Çav Bella ve bir atasözü

Başka ülkeler için sol, emek-sermaye çelişkisidir. İşçinin alın terini savunmaktır belki; ama bizde öyle mi?…

Ekleme: 21.05.2020 11:36:33 / Güncelleme: 21.05.2020 11:36:33 / Haber-Yorum
Destek için 

Haberyorum

Bu ülkenin her şeyi bir tuhaf, bir farklıdır.

İzmir’deki olayı biliyorsunuzdur…

Cami hoparlöründen “Çav Bella” marşını çaldırarak devrim yaptığını düşünme gerzekliği ve zevzekliği ancak bu ülkede rastlanabilecek bir sol kafa.

Başka ülkelerin solcusu emek sermaye çelişkisine dikkat çeker, ülkemin  (en azından büyük bir kısım) solcusunun tek derdi vardır: Ezan sesini bastırma dürtüsü.

Evet, bir duygu değil; dürtüdür bu!

Ya Taksim’de ezanı ıslıklar, ya sosyal medyada sabah ezanına hakaret eder, ya yaz mevsiminde özelikle sahil kesiminde ezan sesinin merkezi sistemden kısık bir şekilde okutulmasının kavgasını verir.

Aman Allah’ım!!! Her şeyi ile garip bir yaratıktır bu ülkenin sözde aydın solcusu!

Namaza yaklaşmaz, ama “ezan Türkçe okunmalıdır” der.

Kadın ve erkek aynı safta namaz kılmalıdır diye fikir yürütür. Haydi biz buna fikir demeyelim dürtüsel davranış diyelim.

Elin solcusu işçinin elinin içindeki nasırı dert edinir, benim ülkemin solcusu en kaliteli viski hakkında nutuk çeker.

Elin solcusu varoşlarda, halkın arasındadır. Benim ülkemin solcusu Nişantaşı’nda, Bebek’te devrim fantezileri kurar.

Elin solcusu kendini yeniledi ve artık dine karşı (hiç değilse açıktan) savaş vermiyor.

(Evet dinsizlik propagandasında bulunuyor; ama eskisi gibi dine hakaret etmiyorlar) Ülkemin solcusu, solculuğunu ispatlamak için İslam’ın mukaddesatına mutlaka dil uzatır.

Hem ülkemin çakma solcusu bevletmek için özellikle cami kenarını seçer.

Peki, ülkenin sol medyası cami kenarına bevleden propaganda karşısında nasıl bir tavır takındı dersiniz?

Salt haber olarak verdiler…

Bu alçaklığa yönelik en ufak bir eleştiride bulunmadılar. Hatta bazıları Çav Bella şarkısının sözlerini paylaştılar satır aralarında.

Muhtemelen haberi yazarken ağızlarının kenarından salyalar akmıştır klavyeye…

Birkaç saniyeliğine devrim fantezisi yaşadılar; ama sonrasında camiden yine tuğyanın yüreğine deprem gibi inen ezan sesi yükseldi….

Allahu Ekber Allaaahu Ekber…