Bakanlık bürokratlarının ve çalışanlarının bayramını tebrik eden Pakdemirli, Covid-19 salgını nedeniyle bu yıl Ramazan Bayramını araya mesafeler koyarak kutlamak zorunda kaldıklarını bildirdi.
Salgın nedeniyle gıda güvenliğinde bir aksama olmaması için çok yoğun bir Ramazan ayı geçirdiklerini belirten Pakdemirli, bu dönemde üreticilerin elinin bereketli topraklardan ayırmadan üretimde kalmaları ve vatandaşların gıdaya erişimde sıkıntı yaşamaması için özveriyle çalışan personeline teşekkür etti.
Daha ortada virüs salgını yokken 2020'yi tarımda dijitalleşme yılı ilan ettiklerini anımsatan Pakdemirli, dünyada yükselen küreselleşme ve artan teknoloji kullanımıyla birlikte dijitalleşmenin artık zorunluluk olduğunu söyledi.
Çin'de ortaya çıkan virüsün daha Türkiye'ye ulaşmadan önce şubat ayında gıda arz güvenliğinde bir sıkıntı olmaması için bakanlık olarak gerekli tedbirleri aldıklarını anlatan Pakdemirli, 15 Mart'ta virüsün Türkiye'de görülmesiyle birlikte aldıkları tedbirleri ise şöyle açıkladı:
Öncelikle hemen Bakanlığımız bünyesinde Bilim Kurulu oluşturduk. Kurduğumuz 'Ürün Masaları' ile 50'ye yakın ürünün hasat, rekolte, gümrük vergileri, ithalatı, ihracatı ve yeterliliği gibi bir çok konuyu yakından takip etmeye başladık. Alo 174 Gıda Hattı ve WhatsApp Gıda İhbar Hattı aracılığıyla salgın ile ilgili Bakanlığımıza yöneltilen sorulara ve sorunlara anında dönüş yaptık. Atık sularda virüs testleri yapmaya başladık. Yine virüse kökten çözüm olabilmesi için Pendik ve Etlik Veteriner Kontrol Enstitülerimizi, hemen aşı çalışmalarına dâhil ettik. Tarımsal üretimin içinde olan çiftçilerimizi sokağa çıkma yasağından muaf tuttuk. Tarımsal destekleme başvuru sürelerini uzattık. Süt üretiminin sürdürülebilirliği için; 2019 Aralık, 2020 Ocak, şubat ve mart ayı çiğ süt prim desteğini, 15 kuruşa kadar artırdık. Çiftçilerimizin, mayıs ve haziran aylarında vadesi gelecek Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan hazine destekli kredi geri ödemelerini de faizsiz olarak 6 ay erteliyoruz. Orman Genel Müdürlüğümüz tarafından verilen ORKÖY kredilerinin taksitlerini, herhangi bir başvuru şartı aranmaksızın 3 ay süre ile erteledik. Hazineye ait tarım arazileri için nisan, mayıs ve haziran kiralarını 6 ay süre ile erteledik. Ayrıca yine hazineye ait tarıma elverişli arazileri; çiftçimize, üreticimize bedelsiz olarak tahsis edilmesini sağladık, sağlıyoruz. Hayvancılık alanında önemli çalışmalar ve hedefler içerisindeyiz. Küçük aile işletimlerine destek olmak amacıyla; büyükbaş hayvan başı 65 lira ve küçükbaş hayvan başına 6,5 lira olmak üzere, toplamda 100 milyon liralık yem desteği vereceğiz. Ve en önemlisi alınan tedbirler kapsamında; çiftçilerimizi ve gıda tedarik zincirindeki paydaşlarımızı pek çok kısıtlamadan muaf tuttuk.
Bir ayda pek çok projeyi hayata geçirdiklerini ifade eden Pakdemirli, "Çiftçi Uzaktan Eğitim Sistemimizi faaliyete alarak; bütün paydaşlarımızın faydalanabileceği, tarım-orman faaliyetlerini bilgiyle, planla, profesyonellikle yürütmelerine yardımcı olabilecek büyük bir Tarım-Orman Akademisini hizmete sunduk. Yine oldukça önemli ve tarihi bir adım sözleşmeli üretimin ilk basamağı olan Dijital Tarım Pazarı'nı devreye aldık. Böylece tüm alıcı ve satıcıların değer fiyattan buluşacağı bir Pazar oluşturmuş olduk. Geçen hafta 'Gıdanı Koru' kampanyamızı kamuoyuna tanıtarak büyük bir farkındalık oluşturduk. Çünkü ülkemizde Gıda Kayıp ve İsrafını bir nebze, yani yüzde 2 civarında gıdayı çöpe göndermekten vazgeçersek, bunun anlamı 10 milyar lira, yani 360 bin ailenin bir yıllık asgari geçim rakamı demek. Bu oranı yüzde 5 yapmayı başarırsak 25 milyar lira demek. Bu da yine 900 bin ailenin bir yıllık asgari geçim rakamına karşılık gelmektedir diyoruz." diye konuştu.
Konuşmasının devamında Pakdemirli şunları söyledi: "Ayrıca Ramazan'ın son programını da TİGEM-Ceylanpınar'da 60 bin dekar alanı sulamaya açarak Türkiye tarımına kazandırdık. Bu proje ile tek tuşla binlerce dönüm arazi sulanabilecek; böylece sürdürülebilir tarım ve gıda güvenliği için daha yüksek verime ulaşmak ve özellikle suyu tasarruflu kullanmak için modern sulama yöntemleri kullanılmış olacaktır. Dolayısıyla bu arazilerde nadas sistemi kalkacak, ikinci ürün ekilişleri sayesinde bitki çeşitliliği artacak, verim ve kalitede artış gerçekleşecek. Hububat verimi 250 kg/dekardan, 500 kg/dekara çıkacak ve kalite yükselecek. Her yıl ilave 25 milyon TL gelir sağlanacak. İkinci ürün ekilişleri ile bu gelir 70 milyon TL düzeylerine çıkacak. Böylece ülke ekonomisine 4 kat daha fazla katkı yapılacak. Ayrıca daha fazla istihdam sağlanacak, kanal sulaması nedeniyle enerji tüketimi azalacak. Üretim maliyeti düşecek. Yer altı su kullanım oranı azalacak."(İLKHA)