EĞİTİM MÜFREDATI DEĞERLERİMİZE UYGUN HALE GETİRİLMELİ

Bazı ders kitaplarında yer alan, inanç ve değerlerimize aykırı ifadelerin kitaplardan çıkarılması ve müfredatın buna uygun hale getirilmesi çağrıları sürüyor. Yeni eğitim öğretim dönemi başlamadan bu kitapların revize edilmesi gerektiğini belirten Yazar Yusuf Kaplan ve İdeal Eğitim Vakfı Başkanı Eğitimci-Yazar Mehmet Ali Doyar, Milli Eğitim Bakanlığına eğitim müfredatının inanç, kültür ve geleneğimize uygun hale getirilmesi çağrısı yaptı.

Ekleme: 06.07.2020 07:13:07 / Güncelleme: 06.07.2020 07:24:49 / manşetler
Destek için 

DOĞRUHABER - Mehmet Tahir Özsoy 

Ortaöğretim 9. Sınıflara okutulan Demokrasi ve İnsan Hakları ders kitabında yer alan cinsiyetle ilgili bölümde "evlilik" yerine "birlikte yaşam" ifadesi kullanılıyor. İslami ve geleneksel kuralları hiçe sayarak tamamen Batı tarzı yaşam modelini dayatan bir anlayışla kaleme alınan söz konusu kitapta skandal ifadelere yer veriliyor. Bu da yetmezmiş gibi 'cinsiyet eşitliği'ne de sık sık vurgu yapılarak, "Genç bir erkekle kadının birlikte yaşadıklarında, kadının erkekten iki kat daha fazla ev işi yapması, erkeklerin kadınlardan yüzde 20 daha fazla kazanması, önemli kararların çoğunun erkekler tarafından alınması gibi uygulamalar toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin neden olduğu uygulamalardır" gibi cümlelerle aile yapısı hedef alınıyor.

HAYAT BİLGİSİ KİTABINDA ATEİZM PROPAGANDASI

Bunun yanında ilkokul 2. Sınıflara okutulan Hayat Bilgisi kitabında da, "Doğada birçok olay kendiliğinden belli bir düzen içinde oluşur. Doğa ve olaylar bu düzenin sağlanmasında etkilidir." ifadelerine yer veriliyor. İnançsızlığa kapı aralayan bu ifadeler 7-8 yaşındaki bir çocuğun zihnine zerk ediliyor. Yine ilkokul 3. Sınıf Fen Bilimleri kitabında, "Canlılar kendiliğinden doğada bulunur." ifadesiyle Allah'ın kâinatın yaratılışında yer almadığı gibi tutum sergileniyor. Okul kitaplarının birçoğunda mevcut olan bu materyalist anlayış, Milli Eğitim Bakanlığı eliyle çocuklarımızın kendi değerlerine düşmanlaştırılmasına neden oluyor. Bu eğitim anlayışına yönelik tepkiler çığ gibi olmasına rağmen Milli Eğitim Bakanlığı adım atmıyor. Yeni eğitim öğretim dönemi başlamadan bu kitapların revize edilmesi gerektiğini belirten Yazar Yusuf Kaplan ve İdeal Eğitim Vakfı Başkanı Eğitimci-Yazar Mehmet Ali Doyar, inanç ve değerlerimize aykırı ifadelerin kitaplardan çıkarılması, müfredatın buna uygun hale getirilmesine yönelik Milli Eğitim Bakanlığı'na çağrıda bulundu.

