Hayvanların kesilmesi, yüzülmesi, etin nakli, muhafazası, pişirilmesi ve tüketime sunulması aşamalarında maske kullanımı ve sosyal mesafe başta olmak üzere kişisel hijyen kuralları ve besin hijyeni kuralları ihmal edilmemelidir. Et ile temas etmeden önce el hijyenine kesinlikle dikkat edilmelidir. Etin dağıtımını çocukların değil, daha bilinçli ve Covid-19’dan korunma kurallarını aksatmayacak yetişkinlerin yapması önemlidir. Etin gözlemlenmesi esnasında et içeriğinde bulunabilecek kist ve benzeri yapılar patlatılmadan etten ayrıştırılmalı ve usulüne uygun imha edilmelidir. Gıda kaynaklı zehirlenmeler arasında etin payı çok yüksektir. Etler kesinlikle çiğ veya az pişmiş olarak tüketilmemeli, bazı hastalıkların çiğ veya az pişmiş etlerin yenmesiyle bulaştığı unutulmamalıdır." dedi.
"Etler aynı zamanda sindirimi zor olan besinlerdir"
Etin pişirilmesi kadar saklanma yönteminin de önemli olduğuna değinen Öz, "Bayram süresince yenecek et miktarı kadar eti pişirme ve saklama yöntemleri de önemlidir. Etler aynı zamanda sindirimi zor olan besinlerdir. Yeni kesilmiş hayvanların etlerindeki sertlik pişirmede ve sindirimde zorluk yaratır. Bu nedenle özellikle sindirim sistemiyle ilgili problemi olan bireyler bu etleri hemen tüketmemeli, buzdolabında birkaç gün beklettikten sonra tüketmeyi tercih etmelidir. Etler kuşbaşı veya kıyma gibi küçük parçalar halinde, tek pişirimlik miktarlarda buzdolabında 0-2 derece de maksimum 3 gün, derin dondurucuda - 18 derecede 3 ay muhafaza edilebilir. Etler kolaylıkla bozulabilen potansiyel riskli besinlerdir. Etlerin dondurulduktan sonra tekrar çözdürülmesi bazı mikroorganizmalar için üreme yeri oluşturur ve bu da sağlığımızı tehdit edebilir. Bu nedenle buzlukta saklanan etler hemen pişirilmeli, tekrar dondurulmamalıdır." ifadelerini kullandı.(İLKHA)