Ahlaki yozlaşmaya dikkat: YENi NESiL TEHDiT ALTINDA!

Neredeyse her eve internetin girdiği, her çocuğun elinde telefon ve tabletlerin bulunduğu bu çağda ahlaki yozlaşma da haliyle artıyor. Değerlerin alaşağı edildiği, ahlak, namus, saygı ve sevgi gibi kavramların çürümeye yüz tuttuğu bu çağda yeni neslin tehdit altında olduğuna dikkat çeken alimler ve eğitimciler aileleri uyarıyor; “İslam bizden can, mal, din, akıl ve nesil emniyetini canlı tutmamızı ister. Neslin emniyetinin yegâne çözümü, aklın dizginlerini vahyin eline vermek ile olur.”

Ekleme: 22.07.2020 07:20:49 / Güncelleme: 22.07.2020 07:26:10 / manşetler
Destek için 

HABER MERKEZİ

Gerek fert olarak gerekse de aile olarak evde, sokakta, okulda, iş yerinde yozlaşma ve sapmalardan kedimizi muhafaza etmek gün geçtikçe daha da zor bir hale geliyor. Neredeyse okula başlayan tüm çocukların elinin altında internete bağlı bir telefon veya tablet, bilgisayar bulunuyor. Kontrolü çocuklarımıza bıraktığımız anda kendilerini ahlaki ilkeleri, sınırları olmayan bir sanal ortamda buluyorlar. Bu da haliyle gelecek açısından yeni nesli tehdit ediyor. Gün geçtikçe manevi değerlerimiz unutuluyor, kırmızıçizgi dediğimiz birçok değerimiz aşındırılıyor. Ahlaki yozlaşmaya dikkat çeken eğitimci ve ailmler, aileleri yaklaşan tehlikelere karşı aileleri uyardı.

“İFFETSİZ, HAYÂSIZ, AHLAKİ DEĞERLERDEN UZAK BİR TOPLUM HEDEFLENMEKTEDİR”

Şer odaklarının aileyi ve yeni nesli hedef aldığına dikkat çeken İdeal Eğitim Vakfı Eğitim Komisyonu Üyesi Medeni Taş, “Ahlaki Yozlaşma felaketi ve boyutlarının net anlaşılabilmesi için ‘ahlak’ kavramının ihate ettiği tüm alanları bilmek gerekir. Çünkü ‘ahlak’ insan hayatındaki maddi ve manevi tüm değerlerle ilgilidir. Namus ve iffet değerlerinin yanında adaletli olmak, güvenilirlik, sözünde durmak, çalışkanlık, emaneti ehline vermek ve doğruyu temsil etmek gibi farklı birçok değer ile ilgilidir. Ahlaki yozlaşma; iffet ve hayâdan kopuş, kültürel değerlere yabancılaşma, siyasal ve politik alanda adaletin zayıflaması, bireysel ve toplumsal değerlerin dejenere olması, manevi değerlerden ve vasıflardan kopuştur. Günümüzde şer odakları; en çok aileyi ve nesli hedef almaktadırlar. Aile ve çocuk üzerinden iffetsiz, hayâsız, ahlaki değerlerden uzak bir toplum hedeflenmektedir. Zira bu alanın özellikle hedef alınması sinsi bir projenin ürünüdür. Ahlak; ‘ hulk’ kelimesinin çoğulundan türemiştir. Ailemiz ve çocuklarımız üzerinden iffetsizliği inşa etmek çabası, neslimizin islami fıtrattan uzaklaşmasını hedeflemektedir. Diyebiliriz ki iffet alanındaki yozlaşama; en güzel şekilde yaratılan insana hayvani değerleri yükleme felaketidir.” ifadelerini kullandı.

PEKİ NE YAPMALI?

