Gazeteci-Yazar Bozgeyik: "İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi lazım"

Batılı değerleri temel alan, toplumun inanç, gelenek ve göreneklerini göz ardı eden, 6284 Sayılı Kanun'a dayanak oluşturan "İstanbul Sözleşmesi"nin iptal edilmesi için kamuoyu artık somut adımların atılmasını istiyor.

Ekleme: 03.07.2020 10:45:06 / Güncelleme: 03.07.2020 10:46:15 / Güncel / Gaziantep Haberleri
Destek için  Haberin Videosunu İzle

Toplumun değerlerini ve aile yapısının temellerine dinamit döşeyenlerin işini kolaylaştıran "İstanbul Sözleşmesi"nin sebep olduğu ahlaki yozlaşma, her geçen gün büyüyen bir sorun haline geliyor. "Cinsiyet eşitliği" adı altında toplumu içinden çıkılamaz bir sıkıntının içine çeken sözleşmeye ilişkin tepkiler her geçen gün artıyor.

Yürürlükte olduğu günden bu yana ailelerin temeline dinamit koyan "İstanbul Sözleşmesine" tepkiler her geçen gün artarken AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, 30 yerel televizyonda yayımlanan "Anadolu Soruyor Programı"nın canlı yayınında, "Halkımızda "İstanbul Sözleşmesi" konusunda büyük bir beklenti varken AK Parti olarak biz buna bigâne kalmayız. Nasıl usulü yerine getirerek bu sözleşme imzalanmışsa, aynı şekilde usulü de yerine getirilerek bu sözleşmeden çıkılır." açıklaması tekrar gözleri aileleri yıkan "İstanbul Sözleşmesi"ne çevirdi.

Konuya ilişkin İLKHA’ya değerlendirmelerde bulunan Gazeteci-Yazar Burhan Bozgeyik, hükümetin bu konuda artık somut bir adım atması gerektiğini belirtti.

Avrupa'dan ithal edilen bu sözleşmenin, bu toplumun yapısıyla uyuşmadığına dikkat çeken Bozgeyik, TBMM’de 26 dakikada geçirilen söz konusu sözleşmenin aynı ivedilikle iptal edilmesi gerektiğini ifade etti.

AK Parti Genel Başkanvekili Numan Kurtulmuş, halkın tepkisine neden olan ve aileleri yıkan "İstanbul Sözleşmesi" ile ilgili açıklamalarının ümit verici olduğunu belirten Bozgeyik, bu açıklamanın somuta dönüştürülmesi gerektiğini ifade etti.

Bozgeyik, "İktidar mensuplarının konuşmaları güzel ve güzel de olması lazım. İktidar mensuplarının tabi halka ümit vermesi lazım. Fakat o mevkide bulunanlar, icraat mevkide bulunanlardır ve ‘İstanbul Sözleşmesi’ 26 dakika içerisinde kabul edilmiştir. Bana göre de Türkiye cumhuriyeti tarihinde halkın aleyhine olan en önemli sözleşmelerden birisidir. Çok kısa bir zamanda da Meclis'te kabul edildi. Numan bey, ‘nasıl kabul ettiysek aynı şekilde de iptal ederiz’ diyor. Buyurun iptal etsinler." dedi.

"İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi lazım"

Söz konusu sözleşmenin iptal edilmesi için artık vakit kaybedilmemesi çağrısında bulunan Bozgeyik, "Bir saniye ve bir dakika bile vakit geçirmeye artık tahammül kalmadı. Çünkü ailemiz perişan oluyor. Aile demek devletin temeli demektir. Aile yapımız çöküyor, nesil perişan oluyor. Ahlaki bir erozyon yaşamaya başladık. Artık nesilleri perişan ediyor. Bu konuda bir an önce harekete geçilip, ‘İstanbul Sözleşmesi’nin iptal edilmesi lazım. Zararı muhakkak görüldü. Peki, o zaman daha neden duruluyor? Bir saniye bile durulması vebaldir. Bütün milletvekilleri şu anda bu vebalin altındadır. Dört partinin milletvekilleri bu sözleşmeyi kabul etmişti. Aynı şekilde dört partinin veya şu anda mecliste bulunan bütün partiler ve milletvekilleri ittifak edip, bir an önce bu sözleşmeyi kaldırmalar lazım." ifadelerini kullandı.

"Eşcinsellik ve ahlaksızlık ahlak olmaya başlamış durumda"

Toplumun değerlerini ve aile yapısının temellerine dinamit döşeyenlerin işini kolaylaştıran "İstanbul Sözleşmesi"nin sebep olduğu ahlaki yozlaşmanın büyüyen bir sorun haline geldiğine dikkat çeken Bozgeyik, şunları söyledi:

Artık bir adım atılmazsa ve bu açıklamalar yine sözde kalırsa, millet artık bunun gereğini artık yapar diye düşünüyorum. Çünkü millet bu işin takipçisi olmuştur. Çünkü ateş kendisine, evine, çocuklarına dokunuyor. Çünkü neslimiz tehlike altında. Eşcinsellik, ahlaksızlık ahlak olmaya başlamış durumda. Bu çok ters bir durumdur ve ahlaki değerlerimize terstir. ‘İstanbul Sözleşmesi’ ile koruma altına alınan o kimselerin aslında tedavi edilmeleri lazım. Onlara tıbbi ve psikolojik noktada tedavi desteği verilmesi lazım. Onlar tedaviye muhtaç insanlardır. Baş tacı etmek, ön plana çıkartmak şöyle dursun, bunlarla ciddi manada tıbbi olarak ilgilenilmesi lazım.

