Bakanlıktan yerinde bir proje: "Gıdanı Koru Sofrana Sahip Çık"

Türkiye, gıda kayıp ve israfı ile mücadelede kapsamlı bir projeyi hayata geçiriyor.  "Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık" projesi Bakan Pakdemirli'nin düzenlediği dijital basın toplantısı ile tanıtıldı.

Ekleme: 21.05.2020 08:39:37 / Güncelleme: 21.05.2020 08:39:37 / Ekonomi / Ankara Haberleri
Destek için 

EKONOMİ SERVİSİ

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) desteği ile hayata geçirilen "Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık" projesi Tarım ve Orman Bakanı Bekir Pakdemirli'nin düzenlediği dijital basın toplantısı ile tanıtıldı. Toplantıda yaptığı konuşmada dünyanın bir yanında gıdaların çöpe atılırken, diğer yanında ise insanların açlık nedeniyle bir sonraki gün hayatta kalıp kalmayacağını bilemediğini vurgulayan Bakan Pakdemirli "Bugün burada gıda kayıp ve israfı ile mücadelede toplumsal bilinci artırmayı hedeflediğimiz uzun soluklu bir projeyi başlatıyoruz. Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık Projesi ile bu konuda da dünyaya rol model olmayı hedefliyoruz" dedi.

ÜRETİLEN GIDANIN, HER YIL ÜÇTE BİRİ KAYBEDİLİYOR YA DA İSRAF EDİLİYOR

Yapılan tahminlere göre 2050 yılında dünya nüfusunun 10 milyara, Türkiye nüfusunun ise 100 milyona ulaşacağını gösterdiğini belirten Bakan Pakdemirli "2050 yılında dünya gıda talebinde de yüzde 60'lık bir artış bekleniyor. Dünyada her 9 insandan 1'i açlıkla karşı karşıya iken, 670 milyondan fazla yetişkin ve 140 milyon genç ise obezite sorunu yaşıyor. Üretilen gıdanın, her yıl üçte biri yani 1,3 milyar ton ise kaybediliyor ya da israf ediliyor" diye konuştu.

İYİ BİRER 'GIDA OKUR-YAZARI' OLMALIYIZ

Gıda tedarik zincirinin tarladan sofraya kadar olan tüm süreçleri kapsadığının altını çizen Pakdemirli "FAO'nun son araştırmasına göre, tarladan perakendeye gelinceye kadar üretilen gıdanın %14'ü kayboluyor. Öte yandan gıda israfı ise, satış yani perakende ve tüketim aşamasında karşımıza çıkıyor. Satış ve tüketim aşamasında gıda israfı 1/3 olarak gerçekleşiyor. Ayrıca ben gıda-okuryazarlığını çok önemsiyorum. Toplumun % 65'i gıdaların son tüketim tarihi ve tavsiye edilen tüketim tarihi arasındaki farkı bilmiyor. Dolayısıyla, bilinçli bireyler, bilinçli toplum prensibiyle öncelikle evlerimizde, bireysel alışkanlıklarımızı değiştirerek gıda israfına son vermeliyiz, her birimiz iyi birer 'gıda okur-yazarı' olmalıyız" şeklinde konuştu.

"ÜLKEMİZDE, HER YIL 18,8 MİLYON TON GIDA ÇÖPE GİDİYOR"

Ülkemizde yaşanan gıda kayıp ve israfına da değinen Pakdemirli " Günlük olarak 4,9 milyon ekmeğin israf edildiğini görüyoruz. Üretilen sebze ve meyvelerin %50'sinde kayıp yaşanıyor. Hizmet sektöründe işletme başına yılda 4,2 ton gıda, 2.000 litre içecek israfı gerçekleşiyor. Yani ülkemizde, her yıl 18,8 milyon ton gıda çöpe gidiyor.  Bu da yaklaşık 625 bin çöp kamyonunun taşıdığı çöp miktarına denk geliyor. Dolayısıyla israf edilen gıdaların miktarını azaltmak için tüm gıda zinciri boyunca verimli çözümler üretmemiz gerekiyor" dedi.

“İLK AMACIMIZ GIDADA KAYIP VE İSRAFI ÖNLEMEK”

Türkiye'de ilk defa gıda kayıpları ve israfının önlenmesi, azaltılması ve yönetimine ilişkin bir Ulusal Strateji Belgesi ve Eylem Planını hazırladıklarını söyleyen Bakan Pakdemirli "Ulusal Stratejimizin temelini Gıda Kaybı Hiyerarşine göre kurguladık. İlk amacımız gıdada kayıp ve israfı önlemek. İkinci amacımız, mümkünse gıdayı kurtarmak ve yeniden dağıtmak. Üçüncü amacımız, insani tüketimi mümkün değilse, hayvan yemi olarak kullanmak. Son olarak da atık gıdanın geri dönüşümünün sağlamak" dedi.

İSRAFLA SAVAŞIN MASKOTU "CANO"

Kampanyanın kayıp ve israf farkındalığına yönelik yaşayan www.gidanikoru.com adresli bir websitesi olacağını da belirten Dr. Bekir Pakdemirli,  Gıdanı Koru, Sofrana Sahip Çık Kampanyasının maskotu "Cano'yu da basın toplantısında tanıttı.

YÜZDE 2'LİK GIDAYI ÇÖPE ATMAZSAK, 360 BİN AİLENİN 1 YILLIK ASGARİ GEÇİMİ SAĞLANIYOR

Kampanyanın gerçek sahibinin toplumun her kesimi ve bireyi olduğunu da söyleyen Pakdemirli "Çünkü ülkemizde Gıda Kayıp ve İsrafını bir nebze, yani % 2 civarında gıdayı çöpe göndermekten vazgeçersek, bunun anlamı 10 milyar lira demek, yani 360 bin ailenin 1 yıllık asgari geçim rakamı demek. Bu oranı %5 yapmayı başarırsak 25 milyar lira demek.  Bu da yine 900 bin ailenin 1 yıllık asgari geçim rakamına karşılık gelmektedir. Kısacası bu kaybın ekonomik boyutu da oldukça yüksek. Bu bağlamda tüm paydaşlardan kampanya süresince farkındalık oluşturma çalışmalarına destek vermelerini bekliyoruz" diyerek sözlerini tamamladı.