Türkiye’de eğitim gördüğü suçlamasıyla 2018’de Çin tarafından gözaltına alınan Doğu Türkistanlı akademisyen Ekrem Mehmet’in, tutulduğu kampta hayatını kaybettiği bildirildi.
Mehmet’in 2011’de eğitim almak için birlikte Türkiye’ye geldiği arkadaşı Nurettin İzbasar, Doğu Türkistan’daki yakınlarından edindiği bilgiye göre arkadaşı Mehmet’in kamplarda maruz kaldığı baskı, işkence ve kötü şartlara dayanamayarak vefat ettiğini öğrendiğini söyledi.
İzbasar, Mehmet’in Pekin’deki Merkezi Milliyetler Üniversitesi Uygur Dili ve Edebiyatı bölümünü bitirmesinin ardından kendisiyle birlikte 2011’de eğitimine devam etmek için öğrenci vizesiyle Türkiye’ye geldiğini belirtti.
Mehmet’in 2012’de Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde yüksek lisans eğitimine başladığını aktaran İzbasar, arkadaşının mezuniyetin ardından 2016’da Çin’e geri dönerek Urumçi’de Maarif Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak çalışmaya başladığını kaydetti.
İzbasar, Mehmet’in Türkiye’de eğitim gördüğü suçlamasıyla 2018’de Çin tarafından kamplara alınmasının ardından kendisiyle iletişiminin kesildiğini ancak bu hafta edindiği bilgiye göre arkadaşının kamplarda öldüğünü ifade etti.
"Doğu Türkistanlı öğrencilerin ve akademisyenlerin hayati tehlikeleri bulunuyor"
Eşinin de aynı üniversitede öğretim görevlisi olduğunu vurgulayan İzbasar, “Mehmet, kamplara alındığı sırada dünyaya gelen çocuğunu da göremeden hayata gözlerini yumdu. Türkiye’de eğitim gören Doğu Türkistanlı öğrenciler tehdit altındadır. Türkiye’de çok sayıda Uygur eğitim görüyor. Doğu Türkistanlı öğrencilerin ve akademisyenlerin hayati tehlikeleri bulunuyor.” dedi.
"Doğu Türkistan’daki çok sayıda âlim, öğretim görevlisi ve aydının kamplara gönderildi"
Türkiye’de eğitim görmenin Çin makamları tarafından suç kabul edildiğini kaydeden İzbasar, “Mehmet gibi Türkiye’de eğitim görerek ailesi ya da Çinli yetkililerin baskısıyla geri dönenlerin hayati tehlikesi bulunmaktadır. Doğu Türkistan’daki çok sayıda âlim, öğretim görevlisi ve aydının kamplara gönderildi. Türkiye devletini konuyla ilgili girişimlerde bulunmaya, uluslararası insan hakları örgütlerini ve medyayı da bu konuya hassasiyetle yaklaşmaya çağırıyorum.” ifadelerini kullandı. (İLKHA)