Konuya ilişkin İLKHA'ya yazılı açıklama yapan Siverek ÖNDER İmam Hatipliler Derneği Başkanı Mehmet Aydın, sapkınları meşrulaştırma çabalarının asla kabul edilemeyeceğini söyledi.
“Bu soru asla kabul edilebilir bir soru değildir”
ÖSYM’nin kesinlikle sıradan bir soru sormadığını, gençlerin bilinçaltına sokulmak istenen zehirli bir düşünce olduğunu belirten Aydın, “ÖSYM gibi ciddi bir kurumun; cinsiyeti, aileyi, toplumu hedef alan LGBT’li sapkın bir gurubun en ön saflarındaki birini meşrulaştırma çabası kabul edilemez. Bu duruma 'sadece bir soruydu' şeklinde geçiştirme yapılması ise asla tatmin edici bir cevap olamayacaktır. Mabel Matiz ile ilgili sorulan soruya baktığımızda kesinlikle sıradan bir soru olmadığı, gençlerimizin bilinçaltına sokulmak istenen zehirli bir düşüncenin olduğu aşikârdır. Soruda geçen ‘geleneğe değmekten korkmayan’ ve ‘toplumsal normlara ve hayatı çerçeveleyen ezici gerçeklere rağmen yüreğinin sesini dinleyenlerin çıkmazını anlatıyor’ cümleleri gençlerimizin tertemiz zihinlerine gönderilmeye çalışılan bir subliminal mesaj değil de nedir acaba? Bu soru asla kabul edilebilir bir soru değildir. Derhal iptal edilmeli, toplumdan özür dilenmeli ve sorumlu kişiler için soruşturma açılmalıdır.” dedi.
“Acaba gençlerimize neden hep olumsuz örnekler verilmeye çalışılıyor?”
Daha öncede devlet kurumlarının bu gibi şahsiyetleri gençlere örnek olarak sunduğuna vurgu yapan Aydın, şöyle devam etti:
“ÖYSM’nin Mabel Matiz diye bir sapkını gençlerimizin bilinçaltına rol model olarak yerleştirmeye çalışması Müslüman toplumumuza açıklanması gereken bir konudur. Daha öncede Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı'nın rol model olarak ‘Sıla’ diye bir şarkıcıyı, Gençlik ve Spor Bakanlığı'nın rol model olarak ‘Aleyna Tilki’ diye bir şarkıcıyı öne sürdüğü henüz hafızalarımızdan silinmemiştir. Acaba gençlerimize neden hep olumsuz örnekler verilmeye çalışılıyor? Değerlerimizden uzak, dininden kültüründen tamamen kopmuş hatta zıt bir yaşam tarzını seçmiş kişilerin örnek gösterilmeye çalışılması ne ile izah edilebilir? Hayatları, sözleri, eserleri gençlerimize her noktada örnek olacak o kadar değerli şahsiyetlerimiz varken bu kişilerin özellikle seçilmesi üzerinde durulması gereken ciddi bir meseledir.” ifadelerini kullandı.
“Dindar Neslin söylemi sözde kalmıştır”
Tüm bu olumsuz tabloların asıl kaynağının 'İstanbul Sözleşmesi' olduğunu belirten Aydın, “Bu sorun bataklığının bir an önce kurutulması gerekmektedir. Neslimizin, gençlerimizin daha çok bozulmaması için, ailemizin toplumumuzun daha fazla tahrip olmaması için bu İstanbul Sözleşmesi derhal iptal edilmelidir. Bu arada şuna da değinmekte fayda vardır. ‘Dindar nesil’ düşüncesi başta heyecan uyandırmış, umutları yeşertmeye yönelik bir proje olacağı sanılmıştı. Ancak gelinen noktada dindar neslin sadece sözde kaldığı ve içinin doldurulmasına yönelik ciddi bir adım atılmadığı görülmüştür. Tertemiz zihinlerin böylesi çirkinliklerle kirletilmesine asla müsaade edilmemelidir. LGBT gibi sapkın bir görüşün hiçbir zaman 'normal' görülmesine izin verilmemelidir.” şeklinde konuştu.
“Unutmayalım ki bizim suskunluğumuz kadar onlar cesaretlidirler”
Tüm duyarlı kesimleri ÖSYM’nin bu tavrına tepki göstermeye davet eden Aydın, şunları söyledi: “Duyarlı tüm kesimler, STK'lar, sendikalar, eğitimciler bu ve bunun gibi olaylarda tepkilerini dile getirmelidirler. Unutmayalım ki bizim suskunluğumuz kadar onlar cesaretlidirler. Gösterilmesi gereken tepkileri göstermediğimiz takdirde bu sapkın anlayış çocuklarımızın ders kitaplarına veya başka şekilde karşımıza çıkarılma ihtimali yüksektir. Bundan dolayı her platforma bu meselenin ciddiyeti ve ihmali halinde çok kötü sonuçlar doğuracağı, dönüşü imkânsız travmalara yol açacağı dile getirilmelidir. Çocuklarımızın, gençlerimizin, ailelerimizin toplumumuzun ve nihayetinde tüm insanlığın huzur ve kurtuluşunun fıtrat dini olan İslam’ın öğretileri doğrultusunda yaşandığında elde edileceği unutulmamalıdır.”(İLKHA)