Normalleşme süreci ile birlikte yaklaşık kısmen ibadete açılan Cuma namazında ise tamamen ibadete kapatılan camilerde artık beş vakit ve Cuma namazının kılınması gerektiğini belirten Gazeteci-Yazar Burhan Bozgeyik, yetkililere ve Diyanet İşleri Başkanlığı’na çağrıda bulundu.
Camilerin sadece öğle ve ikindi namazında açık olmasını, Cuma namazı için hiç açılmamasını köşesine taşıyan Bozgeyik, camilerin tamamen ibadete açılması gerektiğini belirtti.
“Camiler, sosyal dayanışma merkezleridir”
Müslümanlar için camilerin çok büyük ehemmiyeti olduğunu belirten Bozgeyik, “Cami en başta Beytullahtır. Yani Allah’ın evidir. Farz namazların cemaatle eda edildiği mübarek mekânlardır. İlim ve irfan merkezidir. Müslümanların cemaati, cami cemaati, Arafat ve Kâbe’deki cemaattir. Camiler, kardeşliğin, birliğin ve beraberliğin sembolü mekânlardır. Camiler İslam toplumunun kalbi mesabesindedir. Müslümanlar beş vakit bu mübarek mekânlarda buluşur, birbiriyle selamlaşır, namazdan sonra hal-hatır sorulur. Hasta olanlar ziyaret edilir, ihtiyacı olanların ihtiyacı giderilir. Yani camiler, sosyal dayanışma merkezleridir.” dedi.
“Camilerin kapalı olması, namaz kılınmaması büyük bir bela ve musibet alâmetidir”
Namazın Müslümanlar için şerefli ve faziletli bir ibadet olduğunu belirten Bozgeyik, “Düşününüz; kâinatın sahibi, iki cihanın maliki olan Rabbü’l âlemin, biz kullarını huzuruna kabul etmektedir. Namazları cemaatle kılmak, camide kılmak, şeâir-i İslamiye’dir. Yani İslam sembolüdür. Namazların camide kılınması, camilerde Ezan-ı Muhammedi okunması istiklâl ve istihlas alametidir. Camilerin kapalı olması, namaz kılınmaması ise büyük bir bela ve musibet alâmetidir.” ifadelerini kullandı.
“Biz beş vakit namazımızı camide, Cuma namazımızı da caminin içinde kılmak istiyoruz”
Camilerin Coronavirus’ten dolayı aylardan beri kapalı kaldığını hatırlatan Bozgeyik, “Sonunda bazı kurallara uyulması şartıyla iki vakit yani öğle ve ikindi için açıldı. Biz bu iki vakit kaydının manasızlığını yazılarımızda dile getirdik. 19 Haziran Cuma yazımızın sonunu şöyle bitirdik; bu gidişle zihinlere, ‘namaz iki vakit’ imajı yerleşirse, bunun vebalini kim üstlenecek? Bu durumlar pandemiden ziyade pandomimi tedai ettiriyor. Arkadaş, biz beş vakit namazımızı camide, Cuma namazımızı da caminin içinde kılmak istiyoruz. Tuhaf olmayı ve tuhaf davranmayı bırakın.” şeklinde konuştu.
“Hangi gerekçeyle o şiddetli yağmurda dahi camileri açmıyorsunuz”
Bozgeyik, Cuma namazı vaktinde camilerin ibadete kapatıldığını, Cuma namazının ise cami avlularında ve belirlenen açık meydanlarda kılınmasının mağduriyetlere yol açtığına dikkat çekerek, şunları söyledi:
“Geçtiğimiz Cuma günü bazı illerde çok şiddetli yağmur yağdı. Cuma namazı dışarıda kılındığı için namaz kılanlar sırılsıklam oldu. Müminlerin o durumda dahi namazlarını bozmayarak devam etmeleri takdir gördü. Biz ise o fotoğraflara bakınca değişik ifadeler kullandık. İşte bu yazımızda da açıkça belirtiyoruz; yahu pek sayın ilgililer, hangi mantıkla, hangi gerekçeyle o şiddetli yağmurda dahi camileri açmıyorsunuz. Bırakınız Cuma namazını da adam gibi camilerin içinde kılalım. Haydi, yine arada sosyal mesafe olsun. Bu sosyal mesafe işinin de cılkı çıktı. Bakınız 20 Haziran Cumartesi günü LGS Sınavı yapıldı. Velilerin okul önlerindeki görüntülerine bakınız, hani nerede sosyal mesafe? Uçaklara, metrobüslere, tramvaylara, metrolara, AVM’lere, çarşı-pazara, plajlara bakınız; hani nerede sosyal mesafe? Bu sosyal mesafe bir tek camilerde mi geçerli? Haydi, kabul ettik, geçerli olsun, bari camiler beş vakit açık olsun, sünnet namazlarını da kılalım, tesbihatımızı da yapalım. Namazlarımız murdar olmasın. Farzı kılar kılmaz imam ve müezzin efendiler ‘haydi kalkın’ der gibi gözümüzün içine bakmak mecburiyetinde kalmasın.”
“Yani her yer tehlikesiz, bir tek camiler tehlikeli öyle mi?”
Namazın beş vakit olduğunun altını çizen Bozgeyik, “Belki unutulmuştur diye sayın ilgililere hatırlatmak isteriz; namaz beş vakittir. Beş vakit namazı camide ve cemaatle kılmak şeâir-i İslamiyedir. Cuma namazını yağmurlu havalarda dışarıda kıldırmak işkence’dir, haksızlıktır. Kul hakkına girmektir. Bu işlerin ‘birinci derecede mesulü’ kim ise onlara seslenmek istiyoruz; lütfen artık biz Müslümanları daha fazla mağdur ve mükedder etmeyiniz. Bu kadar zamandır yumuşak başlılığımıza bakıp da işin suyunu çıkarmayınız. Bilim kurulu iseniz, ‘bilim kurulluğunuzu’ bilin. Alın işte size örnekler sunduk. Yani her yer tehlikesiz, bir tek camiler tehlikeli öyle mi? Şayet böyle düşünüyorsanız, sizlere teessüf ederiz. Anadolu’nun dört bir yanındaki bütün camilerde beş vakit namaz kılmak istiyoruz. Plajlarda şezlonglar arası 60 santim iken camilerde sosyal mesafe 1,5-2 metre oluyor.” diye konuştu.
“Lütfen talimatlarınızda tadilat yapınız”
Diyanet İşleri Başkanlığı’na seslenen Bozgeyik, “Lütfen talimatlarınızda tadilat yapınız. Biz garibanların, sünnet ve sünnet-i müekkede namazlarını kılmamıza mesela öğle namazının ancak farzına yetişenlerin dört rekâtlık ilk sünneti kaza etmelerine ve namaz tesbihatı yapmamıza müsaade edilsin. ‘Haydi, evinizde kılın’ demek kolaydır. Peki, eve gitmiyorsak. Camide kılsak beş dakika sürer. Allah rızası için şu musibetten kurtulmak için de bu güzel mekânlarda dua etmemize engel olunmasın. İşin Türkçesi bırakın da camilerimizde adam gibi ibadet edelim.” dedi. (İLKHA)