Abd’den Ucm’ye Tehdit! ‘Savaş Suçlarımı Soruşturma!’

Tüm dünyayı kaosa boğan, İslam ülkelerini birbirine düşüren ve ülkeleri huzur getirme bahanesiyle işgal eden ABD, Afganistan'da tüm dünyanın gözleri önünde savaş suçu işleyen askerlerinin soruşturulmasını isteyen Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM) yetkililerine yaptırım uygulayacak kararnameyi imzaladı.

Ekleme: 13.06.2020 05:22:17 / Güncelleme: 13.06.2020 12:21:01 / manşetler
Destek için 

DIŞ HABERLER SERVİSİ – Yeri geldiğinde kendi koydukları kanunlarla Müslümanlara en büyük yaptırımları uygulayan, ancak işin ucu kendilerine dokunduğunda ise hiçbir kanun ve yasayı tanımayıp üstüne yasalarını uygulamak isteyenleri cezalandıran bu çirkef zihniyet bizlere tarihteki emsallerini hatırlattı. İşgalci ABD’nin Afganistan’da mazlum halkı katletmesi, ülkede kaos ve savaşı tetikleyerek birçok kişinin ölmesine sebep olması ve diğer işlediği savaş suçlarına karşı Uluslararası Ceza mahkemesi tarafından bu suçların soruşturulmasını istemesi üzerine Beyaz Saray'dan, "Trump, ABD'nin rızası olmadan ABD askeri personelini soruşturma ve yargılama eyleminde doğrudan yer alan UCM yetkililerine yönelik ekonomik yaptırımlar getirilmesinin önünü açan kararnameyi imzaladı." şeklinde bir açıklama yapıldı.

ULUSLARARASI CEZA MAHKEMESİNDEN ABD'YE YAPTIRIM TEPKİSİ

Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesi (UCM), ABD'nin mahkeme yetkililerine yönelik ekonomik yaptırım ve vize kısıtlaması getiren kararnamenin imzalanmasına tepki gösterdi.

Açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın imzaladığı kararname ile UCM yetkililerine yönelik ekonomik yaptırımlar ve vize kısıtlamalarının mahkemenin bağımsız yapısına ve uluslararası ceza adaletine "emsali görülmemiş" saldırılar teşkil ettiği vurgulandı.

ABD'NİN YAPTIRIM KARARINA TEPKİLER BÜYÜYOR

ABD’nin bu usulsüz ve hukuksuz kararına karşı dünyadan tepkiler yükselmeye devam ediyor. Şimdilik alınan bu usulsüz karara BM, AB, İran ve Gazze’deki İslami Cihad yetkililerinden tepki geldi.

BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın brifinginde, ABD Başkanı Donald Trump'ın imzaladığı söz konusu kararnameye ilişkin ''endişe verici'' değerlendirmesinde bulunmuştu. Kararı yakından takip edeceklerini belirten Dujarric, ''Adalet ve suçların cezasız kalmaması için verilen mücadele konusunda pozisyonumuz değişmedi.'' Demişti.

Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında, AB'nin UCM'ye desteğinin geçmişten bugüne sürdüğünü belirterek, "UCM, uluslararası hukukun tesis edilmesinde ve en ağır uluslararası suçların çözülmesinde kilit rol oynamaktadır." ifadelerini kullanmış ve konuşmasının devamında Mahkemenin rolüne tüm devletler tarafından saygı duyulması ve desteklenmesi gerektiğini vurguladı.

İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ise UCM yetkililerine yaptırım uygulayacağını açıklayan ABD yönetimini hakkında twitter üzerinden paylaştığı mesajında, "Uluslararası Ceza Mahkemesine diplomat kılığındaki kanunsuz çete tarafından şantaj yapılıyor." ifadesini kullandı.

Zarif, “Uluslararası toplumun uyanması ve ABD'nin zorbalığına taviz verilmesinin sonuçlarının farkına varması için daha ne olması gerekiyor? Tavizcilerin bir sonraki kurbanın kendileri olabileceğinin farkına varabilmesi için ABD'nin daha kimi terörize etmesi gerekiyor?” diyerek tepkisini ortaya koydu.

İslami Cihad Hareketi de resmi internet sitesinde İslami Cihad Siyasi Büro Üyesi Yusuf el-Hasayna, Trump'ın bu adımının siyonist varlığa destek bağlamında atıldığını böylece hukukun ve uluslararası sözleşme ve yasaların delinmesine devam edildiğini dile getirdi.

