MESELE HARF DEĞİL, HEDEF İSLAMDI...

Bin yıllık tarihe sırt dönüşün, geleneğe, kültüre, asırlarca oluşturulan medeniyete sırt dönüp Batı’ya yönelişin adı harf inkılabı… Kabulünden günümüze hala tartışma konusu olan ve asıl amacın harf değişikliği olmadığını hedefin İslam olduğunu savunan uzmanlar, harf inkılabıyla bir miletin yüzlerce yıllık tarihinin yok edildiğini belirtiyorlar.

Ekleme: 28.07.2020 03:08:51 / Güncelleme: 28.07.2020 03:28:14 / manşetler
Destek için 

HABER MERKEZİ

Kabul edildiği tarihten bu yana tartışılagelen harf inkılabıyla ülkede bin yıldır kullanılan Arap alfabesi yerine Latin alfabesini kullanmaya başladı. Dilde sadeleşmek, Latin alfabesinin Türkçeye daha uygun olduğu ve çağdaşlaşma gibi iddialarla gerçekleştirilen harf inkılabı ile beraber bir gecede tüm alimler ve bilginler cahil durumuna düştü. Koca bir milletin bin yıldır kültüründen, geleneğinden, medeniyetinden faydalandığı alfabe yasaklanmıış ve eski alfabeye nazaren tamamen yabancı, daha zayıf bir alfabe getirilmiş. İlk başlarda bunu çağdaşlaşma adımı olarak sunsalar da ileriki dönemde bunun tamamen İslam’a karşı yapılan bir düşmanlıktan ileri geldiği görülmüş. Meselenin aslında harf olmadığı hedefin tamamen İslam olduğu, Kur’ani harfler olduğu çok geçmeden anlaşılmış olsa da bu adımdan geriye maalesef dönülememiş. Geçtiğimiz günlerde katıldığı bir TV programında harf inkılabını eleştiren Bilal erdoğan, “İlkokulda olduğum yılları hatırlıyorum. Çok net bir şekilde alfabemizden dolayı geri kaldığımız bize anlatıldı. O zaman sorgulamamıştım ama sonradan düşününce... O zaman komşumuz Yunanistan niye alfabesini değiştirmemiş? Komşumuz Gürcistan... Hadi Gürcistan'ı çok ileri bir ülke olarak değerlendirmeyelim. Japonya niye alfabesini değiştirmemiş? Çin niye alfabesini değiştirmedi? O zaman insan diyor ki demek ki gelişmenin alfabeyle bir alakası yokmuş.” ifadelerini kullandı. Birçok kesimden destek gören bu açıklamalar tekrardan harf inkılabının gündeme gelmesine neden oldu. Erdoğan’ın açıklamalarını destekleyen uzmanlar, harf inkılabında meselenin harf değil, hedefin İslam olduğuna dikkat çektiler.

“TÜRKİYE’NİN BATI MEDENİYETİNE YÖNELMESİ GEREKTİĞİNİ SAVUNDULAR”

Harf inkılabına giden süreci anlatan İdeal Eğitim Vakfı Başkanı M. Ali Doyar, “Son dönemlerde harf inkılabı Türkiye’nin gündeminde yer alıyor. Bilindiği üzere 1 Kasım 1928’de Türkiye’de harf değişikliğine gidildi. Bununla ilgili çeşitli değerlendirmeler yapıldı. Ancak o günün meclisinde bu konuyla ilgili yapılan açıklamalara bakmakta fayda var. Harf inkılabıyla ilgili sunulan gerekçelere bakıldığında iki ana grubun oluştuğunu görüyoruz. Bir grup, eski harfler dediğimiz Arap alfabesinin, Türkçeyi tam olarak karşılamadığını savunarak, bu gerekçeyle kanun teklifi verilmesini önerdiler. Asıl çoğunluğu oluşturan diğer grup ise Türkiye’nin artık eski Türkiye olmaması gerektiğini, Batı medeniyetine yönelmesi gerektiğini, Batıdaki kültürü ve medeniyeti olduğu gibi esas alması ve Türkiye toplumuna uyarlanması gerektiğini savunuyordu. Bunlar harf konusunda da Batının kullandığı harflerin kullanılması gerektiğini ve bu yüzden harf değişikliğine gidilmesi gerektiğini savunmuşlardı ki neticede onların dediği oldu ve 1 Kasım 1928 yılında harf değişikliği kanunen yürürlüğe girmiş oldu.” dedi.

