Türkiye Aile Meclisi Yönetim Kurulu üyesi Harun Ceylan, YKS’de sapkın düşünceye destek veren kişi hakkında sorulan soru ile asıl hedeflenen şeyin bu tür kişilerin gençlere rol model olarak sunulması olduğunu belirtti.
İLKHA'ya konuşan Ceylan, "Neden bu toplumun değerleriyle uyuşan birisi değil de Mabel Matiz?" sorusunu yönelterek şunları söyledi:
Bu soruyu sorduğumuzda karşımıza toplumsal cinsiyet eşitliği ve İstanbul Sözleşmesi çıkıyor. Bunlar üzerinde öyle bir politika yürütülüyor ki, bir yerde kadın ve erkek varsa ve bu cinslerin birbiriyle evlenmesi ne kadar meşru ise aynı şekilde farklı cinsiyetlere yönelen, başka kimliğe bürünen şahsiyetlerin de o toplumda normalleştirilmesi, meşrulaştırılması projesi var. Bu da Toplumsal Cinsiyet Eşitliği adı altında kadın ve erkek eşitliği adı altında diğer cinsel kimliğe yönelenlere de bir meşrulaştırma faaliyeti var. Bundan ötürü Ramazan ayında onur adıyla onursuzluk yürüyüşü yapan gurubun en önünde elindeki pankartla Mabel Matiz durdu. Bu pankartın üzerinde de ‘velev ki i…yiz’ yazılıydı. Orada kendi cinsel kimliğini yansıtmıştı.
Son 10-15 senedir şiddetle pompalanan Toplumsal Cinsiyet Eşitliği, İstanbul Sözleşmesi ile bakanlıklar üstü bir politika yürütüldüğünü hatırlatan Ceylan, bu insanların içerisinde bulunduğu cinsel kimliği toplumun değerleriyle uyuşmayacak şekilde normalleştirilmeye çalışıldığını hatırlattı.
"Kadın ve erkek haricinde farklı cinslere yönelenleri gençlerimize rol model olarak sunmak istiyorlar"
Son dönemde Milli Eğitim Bakanlığı tarafından "Toplumsal Cinsiyet Eşitliği" adı altında cinsiyetsizleştirme projelerine uygun bir okul geliştirildiğini hatırlatan Ceylan, "İslami hassasiyeti olan kesimlerin baskısı sonucunda bu proje rafa kaldırılmıştı. Kanaatimce diğer cinsel kimliklere yönelenlerin de ön plana çıkarmaya çalışan mantığın altında da onların isteği doğrultusunda bir okul kurulmadığı için bir gaz alma girişiminden başka bir şey değildir. Yani ‘bakın biz size de selam çakıyoruz. Sizden birilerini de topluma örnek gösteriyoruz’ deniliyor. Sadece kadın ve erkek değil diğer cinsel kimliklere de yönelen her türlü sapkınlık akımıdır. Bunlar bu toplumun değerleriyle bağdaşmaz. Bu tohum burada meyve vermez, verse de çürük meyve verir. Hasta olanların tedavi edilmesine sözümüz yok ama bunun normalleştirilmesi konusu toplumda özdeşleşmez. Özetle burada kadın ve erkek haricinde farklı cinslere yönelenleri gençlerimize rol model olarak sunmak istiyorlar."
Birçok Avrupa ülkesinde bu tarz sözleşmelerin aile yapılarına uymadığı için kabul edilmediğini hatırlatan Ceylan, Türkiye’de ise bakanlık üstü projelerle bu tür sapkınlıkların desteklendiğini vurguladı. (İLKHA)