İddialara ilişkin kamuoyunun bilgilendirilmesi ihtiyacı hasıl olduğu belirtilen yazılı açıklamada, “Söz konusu kişinin, 8 Ocak 2017 tarihinde, il merkezinde bulunan Ulu Cami’yi ziyaret etmekte olan bir kadın vatandaşımıza yönelik ‘Bu şekilde dolaşamazsınız, ince giyinmişsiniz, içinizi görüyorum.’ gibi sözlerle taciz, takip ve ifşa eyleminde bulunduğu şikâyeti üzerine başlatılan soruşturma, 1 Şubat 2017 tarihinde cinsel taciz suçundan iddianame düzenlenmesiyle sonuçlanmıştır.” denildi.
“Sanığın babasının, suç tarihinden yaklaşık iki hafta önce oğlunun akıl hastası olduğu ve tedavi altına alınmasını istediği yönünde Diyarbakır Valiliğine ve İl Sağlık Müdürlüğü’ne başvurularının olduğu tespit edilmiştir.” denilen açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi:
“Sanığın babası, aynı mahiyetteki beyanlarını soruşturma sırasında da tekrar etmiştir. Yargılama sırasında sanık, suç tarihinde akıl hastası olup olmadığının ve dolayısıyla cezai sorumluluğunun bulunup bulunmadığının tespit edilmesi amacıyla Dicle Üniversitesi Psikiyatri Anabilim Dalı Başkanlığına sevk edilmiştir. Yapılan tetkik ve muayeneler sonucunda ilgilinin şizofreni hastası olduğu rapor edilmiştir. Yargılama sonucunda mahkeme, atılı suçun sanık tarafından işlendiğini sabit bulmakla birlikte, söz konusu rapor nedeniyle Türk Ceza Kanunu’nun 32/1. maddesi gereğince sanığın cezai sorumluluğunun bulunmadığına, 57. maddesi gereğince koruma ve tedavi amaçlı olarak güvenlik tedbiri uygulanmasına karar vermiştir. İlk derece mahkemesinin kararının istinaf incelemesiyle kesinleşmesine müteakip, hükümlü, 14 Mayıs 2020 tarihinde Elâzığ Şehit Fethi Sekin Şehir Hastanesi’ne tedavi amacıyla sevk edilmiştir. Ceza Kanunumuzun 57. maddesinin ikinci fıkrasında; ‘Hakkında güvenlik tedbirine hükmedilmiş olan akıl hastası, yerleştirildiği kurumun sağlık kurulunca düzenlenen raporda toplum açısından tehlikeliliğinin ortadan kalktığının veya önemli ölçüde azaldığının belirtilmesi üzerine mahkeme veya hâkim kararıyla serbest bırakılabilir.’ hükmü yer almaktadır. Söz konusu şahısla ilgili tedavi süreci, şu ana kadar olduğu gibi bundan sonraki aşamalarda da sağlık kurumunun rapor ve değerlendirmeleriyle şekillenecektir.” (İLKHA)