Polonya bile çekildi: DAHA NE BEKLİYORSUNUZ?

Polonya, aile kurumunu yok etmeyi amaçlayan İstanbul Sözleşmesi’nden çekiliyor. Polonya hükümeti, İstanbul Sözleşmesi’nin dine ve aileye karşı zararlı ideolojik unsurlar içerdiğini açıkladı. Türkiye’de ise tüm kesimlerin tepkilerine rağmen bu yanlışta ısrar ediliyor. Kamuoyu, sözde kadını koruması iddiasıyla getirilen ancak getirildiği günden bu yana kadını korumadığı gibi aile yapımıza da büyük darbeler vuran ‘İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmek için daha ne bekliyorsunuz?’ diye soruyor.

Ekleme: 27.07.2020 02:33:07 / Güncelleme: 27.07.2020 02:33:07 / manşetler
Destek için 

HABER MERKEZİ

Polonya, Türkiye'de de uzun süredir tartışma konusu olan sözde kadına yönelik şiddetle mücadeleye ilişkin İstanbul Sözleşmesi'nden çekiliyor. Polonya hükümeti, İstanbul Sözleşmesi'nin zararlı ideolojik unsurlar içerdiğini belirtti. Polonya Adalet Bakanı Zbigniew Ziobro, düzenlediği basın toplantısında, Avrupa Konseyi İstanbul Sözleşmesi’nin, okullarda çocuklarda toplumsal cinsiyetin anlatılmasını öngörmesinin ailelerin haklarını ihlal ettiğini öne sürdü.

“İSTANBUL SÖZLEŞMESİ ZARARLI İDEOLOJİK UNSURLAR İÇERİYOR”

Polonya Adalet Bakanı, gelecek hafta Çalışma ve Aile Bakanlığı’na talep göndererek İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme sürecini başlatacaklarını söyledi. Ziobro, “Sözleşme zararlı olarak gördüğümüz ideolojik unsurlar içeriyor” dedi. Polonya’da iktidarda bulunan Hukuk ve Adalet Partisi ile koalisyondaki ortakları, Katolik Kilisesi’ne yakınlıklarıyla biliniyor ve muhafazakar bir gündemi teşvik ediyorlar.

“DİNE SAYGI GÖSTERMİYOR”

Hukuk ve Adalet Partisi, Polonya’nın 2015 yılında iktidarda olan merkezci hükümetin onayladığı İstanbul Sözleşmesi’ni uzun süredir tartışıyordu. Hükümet sözleşmenin dine saygı göstermediğini; okullarda liberal sosyal politikaların öğretilmesini öngördüğünü savunuyor. Hukuk ve Adalet Partisi, aile değerlerini savunma vaadinde bulunarak beş yıl önce iktidara gelmiş, kadınların korunması için ülkenin kendi yasalarının daha etkili olduğunu savunarak, İstanbul Sözleşmesi’nden çıkabileceklerinin sinyalini vermişti.

KAMUOYU SORUYOR; DAHA NE BEKLİYORSUNUZ?

Zaman içerisinde bir çok ülkenin zararlarını fark edip geri çekildiği İstanbul Sözleşmesi’nde ise Türkiye’nin ısrarı devam ediyor. Zaman zaman hem Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın hem de bakanların dahi eleştirdiği ve de kaldırılabileceğini ifade etmesine rağmen sözleşme ile ilgili bir adım atılmadı. Kamuoyunda büyük bir tepkiye neden olan ve getirildiği tarihten itibaren aileye ve kadına büyük zararları dokunan sözleşmenin kaldırılması için daha ne bekleniyor?

İSTANBUL SÖZLEŞMESİ “ERKEĞE DÜŞMAN” İLKELER İÇERİYOR

Sözleşmenin getirdiği 6284 Sayılı Kanun'da muallaklıkta olan bir şiddet tanımı var. Şiddet görme ihtimalini hissettiren her şey fiziksel şiddet ile eşdeğer tutuluyor. Bu da şiddet görülmediği takdirde şiddet uygulandığı söylenerek yetkililerle irtibata geçip baba, eş, abiyi polis eşliğinde evinden aldırtabiliyor. Bu da her hangi bir fiziksel şiddetin veya tehdidin söz konusu olmadığı durumlarda, aile arasındaki en küçük anlaşmazlık adli bir vakaya dönüştürülüyor. Devlet direkt mahrem alana girerek evin erkeğini suçlu buluyor. Bunun da pek sağlıklı sonuçlar doğurmadığı medyaya yansıyan haberlerden görülüyor.

EŞÇİNSEL EVLİLİKLER MEŞRULAŞTIRILIYOR

İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilme isteklerinden biri de eşcinsel evliliklerin meşrulaştırılmaya çalışılması. Sözleşmenin, aile yapımıza “dinamit” niteliğinde olduğunu belirten uzmanlar, “Femi-faşist zihniyetle” hazırlanan ve eşcinsel evliliklere yasallık getirmeyi hedefleyen sözleşmenin iptal edilmesini istiyor. Sözleşmede yer verilen “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği” kavramı bugün Türkiye’de LGBT lobilerinin nasıl rahatça çalıştığını gözler önüne seriyor.