TBMM (AA)
Turan, Meclis'teki gazetecilerle yaptığı sohbet toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
Çalışma takvimi ve yapılması düşünülen yasal düzenlemeleri anlatan Turan, Meclis'in Temmuz ortalarına kadar çalışacağını söyledi.
Ele alınacak kanun teklifleri hakkında da bilgi veren Turan, "Mahalle bekçileriyle ilgili yasa teklifi, hukuk yargılamalarını hızlandıracak 3. yargı paketi, AB uyum süreciyle ilgili rekabetin korunmasına ilişkin düzenleme ve net olmamakla birlikte hobi bahçeleri yoluyla tarım arazilerinin istismar edilmesini engelleyen kanun tekliflerini ele almayı düşünüyoruz." diye konuştu.
"Tek bir baro, bütün avukatları temsil edemez"
Boralarla ilgili kanun teklifi hazırlama çalışmalarında da sona yaklaşıldığını kaydeden Turan, bu konunun uzun süredir tartışıldığını ve zaman zaman gündeme geldiğini anımsattı.
Turan, baroların daha demokratik bir yapı içerisinde hizmet vermesini arzuladıklarını söyledi. Bu tutumlarına karşı bazı kurumların diktatörlüklerine şahit olduklarını belirten Turan, "Mesela İstanbul Barosu... 52 bin civarında üyesi var ancak seçimlerde 8 bin oy alan şu anki başkan yönetimi alabiliyor." değerlendirmesinde bulundu.
Vatandaşların partilerini, meslek odalarını, basın kuruluşlarını ve sendikalarını seçme hakkına sahip olduğunu ancak aynı durumun barolar için söz konusu olmadığını dile getiren Turan, "Avukatların tek bir baroya üye olmak zorunluluğu Anayasa'ya, AİHM'nin örgütlenme hakkına aykırı bir durum. Birden fazla baronun olması demokratik ve evrensel hukuka uygun. Baroların bu duruma karşı çıkmaması gerekiyor. Baroların anlamsız, temelsiz yaklaşım ortaya koymak yerine sağduyuyla meseleye yaklaşıp dünya örneklerinden yola çıkarak önerilerde bulunmaları gerekir." dedi.
Bazı baro yönetimlerinin radikal grupların eline geçtiğini söyleyen Turan, bu grupların mesleki faaliyetler dışında her türlü faaliyetleri gerçekleştirdiğini ve avukatlara bir faydalarının olmadığını ifade etti.
Bülent Turan, birden fazla baro olması kaydıyla baro yönetiminin belirlenmesinde nisbi seçimin de tartışılabileceğini, bu konudaki önerilere açık olduklarını söyledi.
Tek bir baronun tüm avukatları temsil edemeyeceğini belirten Turan, "Stajyer avukatların birçok sorunu var. Bunların çözümüne karşı ne gibi çalışmalar yapıldı? Daha iyi bir hizmetin ortaya çıkması ve mesleki gelişim için birden fazla örgütlenmeye imkan vermek gerekir." diye konuştu.
"İş Bankası hisseleri CHP'nin bir ayıbıdır"
İş Bankası hisselerinin hazineye devredilmesine ilişkin de açıklamalarda bulunan Turan, "Bu CHP'nin bir ayıbıdır. CHP'nin bu konuyu bir kavga meselesi yapmadan çözmesi gerekir. Gazi Mustafa Kemal mirasını İş Bankasına bağışlarken tek parti vardı. Bir anlamda devletin partisine yani devlete mirası vermişti. Ama sonra çok partili döneme geçildi." dedi.
Siyasi partilerin ticari faaliyetler içerisinde olmasının Anayasa'da suç olarak kabul edildiğini ve kapatma gerekçesi olduğuna dikkati çeken Turan, "Siyasi partiler küçük bir ticari işlem yaptığı takdirde Anayasa Mahkemesince kapatılır. Durum bu iken, büyük rakamların söz konusu olduğu yapıda bir partinin temsilcisi olur mu? Siyasi edep CHP'nin bu sorunu çözmesini gerektiriyor. CHP'nin 'Atatürk bunu devlete verdi. Bu yüzden hisseleri hazineye veriyoruz' demesi gerekiyor." dedi.
Siyasi Partiler Yasası'nda değişiklik tartışmaları
Milletvekili transferini engellemeye yönelik Siyasi Partiler Yasası'ndaki değişiklik tartışmalarına da değinen Turan, bu konunun küçük partilere engel olma çabası olarak algılandığını ancak bunun gerçeği yansıtmadığını vurguladı.
Turan, bir siyasetçinin kendi iradesiyle partisini değiştirebileceğini ancak genel başkanlarının talimatıyla toplu olarak hareket edilerek bir başka partiye geçilmesinin yanlış olduğunu söyledi.
Konunun siyasi ahlak meselesi olarak görülmesi gerektiğini ifade eden Turan, şöyle devam etti:
"Bir parti kiralık ve satılık vekil veriyorsa veya 'askıda vekil' ifadesine muhatap olacak adımlar atıyorsa, bu o partinin kendi iç ve ahlak meselesidir. Siyasetin kanunla dizaynını doğru bulmuyorum ama Cumhur İttifakımızın önerisini de çok önemsiyorum. Onlar da bu siyasi ahlaksızlığın bir öneriyle çözüleceğini düşünüyorlar. Bu konuda daha masaya oturmadık, önümüze bir çalışma gelmedi. Konu masaya geldiğinde konuşup değerlendireceğiz. Şahsi kanaatim o dur ki kanunla siyaseti dizayn etme imkanı yoktur. Bu ahlak meselesidir.
Halk bunu değerlendirecektir. Bizim kimseden korkumuz yok. Her parti seçime girsin, boyunun ölçüsünü alsın. Hiç endişemiz yok. Yapılan anketleri kendi içimizde değerlendirdik. Söz konusu partilerin yüzde 1'lere ulaşamadığını, Cumhur İttifakı'nın oyunu daha da yükselttiğini keyifle gördük. Endişemiz yok. O yüzden bırakın engellemeyi, tam aksine her parti girsin ki herkes boyunun ölçüsünü alsın. O partiler 'bugün ağasını satan yarın marabasını beleş verecek' şeklinde değerlendirilecektir. Bundan dolayı zaten halkın da prim vermeyeceğini düşünüyoruz. Bugün CHP taklidi yapan, CHP'nin söylemlerini tekrar eden partilerin büyük oylar alacağını düşünmüyorum. AK Parti, Cumhur İttifakı ile birlikte dimdik duruyor."