Hasayna, açıklamada, "Bu adımla Siyonizme, Filistin halkına, Arap ve Müslüman halklara karşı daha fazla suç işlemesi için Siyonizme koruma sağlanıyor" ifadesini kullandı.

 ABD'NİN UCM'DE YARGILANMASI TALEBİ

UCM Başsavcısı Fatou Bensouda, Kasım 2017'de, ABD askerleri, ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA) ve Afgan askerlerin Afganistan savaşı sırasında savaş suçu, Taliban'ın da insanlığa karşı suç işlediğine dair iddialara yönelik soruşturma talebinde bulunmuştu.

ABD'nin UCM'ye üye olmasa bile ABD askerlerinin iddia edilen savaş suçunu UCM'ye üye olan Afganistan'da işlediği için sorgulanabileceği belirtilmişti.

UCM ilk derece dairesi 12 Nisan 2019'da Bensouda'nın ilgili soruşturma talebini oy birliğiyle reddetmiş, Bensouda ise ret kararını UCM Temyiz Dairesine taşımıştı.

UCM Temyiz Dairesi, 5 Mart'ta Afganistan savaşı sırasında işlendiği öne sürülen muhtemel savaş suçlarıyla ilgili soruşturma açma talebini onaylamıştı.

ABD İÇ HUKUKU TAM BİR AKLAMA MERKEZİ

Amerika, kendi iç yargısını kullandığını iddia ediyor; ama uzun yıllardır yaşananlardan yola çıkan uzmanlar bunun daima “suçluların aklanması” şeklinde cereyan ettiğini ifade ediyorlar.

Daha önceki yıllarda Amerikan askerlerinin Irak, Afganistan ve hiçbir hukuki norma uymadan tuttuğu Guantanamo'daki esirlere emir-komuta zinciri dahilinde sistematik işkence yaptığına dair itiraflar ve resmi raporlar ortalığa saçılmışken, ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon), bu skandallardan kendini aklamıştı. Pentagon'un görevlendirdiği amiral Andrew T. Church'ın Kongre'ye sunduğu 368 sayfalık raporda, esirlere karşı uluslararası hukukun işkence saydığı sorgu tekniklerinin uygulanması için üst düzey yetkililerin talimatları bulunmadığı öne sürülmüştü.

Oysa Amerikan basınının ortaya koyduğu Pentagon belgeleri ve Beyaz Saray'ın iç yazışma notları tam tersine işaret ediyordu. ABD Başkanı George W. Bush'un, o zamanki hukuk danışmanı (sonra Adalet Bakanı oldu) Alberto Gonzales'in tavsiyesiyle Şubat 2002'de imzaladığı bir emirde, esirlerin savaş kurallarını ihlal ettiği gerekçesiyle Cenevre Sözleşmeleri dışında tutulması isteniyordu. Yine dönemin Savunma Bakanı Donald Rumsfeld'in 2 Aralık 2002'de imza koyduğu ve 2003'te yürürlükten kaldırttığı talimatlarda şu noktalar vardı: Esirlerin uzun süre stres yaratacak konumlarda tutulması, çırılçıplak soyulması, köpeklerle taciz edilmesi, kişisel korkuları üzerine gidilmesi, 20 saat aralıksız sorgulanması, 30 gün tecritte tutulması, sorgu ve nakil sırasında başlarına çuval geçirilmesi, başları ve sakallarının kazıtılması, aşırı ışık ya da karanlıkta bırakılması, tekme gibi yaralanmaya sebep olmayacak ılımlı fiziksel temas kurulması.

Pentagon'un açtığı işkence davalarında yargılanan Amerikalı askerler de işkence içeren sorgu tekniklerini emirler üzerine uyguladıkları yönünde ifade vermişti.

Tüm bunlara rağmen o dönemde ABD Kongresi'ne sunulan Pentagon raporunda esirlere 'aşırı sorgulama teknikleri'nin uygulanması yönünde üst düzey yetkililerin talimatı olmadığı iddia edilerek kötü muamelelerde politikalarının sorumlu olmadığını belirtildi. Bu yargıya Pentagon'un açtığı 187 soruşturmayı inceleyerek vardığını belirten Churc, raporunda "Onaylanan sorgulama teknikleri ile esirlere kötü muamele arasında bağ bulamadık" dedi.