"İstanbul Sözleşmesi’ kötü fiillerin önünü açmıştır"

Toplumun ahlaki değerleri başta olmak üzere aileyi ve ailede de kadını hedef alanların "İstanbul Sözleşmesi"nden cesaret aldıklarına dikkat çeken Bozgeyik, "Bir kötülüğün önündeki tüm engelleri kaldırdığınızda bu sefer iyilik zarar görür. ‘İstanbul Sözleşmesi’ kötü fiillerin önünü açmıştır. Önünü açtığı zaman bu sefer ne yapıyor? İyilik zarar görüyor. Cemiyetteki iyi, iffetli, terbiyeli ve ahlaklı olan insanlar zarar görüyor. Cinsel sapkınlık insanın fıtratına ters, zıt ve aykırı olan bir fiildir. Zaten Allah-u Teâlâ da bunu kesin bir şekilde yasaklamıştır. Cinsel sapkınlık en büyük haramlardan ve fiillerdendir. Bunun cezası da İslam’da ağırdır. ‘İstanbul Sözleşmesi’ ile bu fiillerin önü açıldı ve bu sözleşme kötü fiilleri yapanlara cesaret verdi. Dolayısıyla bir an önce bu sözleşmenin iptal edilmesi lazım." şeklinde konuştu.

TBMM'den 26 dakikada geçen sözleşmenin, İstanbul'da imzalandığı için toplum tarafından "İstanbul Sözleşmesi" olarak bilindiğini, Macaristan'ın toplumun yapısına uymadığı gerekçesiyle parlamentoda reddettiğini, Rusya ve Ermenistan gibi ülkelerin ise söz konusu sözleşmenin bazı maddelerine şerh koyarak imzaladığını anımsatan Bozgeyik, 11 Mayıs 2011 yılında Türkiye hükümeti tarafından şerhsiz olarak kabul edildiğini hatırlattı.

 

"Zina nesli tahrip eden bir ahlaksızlıktır"

Avrupa standartları temel alınarak hazırlanan kanunların aile yapısını temelden sarstığını ifade eden Bozgeyik, "Sayın Dışişleri Bakanı, ‘Avrupa Birliğine girebilmek için Avrupa'dan 2 bin tane kanun aldık’ dedi. Benim tespitime göre de 9 bin kanun alınmıştır. Bu 9 bin kanundan 2 bin tanesini ben inceledim.  İnanın ki beynim durdu. Belli bir noktadan sonra artık tahammülüm kalmadı. Bu kanunların üst bir akıl tarafından hazırlandığını gördüm ve sebep-sonuç ilişkisine baktığımızda bu kanunların bize bir faydası yok. Hepsinin ya direk ya da dolaylı olarak bize zararı var. Bu da ortaya çıktı. Örneğin zinanın serbest bırakılmasının zararları ortada. Zina nesli tahrip eden bir ahlaksızlıktır. Allah'ın koyduğu kanuna göre bir kadın bir erkeğin birlikteliğini nikah şartına bağlamıştır. Zina ise bu şartı ortadan kaldırıyor. Zina insan fıtratına aykırıdır. Nesli karıştırıyor, bozuyor. Ama şu anda ülkemizde zina serbest ve zina fiilini yapana karşı hiçbir yaptırım yoktur." diye konuştu.

"Bu garabetin bir an önce giderilmesi lazım"

Genç evliliğin yasak, zinanın ise serbest olduğuna dikkat çeken Bozgeyik, "Yıllardır cezaevinde olan insanlar var. Çok tuhaftır ki af kanunu çıkarıldı, 90 bin kişi bu kanundan dolayı cezaevinden çıktı. Ama bu insanlar nedense bu aftan faydalanamadılar. Neden faydalandırılmadı? Bu insanlar ailelerinin nezaretinde evlenmişlerdir. Ama ‘İstanbul Sözleşmesi’ne tersmiş diye ‘18 yaşından küçük kızlarla evlenilemezmiş’  deniliyor. Ama gayrimeşru ilişki de bu serbest oluyor. Bir şarkıcı yaşı çok küçük ama birlikte olduğu erkek ve erkekler var, ona bir şey denilmiyor. Ama ‘biz evlendik’ dedikleri anda suç başlıyor. Bu durum gerçekten ülkemiz adına çok gariptir. Bu garabetin bir an önce giderilmesi lazım." dedi.

Genç evlilik mağdurlarının mağduriyetlerine dikkat çekerek Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da seslenen Bozgeyik, acilen yapılacak küçük bir değişiklikle bu mağdurların serbest bırakılması gerektiğini ifade etti.

"28 Şubat mağdurlarının mağduriyetlerinin giderilmesi lazım"

28 Şubat mağdurlarının da serbest bırakılması gerektiğini belirten Bozgeyik, "28 yıldır cezaevinde olan insanlar var. 28 Şubat mağduru olan bu insanlar, evinde Kur’an dersi vermiş, çocuklara Kur'an-ı Kerim öğretmiş. O zamanki idare bazı partileri kapattı, bununla birlikte birçok mağduriyet yaşattı. Bu aslında suç değil, o insanlara göre suçtu. Bu insanların mağduriyetlerinin giderilmesi lazım." şeklinde konuştu. (İLKHA) 







Haberin Videosunu İzle
İlgili Videolar