Dr. Özlem Sezen, yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin son üç ayı aşkın bir süredir yeni tip korona virüsün neden olduğu Kovid-19 hastalığı salgını ile mücadele içinde olduğunu hatırlattı.
Bulaşıcılığı oldukça yüksek, hastalık yapma ve öldürme oranı ise ülke olarak alınan tedbirlere ve halkın bu tedbirlere uyum oranına bağlı olarak değişiklik gösteren bir hastalık ve salgın süreciyle karşı karşıya kalındığını belirten Sezen, şunları kaydetti:
"Toplum olarak geldiğimiz aşama itibari ile de haziran ayının başından itibaren alınan birçok önlem ve uygulamalarda gevşetme kararları bazı tedbirlerin kaldırılması kararı alındı. Böylece tamamen salgın öncesi gibi olmamakla birlikte kontrollü sosyal hayat dönemimiz başlamış oldu. Bu dönemde gevşetilen önlemlerin yanı sıra yeni yeni uygulamalarla karşılaştık. Kuaför ve berberlere nasıl gideceğimizden tutun da alışveriş merkezlerinde kaç metrekarede kaç kişinin bulunması gerektiği, kaç saat içerde kalabileceğimiz, restoran ve cafelerde içeri nasıl müşteri alınacağı, plajlarda şezlongların kaç metre aralıklarla konulacağı, otellerde açık büfelerin nasıl düzenleneceği, topluca bulunacağımız, hizmet alacağımız yerler ve işletmelerle ilgili genelgeler yayınlandı. Ancak Aile Sağlık Merkezleri ile ilgili büyük bir boşluk var."
Sezen, koruyucu sağlık hizmetlerini, tedavi edici poliklinik hizmetlerini ve salgın döneminde tanımlanan hizmetleri bir arada, aynı binada sunmaya çalışan Aile Sağlık Merkezleri'nin işleyişiyle ilgili bir bakanlık önerisi yapılmadığına dikkati çekti.
Özellikle kronik hastalığı olanların, bebek, çocuk ve gebe gibi koruyucu hizmet sunduğumuz kişilerin en az riskle Aile Sağlığı Merkezleri'nden hizmet alabilmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Sezen, açıklamasına şöyle devam etti:
Özellikle İstanbul gibi bir metropolde ve Ankara, İzmir gibi büyükşehirlerde bulunan Aile Sağlığı Merkezi binalarının yeterli fiziki şartlarda olmayışları da bu dönemde hizmet sunmayı daha da zorlaştırmaktadır. Bundan sonraki 'kontrollü sosyal hayat' dönemimizde Aile Sağlığı Merkezleri'nde çok daha titizlikle hareket edilmelidir."
Sağlık Bakanlığı'nın da bu kontrollü sosyal hayat döneminde Aile Sağlığı Merkezleri'nden hizmet alırken randevu sistemini önerdiğini ifade eden Dr. Özlem Sezen, Aile Sağlığı Merkezleri randevu sisteminin daha da güçlendirilmesi ve daha fazla kişinin mesai saatleri içinde randevu alabilmesinin sağlanmasının bu sistemin daha fazla yaygınlaşmasına katkı sunacağını belirtti.
Önümüzdeki dönemde, salgın kontrolünde elde edilen başarının devam edebilmesinin Sağlık Bakanlığı, Bilim Kurulu, doktorlar ve aile hekimlerinin sıkça dikkat çektiği bu öneri ve uygulamalara uymaya bağlı olacağını aktaran Sezen, Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu'nun da özellikle randevu ile hizmet almanın önemini topluma, Sağlık Bakanlığı'na tekrar hatırlattığını kaydetti.
Sezen, toplumun asgari şekilde buna uyum ve hassasiyet göstermesini bekleyen aile hekimlerinin de böylelikle sağlıklı bir toplum sağlıklı bir gelecek için daha kaliteli hizmet sunabileceğini belirtti.