Mahir Salah: “Mavi Marmara, Filistin davasının merkezi dava olduğunu teyit etmiştir”

Filistin İslami Direniş Hareketi (Hamas)'ın Filistin dışındaki teşkilatlarının başkanı Mahir Salah, Mavi Marmara olayının 10. yıl dönümü münasebetiyle bir açıklama yaptı.

Ekleme: 31.05.2020 19:55:04 / Güncelleme: 01.06.2020 06:46:19 / Güncel
Destek için 

Salah açıklamasında şu ifadelere yer verdi:

"Bismillahirrahmanirrahim

Bugün, büyük özgürlük filosunun başında yer alan ve dünyanın değişik ülkelerinden yüzlerce insandan oluşan yolcularla Gazze'ye uygulanan ablukayı kırmak amacıyla yola çıkan Mavi Marmara adlı Türkiye’den gelen gemiye yönelik saldırının ve yolculardan bazılarının şehit edilmesinin 10. yıl dönümündeyiz. Bu yolculuk Filistin davasının merkezi bir davası olduğunu teyit eden bir insani ve siyasi dayanışma yolculuğuydu. Dolayısıyla bugün yıl dönümünü idrak ettiğimiz olayda şehit edilenlerin ve yaralananların kanları Filistin halkını savunma, suçlu işgalin Gazze bölgesine uyguladığı baskıcı ablukayı kırma amacıyla akmıştı.

Böylece bu olay Türkiye'nin Filistin'i, Mescidi Aksa'yı ve Kudüs'ü sahada ve uluslararası lobilerde savunmak amacıyla sergilediği çabaların yeni bir halkasını oluşturuyordu. Bu konuda yapılanlar da Filistin halkının kendi topraklarında değişmez haklarıyla ve özgür devletiyle yaşaması için Osmanlı Devleti'nin sergilediği çabaların bir devamı niteliğindedir. Mavi Marmara şehitlerinin isimleri, bir asırdan fazla zamandır ve bugün hâlâ devam eden Filistin'i savunma mücadelesinde hayatlarını feda eden Arap ve diğer Müslüman kardeşleriyle birlikte binlerce Türkiye’den şehidin de yer aldığı şehitler listesine eklendi. Zihinlerimizden ve gönüllerimizden asla silinmeyecek olan Türkiyeli şehitlerin ve yaralıların kanları Filistinli şehitlerin ve yaralıların kanlarına karıştı.

Özgürlük Filosu, ümmetin bütün Filistin'le, Kudüs'üyle, Gazze'siyle ve Ürdün Irmağı'ndan Akdeniz'e kadar bütün toprağıyla dayanışmaya hazırlanması için pratik bir örnek ortaya koymuştur.

Suçlu siyonistin Gazze üzerindeki ablukayı kaldırması için değişik zamanlarda Arap dünyasından, İslam dünyasından ve dilleri, inançları farklı onurlu ve özgür kişilerin yaşadığı yerlerden insanlar bir araya gelerek Gazze'ye doğru harekete geçti. Bunlardan bazıları Gazze'ye ulaşmayı başardı. Bazılarını ise siyonist işgalci güç kullanarak engelledi. Böylece hiçbir ahlaki ölçüyü tanımayan kirli yüzünü farklı zamanlarda tekrar tekrar açığa çıkardı. Saldırılarıyla, insanların varlıklarına el koymasıyla bütün ahlaki değerleri, insanlığa mal olmuş ölçüleri ve uluslararası yasaları ayaklar altına aldı.

Fakat ona karşı halkımızın direniş ve mücadelesi de devam etmektedir. Farklı kesimleriyle ümmetimiz de bu halkın yanındadır. Bu direniş ve mücadele özgürlük ve yurda dönüş gayeleri gerçekleşinceye kadar devam edecektir." (İLKHA)