Coronavirus'ü atlatan imam hatipten "uyarıları dikkate alın" mesajı

Coronavirus'e yakalanan ve gördüğü tedavi sonrası sağlığına kavuşup mesleğine geri dönen İmam Hatip Müslüm Yılmaz, salgına yakalanmasını ve ardından yaşadığı tedavi sürecini anlatarak salgın ile ilgili uyarıların dikkate alınması gerektiğini söyledi.

Ekleme: 08.07.2020 10:50:09 / Güncelleme: 09.07.2020 09:20:12 / Sağlık / Gaziantep Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Şahinbey İlçe Müftülüğüne bağlı Şahinbey ilçesi Serinevler Mahallesi'ndeki TOKİ Camii'nde imam hatip olarak görev yapan Müslüm Yılmaz, Coronavirus'e (Covid-19) yakalandıktan sonra zorlu bir tedavi sürecini geride bıraktı.

Türkiye'de vakaların ilk görüldüğü mart ayının son günlerinde kırgınlık, nezle gibi şikayetleri başlayan, ardından yapılan testlerinde Covid-19'a yakalandığı anlaşılan ve hastanedeki 17 günlük tedavi süreci ile birlikte bir ay görevinden uzak kalan Yılmaz, bu süreçte yaşadıklarını İLKHA muhabirine anlattı.

 

Bir gün bu tablonun içerisine gireceğini tahmin bile etmediğini anlatan Yılmaz, salgın hastalık devam ettiği müddetçe herkesin bu tabloya girme ihtimalinin olduğunu ve bundan dolayı tedbirlere dikkat edilmesi gerektiğini belirtti.

Ailece Covid-19'a yakalanıldıklarını anlatan Yılmaz, salgın geçinceye kadar herkesin evde kalması ve zorunlu olmadıkça dışarı çıkmaması gerektiğini belirterek, "Hiçbir kardeşimiz, 'Bana bir şey olmaz.' demesin. Ben de öyle söyleyenlerden biriydim. Her şeye rağmen televizyon seyrederken hastalığa yakalanan kişi sayısına bakarken bir gün onların içinde benim, babamın ve ailemin de olacağını aklımdan hiç geçirmiyordum." dedi.

"Hastalığı kaderin üzerine atıp kendimizi tehlikeye atmamalıyız"

Peygamber Efendimiz Hazreti Muhammed (Sallallahu Aleyhi Vesellem)'in, "Bir yerde eğer veba hastalığı çıktığını duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde veba hastalığı çıkarsa o bölgeden de ayrılmayınız." buyurarak salgın hastalıklara karşı tedbirli olunmasının gereğini vurguladığına dikkat çeken Yılmaz, şunları söyledi:

Hazreti Ömer Şam'a girerken, salgın olduğunu duyunca girmez. Ordu komutanı olan Ebu Ubeyde Bin Cerrah, 'Sen Allah'ın kaderinden mi kaçıyorsun, Ya Ömer?' deyince, Hazreti Ömer, 'Rabbimizin bir kaderinden diğer kaderine geçiş yapıyoruz.' cevabını veriyor. Kader plandır, programdır, sebep-netice ilişkisidir. Dinimiz, biz Müslümanlara, hastalığı kaderin üzerine atıp kendimizi tehlikeye atmamamız gerektiğini öğretiyor.

"Maske, sosyal mesafe ve temizliğe dikkat etmeliyiz"

Şahinbey İlçe Müftülüğüne bağlı TOKİ Camii'nde imam hatip olarak görev yaptığını anımsatan Yılmaz, "Ramazan'da fakir ailelere çocuklarımla birlikte yardım götürdüm. Tabi hastalıktan sürekli korunmaya çalıştım. Yardımları dağıtırken mümkün mertebe sosyal mesafe ve maskeye dikkat ederek gittik ama buna rağmen bazen Allah'ın kaderinden, takdirinden kaçmak olmuyor. Karşıda sinsi bir düşmanımız var. Biz onu göremiyoruz ama o bizi görüyor. Onun bizi görmemesi için yetkililerin de bize önerdiği gibi maske, sosyal mesafe ve temizlik etkenlerine dikkat ettiğimiz zaman biraz o sinsi düşmanımızın işini zorlaştırırız, bizim de işimiz kolaylaşır." ifadelerini kullandı.

"Görevimiz, bu hastalıktan kendimizi korumaktır"

Covid-19 salgının hafife alınmaması ve herkesin mutlaka tedbirini alması gerektiğini belirten Yılmaz, "Her gördüğümüz kişiye karşı virüs hastasıymış, taşıyıcıymış gibi davranmamız gerekiyor. Çünkü bu bir vebaldir. İslam dininde de bunun bir sorumluluğu vardır. Kur'an-ı Kerim'de Rabbimiz 'Kendi elinizle kendinizi tehlikeye atmayın.' buyuruyor. Tabi bu ayeti her konuya uyarlayabiliriz. Bu hastalığa karşı Müslümanların çok tedbirli olması lazım. Peygamber Efendimiz, 'Salgın olan bölgeye gitmeyiniz, oradakiler de çıkmasın.' diyor. Gün böyle bir gündür, hiçbir kardeşimiz özellikle de gençlerimiz bilsin ki bu hastalık var. Bizim görevimiz kendimizi bu hastalıktan korumaktır. Korunmanın yolları da maske, sosyal mesafe ve temizliktir. Buna rağmen hastalığa yakalanılır mı? Takdiri ilahidir, bazen her şeye rağmen hastalık olabilir." diye konuştu.