"TÜRKİYE'DEKİ EĞİTİM SİSTEMİ BU ÜLKENİN MEZARINI KAZIYOR"

Konu ile ilgili gazetemize açıklamalarda bulunan Yazar Yusuf Kaplan, "Türkiye'deki eğitim sisteminin bu ülkenin mezarını kazdığını" belirtti. "Mevcut eğitim sistemi ve dayandığı felsefe pozitivist, seküler, toplumun, genç kuşakların İslam'la ilişkisini, İslam kültürüyle, düşüncesiyle, medeniyetiyle ilişkisini, Kur'an ve sünnetle ilişkisini izafileştiren, imkansızlaştıran bir sistem." diyen Kaplan, şöyle devam etti: "Müslüman bir ülkede, Müslüman bir toplumda o ülkenin medeniyet dinamikleri eğitim sistemine şekil vermek zorunda. Eğitim sistemine yön vermek zorunda. Eğer eğitim sisteminde, kendi medeniyet dinamiklerine yer verilmiyorsa, genç kuşaklarına ruh vermiyorsa, asalet vermiyorsa, ideal ve özgüven vermiyorsa, başkasına saygı dolayısıyla tevazu vermiyorsa, o eğitim sistemi çoktan mezarını kazıyor demektir. Yani Türkiye'deki eğitim sistemi bu ülkenin mezarını kazıyor. Bu kadar. Ben bunu söylüyorum. Bunu göremiyorsa insanlar, ne diyeyim…"

"BEN BÖYLE BİR EĞİTİM SİSTEMİ İSTEMİYORUM"

Eğitim sisteminin öğrencileri kendi dinine, kültürüne, ülkesine düşman hale getirdiğini vurgulayan Yusuf Kaplan, "Anaokulundan itibaren benim çocuğumu alıyor ilkokul, ortaokul, lise derken annesine, ailesine yabancılaştırıyor. Düşman yapıyor sonra. Ülkesine yabancılaştırıyor. Kültürüne yabancılaştırıyor. Dinine yabancılaştırıyor. Yetmiyor düşman yapıyor. Ondan sonra bugün yaşadığımız süreçte de 'toplumsal cinsiyet' diye Milli Eğitimin bazı uygulamaları projeleri var. Böyle bir şey olur mu? 'Toplumsal cinsiyet' diyerek yaratıcısına meydan okuyan, 'senin bana verdiğin cinsiyeti reddediyorum' demeye vardıracak bir psikolojiye girdirmeye çalışıyor çocuğu. Böyle bir şey. Yani benim çocuğumu alıyor ailesine, kültürüne, inancına yabancılaştırıyor; sonra da cinsiyetini bozuyor, sapık birisi haline getiriyor, kaldırıp atıyor benim önüme. Ben böyle bir eğitim sistemi istemiyorum." ifadelerini kullandı.

"YARIM ASRINI KAYBETTİ BU ÜLKE"

"Meseleyi nasıl çözebileceklerini bilmiyorlar" diyerek iktidarın eğitim politikalarına eleştirilerde bulunan Kaplan, şunları kaydetti: "Beceremiyorlar. Benim çoluğum çocuğum, ülkenin gençliği gitmiş, gençliğin İslam'la ilişkisi sıfırlanmış. 15-25 yaş kuşağını kaybettim ben. Bu eğitim sistemi yüzünden. Kültür sistemi yüzünden. Sömürgeci eğitim sistemi, mankurtlaştırıcı kültür rejimi, medya rejimi, sanat rejimi; bunun yüzünden bütün gençliği kaybettim. Bir kuşak gençliğin gitmesi ne demek? Bir ülkenin yarım asrının gitmesi demek. Yarım asrını kaybetti bu ülke. Bu kadar. Onun için hükümetin aklını başına devşirmesi lazım. Oturup, 'Nereye gidiyoruz?' diye düşünmesi lazım. Bu eğitim sistemi ile aile yapısı arasında nasıl bir ilişki var? Doğrudan bir ilişki var. Akide ile eğitim sistemi arasında da doğrudan bir ilişki var. Akide yitirildiği zaman aile çöker. Bir toplumda akide gittiği zaman, aile diye bir şey kalmaz. Aileyi koruyan şey akidedir.  Akide ne kadar güçlü olursa, aile o kadar güçlü olur. Aile ne kadar güçlü olursa, toplum o kadar güçlü olur. Bunlar ne yapıyor? Hem aileyi çökertiyorlar, hem eğitim sistemini mahvediyorlar."