İLERLEME VEYA GERİLEMENİN BİR NEDENİ OLARAK GÖSTERİLEMEZ

“İşin esasına baktığımızda aslında harf değişikliğinin medeniyet ve kültürle her ne kadar ilişkisi varsa da ilerleme veya gerilemenin bir nedeni olarak gösterilemez.” diye konuşan Doyar, “Bu doğrultuda yapılan değerlendirmelerin hiçbirine katılmıyoruz. Katılmanın da herhangi bir anlamı yoktur. Ne gerilemenin sebebidir, ne de ilerlemenin sebebidir. Bugün Çin’in kullandığı, Japonya’nın kullandığı, Hindistan’ın kullandığı, Yunanistan’ın kullandığı alfabeler ile şu anda Türkiye’de kullanılan alfabeler arasında dünya kadar fark var ve bu ülkelerin hepsi Türkiye’den çok daha ileri bir seviyede bulunuyor. Burada asıl sebep şu ki Türkiye’de bir yönetim değişikliğine gidildi. “Eski yönetim” dedikleri, anayasasında “şeriat” dediğimiz İslami değerlerin ve kanunların yer aldığı ve yüzyıllar boyu toplumun bu şekilde idare edildiği bir yönetim şeklinin tamamıyla ortadan kaldırıldığı, yeni bir yönetim şeklinin devreye girdiği bir değişim ve dönüşüm yaşandı. Bu değişim ve dönüşüm neticesinde, Türkiye’nin artık her şeyiyle eskide kalanları tarihin sayfalarında bırakması gerektiği, bundan sonra yüzünü tamamıyla Batıya dönmesi gerektiği, medeniyetin ve ilerlemenin orada olduğu, Batıyı toplum olarak benimseyip toplumsal yaşantıyı her alanda Batı gibi yapma kararlılığı eğilimi ortaya çıktı ki başta Mustafa Kemal olmak üzere Cumhuriyeti kuranlar, bu anlayışı benimsedi.” şeklinde konuştu.

“İSLAM’DAN VE İSLAM MEDENİYETİNDEN UZAKLAŞIP BATI MEDENIYETİNE YÖNELMENİN BİR NETİCESİDİR”

Değişikliklerin tamamen Batıya özenme ve yanaşma çabaları olduğunun altını çizen Doyar son olarak şunları söyledi; “Türkiye Cumhuriyeti’nin kurulmasından sonra bir dizi değişikliğe gidildi. Halifelik müessese olarak kaldırıldı, tekke ve zaviyeler kapatıldı, şapka kanunu çıkarıldı (nitekim Müslümanların kullandığı takkeler ve sarıklar vardı), saat ve takvimde değişikliğe gidildi, kılık-kıyafette değişikliğe gidildi. Tevhid-i Tedrisat Kanunu çıkarıldı. Bu vesileyle medreseler kapatıldı. Dini eğitim yasaklandı. Tarih Kurumu kuruldu. Bu kurumun kurulmasıyla ümmetçi anlayış yerine laik ve milli bir anlayışın esas alınarak tarihin tekrar gözden geçirilmesi ve öyle yazılması, okullardaki kitaplarda da bu şekilde yer alması süreci yaşandı. Kısacası, harf inkılabı da saydığım inkılaplar da yüzyıllardan beridir Türkiye’de yaşayan toplumlarda İslam’ın eserlerini ortadan kaldırmak, bunları tarihin sayfalarında bırakıp o sayfayı tamamen kapattıktan sonra Batıya dönmek, Batı medeniyeti ve kültürünü esas almak, tamamıyla Batı gibi olmak amacıyla yapıldı. İlericilik veya gericilikle herhangi bir alakası yoktur. Tamamıyla İslam’dan ve İslam medeniyetinden uzaklaşıp Batı medeniyetine yönelmenin bir neticesidir.”

“MAKSADINIZ KUZUYU YEMEKTİ, KUZUYU YANİ İSLAM’I VE OSMANLIYI”

Harf inkılabında hedefin İslam olduğunu ifade eden Tarihçi Yazar Mustafa Armağan da “Bilal Erdoğan beyin söylediklerinin altına imzamı atıyorum Şunu açıkça itiraf edin artık: Harf İnkılabı Batı medeniyetine geçmek için yapıldı. Yok okuma yazma kolaylığı, yok ilim, yok ilerleme, bunlar kurt bahanesi. Maksadınız kuzuyu yemekti, kuzuyu yani İslamı ve Osmanlıyı. İnkılapların Türklükle ne alakası var? Medeni Hukuk Hunlardan mı alındı? Harf İnkılabında Göktürk alfabesi mi tercih edildi? Kılık kıyafet Uygurlardan mı aşırıldı? Oğuzların giydiği şapka bu muydu? Aklımızla alay etmeyin daha fazla, İnkılaplar Avrupalı olmak için yapıldı. Çin'in Çin alfabesi zor diye Latin alfabesine geçtiğini düşünün. Çin medeniyet ve edebiyatından geriye nasıl moloz kalırsa aynen öyle olduk. 91 yıldır o molozu ayıklamakla meşgulüz. 1928'de bir ilkmektep talebesinin yazısını şimdi proflara okutuyoruz. İlerleme müthiş!” ifadelerini kullandı.

“SORU ŞU: SEN NEDEN KÖR EDİLDİN?”

Bir milletin geçmişi ile bağının koparıldığına dikkat çeken Armağan şunları dile getirdi; “Bir İngiliz 100 yıl önceki gazetesini okuyabiliyor, bir Fransız, İtalyan, Yunan, Rus okuyabiliyor, Çinli, Japon, Tayvanlı da İranlı, Suriyeli, Ermeni, Gürcü de okuyabiliyor. Peki bir Türk neden 100 yıl önce ecdadının bastığı gazeteyi okuyamıyor? Soru şu: Sen neden kör edildin? Göktürk alfabesini daha İslam’a geçmeden önce değiştirenler, Göktürk devletini yıkan Uygurlardı. İlk alfabe devrimini Uygurlar yaptı. Ve Uygurlar Budizmin etkisindeydi. İşin ilginç yanı Göktürk alfabesi de Arap alfabesi gibi Sağdan sola doğru yazılır ve ünlü sayısı sadece 4'tür.”