Hollanda'nın Lahey kentinde bulunan Uluslararası Ceza Mahkemesinden (UCM) yapılan yazılı açıklamada, yaptırım kararının üzüntü verdiği belirtilirken "UCM çalışanlarının arkasında durarak tarafsız ve bağımsız bir şekilde görevini yerine getirmeye devam edecektir." ifadesi kullanıldı.
Açıklamada, ABD Başkanı Donald Trump'ın imzaladığı kararname ile UCM yetkililerine yönelik ekonomik yaptırımlar ve vize kısıtlamalarının mahkemenin bağımsız yapısına ve uluslararası ceza adaletine "emsali görülmemiş" saldırılar teşkil ettiği vurgulandı.
UCM'ye Taraf Ülkeler Birliği Başkanı O-Gon Kwon ise ayrı bir basın açıklaması yayınlayarak, "UCM'ye taraf tüm ülkeleri mahkemenin değerlerini korumaya ve mahkemenin birliğine yönelik saldırılara karşı koymaya çağırıyorum." ifadesine yer verdi.
BM Genel Sekreter Sözcüsü Stephane Dujarric, günlük basın brifinginde, ABD Başkanı Donald Trump'ın imzaladığı söz konusu kararnameye ilişkin ''endişe verici'' değerlendirmesinde bulunmuştu. Kararı yakından takip edeceklerini belirten Dujarric, ''Adalet ve suçların cezasız kalmaması için verilen mücadele konusunda pozisyonumuz değişmedi.'' demişti.
Avrupa Birliği (AB) Dış İlişkiler ve Güvenlik Politikaları Yüksek Temsilcisi Josep Borrell ise Brüksel'de düzenlediği basın toplantısında, AB'nin UCM'ye desteğinin geçmişten bugüne sürdüğünü belirterek, "UCM, uluslararası hukukun tesis edilmesinde ve en ağır uluslararası suçların çözülmesinde kilit rol oynamaktadır." ifadelerini kullanmıştı.
İran Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif ise UCM yetkililerine yaptırım uygulayacağını açıklayan ABD yönetimini hakkında twitter üzerinden paylaştığı mesajında, "Uluslararası Ceza Mahkemesine diplomat kılığındaki kanunsuz çete tarafından şantaj yapılıyor." ifadesini kullanmıştı.
Gazze'deki İslami Cihad Örgütünden tepki
İslami Cihad Örgütünün resmi internet sitesinde İslami Cihad Siyasi Büro Üyesi Yusuf el-Hasayna'nın konuya ilişkin açıklamasına yer verildi.
Hasayna, Trump'ın bu adımının Siyonist varlığa destek bağlamında atıldığını böylece hukukun ve uluslararası sözleşme ve yasaların delinmesine devam edildiğini dile getirdi.
Açıklamada, Hasayna "Bu adımla Siyonizme Filistin halkına, Arap ve Müslüman haklara karşı daha fazla suç işlemesi için Siyonizme koruma sağlanıyor" ifadesini kullandı.
Hasayna, ABD yönetiminin UCM'ye, Filistin halkına ve dünyadaki mazlumlara destek veren tüm örgütlere karşı düşmanca yaklaşım sergilediğini, böylece ABD'nin uluslararası toplumu ve dünya halklarını umursamadığının kesinleştiğini kaydetti.
ABD yönetimi ve Siyonist oluşumun saldırganca davranışına karşı koymak noktasında uluslararası sistemin tereddüt etmeye devam etmesinin uluslararası etik sistemin çöktüğünü ortaya koyduğunu ifade eden Hasayna, uluslararası sistemin Amerika ve Siyonizmin hegemonyasına girdiğini vurguladı.
Hasayna, UCM'ye bu konuda işlevsel bir adım atması çağrısı yaptı.
ABD'nin UCM'de yargılanması talebi
UCM Başsavcısı Fatou Bensouda, Kasım 2017'de, ABD askerleri, ABD Merkezi Haber Alma Teşkilatı (CIA) ve Afgan askerlerin Afganistan savaşı sırasında savaş suçu, Taliban'ın da insanlığa karşı suç işlediğine dair iddialara yönelik soruşturma talebinde bulunmuştu.
ABD'nin UCM'ye üye olmasa bile ABD askerlerinin iddia edilen savaş suçunu UCM'ye üye olan Afganistan'da işlediği için sorgulanabileceği belirtilmişti.
ABD, Afganistan'da veya başka bir yerde Amerikan askerleri hakkındaki suistimal iddialarını soruşturmaya veya bu konuda kovuşturma başlatmaya teşebbüs eden UCM personeline vize vermeyeceği tehdidinde bulunmuş ve Başsavcısı Bensouda'nın ABD'ye giriş vizesini iptal etmişti.
UCM ilk derece dairesi 12 Nisan 2019'da Bensouda'nın ilgili soruşturma talebini oy birliğiyle reddetmiş, Bensouda ise ret kararını UCM Temyiz Dairesine taşımıştı.
UCM Temyiz Dairesi, 5 Mart'ta Afganistan savaşı sırasında işlendiği öne sürülen muhtemel savaş suçlarıyla ilgili soruşturma açma talebini onaylamıştı.
Kaynak, AA