“Aile; toplumun huzur ve güven harcıdır.” diyen Taş çözüm için neler yapılması gerektiğine dikkat çekere şunları söyledi; “Çocuklarımızın aileden uzaklaştırılması çabası ile başlayan ahlaksız projeler; otokontrolsüz, sansürsüz ve terbiyeden mahrum tehlikeli bir nesil oluşturmaktadır. Aileden koparılan nesil, bahsi geçen birçok ahlaki alanı yozlaştırmada kullanılan birer argüman ve suç makinesine dönüştürülmektedir. Yani iffet ve hayâ dışında kalan diğer bütün ahlaki alanları yozlaştıma zemini; başat olarak aile ve çocuğun ahlaki yozlaştırılması ile sağlanmaktadır. Peki, ne yapmalı? Çözüm meselesinde en başta ulema ve umeraya (alimler ve yöneticiler) iş düşmektedir. Alimler ve eğitimciler; bu tehlikeye karşı bireysel -toplumsal bilinç düzeyini artırmak ile vazifeli ve sorumludurlar. Yöneticilerin ise aileyi koruyacak yasal düzenlemeleri bir an önce etkili bir şekilde sahaya sürmeleri gerekmektedir.

“AİLEDE MEKTEBİ BİR GELENEK OLUŞTURMALI”

Taş, üzerimize düşen görev ve sorunluluklarla ilgili son olarak şunları dile getirdi; Ayrıca Müslüman bireyler ve aileler olarak;

*Aidiyet ve İslami kimliği-kişiliği canlı tutmak,

*Ailede mektebi bir gelenek oluşturmak, her evi birer mescide ve medreseye dönüştürmek

*Aile içi etkinlik ve faaliyetlerin yapılacağı ‘ aile meclisleri’ oluşturmak

*Batılılaşmış gençliği ıslah (popüler kültür araçlarıyla mücadele) ve özedönüş (gelenekten, modernizmden vahye dönüş) çabasını diri tutmak

* Müslüman camianın seyahat, toplu piknikler, helal-haram sınırların korunması kaydıyla şenlik ve şölenler, düğünler, alternatif müzik, sportif ve sanatsal etkinlikleri artırmak

* Müslüman ailelerin tüm ihtiyaçlarının karşılanabileceği, kompleks yapılaşma projeleri (site, kooperatif, toplu konut vs.) ihdas etmek

* Özellikle 9-14 yaş grubundaki çocuklarını İslami çaba ve programlarının birer parçası olarak görmeleri gerekir. Sözgelimi; seyahat, manevi kamp, ilmi programları artırmak

*Ölüm ve ahiret bilincinin canlı tutmak gibi görev ve sorumluluklarımızı yerine getirmek ile mükellefiz.”

“NESLİN EMNİYETİNİN YEGÂNE ÇÖZÜMÜ, AKLIN DİZGİNLERİNİ VAHYİN ELİNE VERMEK İLE OLUR”

İTTİHADUL ULEMA alimlerinden Molla Cemal Çınar, ise çözümün aklın dizginlerini vahyin eline vermekte olduğuna dikkat çekti. Çınar şunları ifade etti;

“İslam bizden can, mal, din, akıl ve nesil emniyetini canlı tutmamızı ister. Neslin emniyetinin yegâne çözümü, aklın dizginlerini vahyin eline vermek ile olur. Eğer ki nesli sadece akıl ile çözmeye çalışırsak ortaya birçok sıkıntı çıkabilir. Nesli korumak, bedeni, ruhu, kafası sağlam ve ait olmuş olduğu kültür ve medeniyetin değerlerini tevarüs etmiş çocuklar yetiştirmekle olur. Bunun da yegâne yolu aileden geçer. Aileye değer vermemiz lazım. Çünkü Allah-u Teala aileye değer vermiştir. Eğer aile, nesil olmazsa devlet yok olur. Eğer ortada nesil, aile yoksa aile çökmüşse orada devlet çöker ve yok olur. Çocuklarını kaybeden bir toplumun kurtuluşu mümkün değildir. Parasını kaybedenler, evleri yıkılan insanlar, hatta memleketlerinden uzaklaşanlar bir gün tüm bu kaybettiklerine ulaşabilirler. Ama çocuklarını, gençlerini yani neslini kaybedenler kesinlikle geleceklerini kaybederler. Ve bu kaybettiklerine isteseler de ulaşamazlar. İki şeyin kazası/ geri getirilmesi mümkün değildir. Zaman ve gençlik. Tahrim suresindeki 6. Ayette önemli bir veciz kavram kullanılıyor. Yani ailenizi... “Koruyun” evet nesli korumalıyız