"Babam hastalıktan sonra sağlığının yüzde 90'ını kaybetti"

Ailesinden 80 yaşındaki babasıyla birlikte 9 kişinin Covid-19 hastalığına yakalandıklarını anlatan Yılmaz, babası yaşlı olduğundan, hastalığın babasında ciddi hasar oluşturduğunu belirterek babasının hastalıktan önce tüm ihtiyaçlarını kendisi karşılayabilirken, hastalıktan sonra sağlığının yüzde 90'ını kaybettiğini söyledi.

Hastalığa nerede ve nasıl yakalandığını bilmediğini belirten Yılmaz, eklem ağrıları, halsizlik, öksürük ve nefes darlığı, yüksek ateş, koku ve tat almama duyusu şikayetleri üzerine ailece hastaneye gittiklerini anlatarak bu rahatsızlıkları olanların mutlaka hastaneye başvurmaları gerektiğini ifade etti.

"Kimse 'Ben bu hastalığa yakalanmam' diye düşünmesin"

Hastanede iken Covid-19 tedavisi gören birçok kişinin hayatını kaybettiğine şahit olduğunu belirten Yılmaz, "Kimse 'Ben bu hastalığa yakalanmam' diye düşünmesin. Herkes bu hastalığa yakalanabilir. Herkes kendine dikkat etsin. Sosyal mesafeyi koruyalım. Herkes birbirinden korksun. Bu hastalık nedeniyle birçok sevilen insanı kaybettik. Herkes iyileşemeyebilir. Dikkat etmeyen herkes bu tabloya girebilir. Bundan dolayı dikkat etmemiz lazım." dedi.

"Allah rızası için yaptığınız ibadetlerden başka hiçbir şey bir işe yaramıyor"

Ailece zorlu bir süreçten geçtiklerini vurgulayan Yılmaz, hastanede de zor bir süreç geçirdiklerini ve tedavi sürecinde sağlık ve sıhhatin önemini çok daha iyi anladıklarını belirterek şöyle devam etti:

 "Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, başta olmak üzere sağlık çalışanlarına ve yetkililere de teşekkür ederiz. Allah razı olsun hiçbir şeyimizi eksik etmediler, her şeyimizle ilgilendiler. Hastanede tedavi gördüğüm esnada bir gün, bir anda yere düştüm, sağlıkçılar beni kaldırmaya geldiler ve o anlık geçici bir travma geçirdim. O anda mal, mülk ve mevki hiçbir şeye yaramıyor. Allah rızası için yaptığınız ibadetlerden başka hiçbir şey bir işe yaramıyor. Yani o anda eğer ki iyi bir ameliniz varsa kendinizi onunla teselli edebilirsiniz, huzuru onda bulabilirsiniz ama onun haricinde arabanız var binemiyorsunuz, malınız var kullanamıyorsunuz, dostlarınız var size gelemiyor ve siz onlara gidemiyorsunuz. Ben kendi kendime şu dersi çıkardım; bundan sonra Allah'ın dinini insanlara daha çok anlatacağım. Daha çok fakir fukaraya ulaşacağım. Şu anda ne kadar zor durumda olsam da benden daha zor durumda olanlar var. Bu hastalık gerçekten ciddi bir imtihandır."

"Bu hastalıktan kurutulan kardeşlerimizin Allah'a daha çok ibadet etmesi lazım"

Hastalıktan kurtulanların, sağlıklarına kavuştukları için Allah'a daha çok şükretmeleri gerektiğini ifade eden Yılmaz, "Ben Rabbime daha çok hamd ediyorum. Sanki ikinci kez dünyaya geldim. Çünkü hasta olup da iyileşemeyenler oldu. Ben de iyileşemeyebilir ve eve dönmeyebilirdim. Türkiye'de çok sevilen insanları kaybettik. Madem tekrardan dünyaya geldik, Rabbim tekrardan bize bu kurtuluşu nasip etti, çok ibadet ve tövbe ederek zor durumdaki insanlara yardım etmemiz lazım. Biliyorum ki bu şifa bana Rabbimin ikramıydı. Bu ikramı güzel değerlendirmek lazım. Herkes bu hastalıktan kurtulamayabiliyor. Onun için bu hastalıktan kurutulan kardeşlerimiz bu kurtuluşu büyük bir nimet olarak kabul edip Cenab-ı Allah'a daha çok yakınlaşması, daha çok ibadet etmesi lazım. Eğer durumu müsaitse daha çok yardım etmesi lazım." şeklinde konuştu. (İLKHA)



Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar