Avukatlarla ilgili ‘Çoklu Barolar’ düzenlemesi taslağına olumlu baktığını ifade eden Yıldırım, barolarla ilgili mevcut sistemde sayı bakımından azımsanmayacak kadar avukatın bir araya gelse dahi ilde baro yoksa herhangi bir şey yapamadığını söyledi.
Barolarla ilgili yapılacak yeni düzenlemeler ile her kesimin ve her grubun kendini temsil eden bir baro kurabileceğine vurgu yapan Yıldırım, bu şekilde bünyesinde bulunan stajyerlerine ve avukatlarına istediği eğitimi verme imkânı sağlayıp kamuoyunda bu yönde beyanat verme olanağı yakalayacağını belirtti.
“Çoklu Barolar düzenlemesinin doğru olduğunu düşünüyorum”
Gündemdeki ‘Çoklu Barolar’ düzenlemesi ile ilgili düşüncelerinin olumlu olduğunu belirten Avukat Nesip Yıldırım, “Son dönemde bilindiği gibi ‘Çoklu Barolar’ ile ilgili yasal düzenlemelerden bahsediliyor. Bu konudaki kişisel fikrim, ‘Çoklu Barolar’ düzenlemesinin doğru olduğunu düşünüyorum. Çünkü İstanbul, Ankara ve İzmir gibi illerde sayı bakımından 50 bini bulan büyük barolarda kalabalık olan avukat grupları, yönetici vasfını eline alıyor. Örneğin; İstanbul Barosunda yıllarca aynı grup barolar yönetimini sürdürüyor. İslami kesim burada hiçbir şekilde varlık gösteremiyor. Sayısal olarak oralarda yeterli olunamadığı için bu durum söz konusu oluyor. Bu durumlardan dolayı barolar ile ilgili yeni düzenleme önemli olacaktır.” ifadelerini kullandı.
“Her kesim kendini temsil etme hakkına sahip olacak”
Barolarla ilgili yeni düzenleme ile İslami kesim veya başka bir kesimin kendini temsil eden bir yapı oluşturabileceğini vurgulayan Yıldırım, “Yeni düzenleme ile önerilen şey ise 5 bini aşan avukatların olduğu bölgelerde 2 bini üzerinde imza toplanılması durumunda yeni bir baro açılabilecek. Baro kurmanın neden önemli olduğuna değineceksek örneğin; İslami kesim veya başka bir gurubu temsil eden kesim kendi görüşüne göre eğitimlerini verebilecek bir baro kurabilecek. Eğitimlerini verirken stajyerleri istediği gibi değişebiliyor veya avukatlar istenildiği gibi değişiyor. Ayrıca kamuya istenildiği düzeyde beyanatlar bünyesindeki avukatlar ile verilebiliyor. Bu durumlardan dolayı yeni düzenlemenin önemli olduğunu söyleyebiliriz.” şeklinde konuştu.
“Çoğunluk kimdeyse istediği faaliyeti yürütebiliyor!”
Türkiye’de yıllarca İstanbul ve Ankara Barosunun istediği düzenlemelerin uygulandığını belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
“Yıllarca bizim de fikirsel olarak tasvip etmediğimiz İstanbul ve Ankara Barosusun istediği şekilde düzenlemeler gerçekleşiyor. Bunun son örneğini geçtiğimiz dönemlerde Ankara Barosunun Diyanet İşleri Başkanına yönelik yaptığı açıklamalar ile görebiliriz. Yine başka bir örneğe bakacak olursak Diyarbakır Barosu bünyesinde 100 avukatın imzası ile LGBTlilere yönelik faaliyetler yapıldı. Yani çoğunluk kimin elinde ise o istediği faaliyeti yürütebiliyor.”
“Alternatif oluşumlar olmalı”
Bir arada yaşamayı ve ortak fikirde buluşmayı sağlayamadıkları için alternatif oluşumların gerekliliğine vurgu yapan Yıldırım, “Çoklu Barolar düzenlemesini istemeyen avukatların iddiası şu şekilde: Demokratik yapı bozulacak. Barolar bastırılacak. Yine barolar siyasallaşacak. Baktığımızda barolar zaten siyasallaşmış durumdadır. Kendilerinin iddia ettiği gibi ‘hükümetin bu kesimleri pasifize etmeye çalışıyor olma durumu’ ayrı bir tartışma konusudur. Ben bir avukat olarak bu ‘Çoklu Baro’ sistemini sadece üç büyük ilde değil diğer illerde yapılabilir olduğunu düşünüyorum. Çünkü 100 üzeri avukat bir konu hakkında düşüncelerini söyleyip uygulayamıyorsa burada sıkıntı var demektir. Biz birlikte yaşamayı, düzenli bir şekilde oluşturamayacaksak o zaman insanların başka barolar veya başka alternatifler oluşturabilmesi gerektiğini düşünüyorum.” ifadelerini kullandı.(İLKHA)