"AVRUPA'YI KIBLE EDİNEN ANLAYIŞ BİZE GÖRE YANLIŞTIR"

İdeal Eğitim Vakfı (İDEV) Başkanı Eğitimci-Yazar Mehmet Ali Doyar da, gazetemize verdiği demeçte, Milli Eğitim Bakanlığı'nın eğitim müfredatı ile ilgili eleştirilerde bulundu. Müfredat ile ilgili sakıncalı hususları defaaten kamuoyuyla paylaştıklarını belirten Doyar, "Kitaplarda yer alan, hem görseller, hem konular ve de bunların işleniş tarzı hakkında görüşlerimizi yansıtan araştırmalarımızı raporlaştırarak kamuoyu ile paylaştık. Bu kitaplarda olmaması gereken birçok konu var. Mesela Allah'ı ve İslam dinini görmezden gelen, ya da yok sayan yaklaşımlarla işlenen konular. İslam aleminde sanki hiç bilim adamı, ilim adamı, araştırmacı, mütefekkir yetişmemiş gibi sadece Avrupa'yı kıble edinen, sadece Avrupalıların yapmış olduğu araştırmaları kitaplara yansıtan ve dolayısıyla o Avrupa insanını rol model olarak kitaplara yerleştiren bir yaklaşım." şeklinde konuştu.

Batı merkezli anlayışın, okullarda öğrencilere dayatılmasıyla büyük bir yanlış yapıldığını vurgulayan Doyar, "Tarih olarak sanki Müslümanların bir medeniyeti, bir tarihi yokmuş gibi sürekli Avrupa insanından, medeniyetinden, tarihinden örnekler vererek, bununla birlikte özellikle de aile yapısı olarak; sanki İslam'ın aile ile ilgili hiçbir önerisi emri veya ortaya koyduğu örnek yokmuş gibi Müslümanların kendilerine has hiçbir aile ile ilgili kültürü yokmuş gibi tamamıyla Avrupa aile modelini ortaya koyan hem resmiyle, giyim kuşamından, evdeki eşyaların düzenine kadar, bütün bunların hepsinin kitaplarda yer alması bize göre elbette ki yanlıştır." dedi.

"KİTAPLARDA ALLAH'I VE İSLAM'I YOK SAYAN HİÇBİR YAKLAŞIM YER ALMAMALI"

Allah'ı ve İslam'ı yok sayan anlayışın kitaplardan arındırılmasının önemine vurgu yapan Doyar, "Kitaplarda Allah'ı ve İslam'ı yok sayan veya görmezden gelen hiçbir yaklaşım yer almamalıdır. Bu yeni neslin tamamıyla inançsızlık üzerine yetiştirilmesine zemin hazırlar ki bu çok tehlikelidir. Bununla beraber İslam alimleri ve mütefekkirleriyle ilgili, mutlaka bizim tarihimiz, medeniyetimiz, örf ve kültürümüz, ahlaki yapımızla ilgili kitaplarda öğrencilerimiz, gençlerimizin çocuklarımızın okuyabileceği, görebileceği materyaller, konular, bilgiler olması gerekiyor." ifadelerini kullandı.

"SAKINCALI İÇERİKLER MUTLAKA AYIKLANMALI"

Son olarak, "Mevcut kitaplarda geçen ve ders olarak işlenen değerlerimize aykırı konuların mutlaka ayıklanması gerekir." diyen İDEV Başkanı Doyar, şöyle devam etti: "Maalesef şu anda öyle bir nesil yetişiyor ki kendi geçmişiyle, kendi toplumuyla çatışma halindedir. Bunlar beraberinde kaos getirir. Bunlar beraberinde anarşizm getirir. İnsanlarımız bu şekilde dinlerinden, kültürlerinden uzak bir eğitime maruz kalmamalı ki; hem dinlerine, hem tarihine, medeniyetine, hem de toplumuna düşman bir nesil yetişmesin. Dolayısıyla memleketimizin şu anda yaşanan eğitim tablosu budur. MEB eğitim müfredatıyla çocuklarımızı dinlerinden uzaklaştıracak, onları dinleriyle çarpıştıracak konuları işleme hakkına sahip değildir."