DOĞRUHABER / HASAN IŞIK
Mayıs ayında “tarımsal girdi” fiyat endeksi, yıllık %7,66, aylık %0,13 arttı. “Tarımsal girdi” ifadesi tarım üretimi yapan çiftçinin ürününün maliyet fiyatını direk etkileyen unsurları barındırıyor. Bu unsurlar; tarımsal ilaçlar, tohum, dikim materyalleri, makine bakım masrafları, toprak geliştiriciler ve en önemlilerinden biri de tarımsal sulamada kullanılan elektrik…
Tarım ve Orman Bakanlığı’nın çiftçilerin tüm bu girdi fiyatları ile ilgili çalışmaları ortada, bazıları takdir edilecek cinsten. Ama öyle bir konu var ki adeta kangren olmuş durumda; her yıl sulama mevsimi ile başlayan ”elektrik borçları”. Mardin’den Niğde’ye birçok çiftçinin çaresiz kaldığı konuların başında gelen tarımsal sulamada kullanılan elektrik borçları adeta çiftçiyi hareket edemez hale getiriyor.
SON ZAMLAR YARANIN ÜZERİNE TUZ-BİBER EKTİ
Tarımsal sulamadaki elektriğe yapılan son zamlar, zaten ödenmeyen geçmiş faturalardan dolayı adeta yaranın üzerine tuz-biber ekti.
Elektrik dağıtım firmaları (burada isimlerini vermeyi uygun görmüyoruz) çiftçiyi tehdit eder gibi “borcunu ödemeyen çiftçinin elektriğini keseceğiz!” açıklaması yapıyor. Peki, üretime mahkum olan çiftçi ne yapsın? Bakıyorsunuz pusuda bekleyen bankalar yüzde bilmem kaç faizle “borç kapama” kredisi vermeye başlıyor (içlerinde kamu bankaları başı çekiyor).
Denize düşen yılana sarılır misali çiftçi faizli kredi yılanına sarılmak zorunda kalıyor. Ve artık bir faiz-borç girdabının içine düşmüş oluyor. Artık paçayı kurtarabilirsen kurtar…
ÇÖZÜM
Dünyayı alt üst eden koronavirüs pandemisi şu gerçeği ortaya çıkardı, “tarım stratejik ve vazgeçilemez ekonomik alandır”. Yıllardır bu sayfalarda elektrik borçlarını ödeyemedikleri için elektrikleri kesilen ve bu nedenle sulama yapamadığından tarlaları kuruyan çiftçilerin haberlerini yapıyoruz. Neden bu soruna kalıcı çözümler üretilemiyor?
Türkiye dünyaya örnek olacak barajlar yapıyor, ne güzel.
Peki, biraz da bu stratejik ve vazgeçilemeyen ekonomi savaşçılarını desteklense ne olur?
Çiftçinin elektrik borcunu yapılandırmak bir çözüm değil.
Çiftçiyi elektrik borcu olmayacak bir pozisyona kavuşturmak çözümdür.
Bu nedenle “güneş enerji sistemleri”ni çiftçiye maliyet fiyatları ile sunmak mı gerek, geçmiş döneme ait borçların yarısını devletin üstlenmesi mi gerek, ya da tarımsal sulamada kullanılacak elektrik fiyatlarını devlet mekanizması ile çiftçiyi yormayacak bir şekilde düzenlemek mi gerek, artık hangisi veya hangileri ise bir an önce yapılmalı.
Artık her yıl sayfalarımıza çiftçinin bu borç derdini değil üretimdeki bereket haberlerini taşımak istiyoruz…