Haber Yorum
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın açıklamaları oldukça önemliydi.
Önce Kalın'ın ifdelerini verelim
"israilde yeni kurulan hükümetin yemin töreninde Batı Şeria’daki yerleşim birimlerini ve Ürdün Vadisi'ni ilhak edeceğini açıklaması, israilin uluslararası hukuku yok sayan işgal politikasının yeni bir adımıdır.
Evet 2018'den beri sağlanamayan sözde hükümet kuruldu. Siyonist rejim yönetimsel olarak artık çok daha güçlü çünkü halk desteği en yüksek iki partinin birlikteliği söz konusu olan. Netenyahu koalisyon kurulunca Ürdün Vadisinin olası işgali için "Siyonizm'in tarihinde şanlı bir sayfa" cümlesini kullandı.
Siyonistler işgali genişleteceklerdir..
Cuhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'ın açıklamasından devam edelim
"İlhak ve işgal politikalarını doğrudan ya da dolaylı olarak destekleyenler bu suçun ortaklarıdır. Filistin meselesinde sorun işgalin kendisidir. Kudüs'ün dini, tarihi ve hukuki statüsünü değiştirmeye yönelik adımları da şiddetle reddediyoruz. Kudüs, kırmızı çizgimizdir. Kudüs kutsalımızdır. Kudüs, emanetimizdir. Emanete ihanet eden herkes tarih önünde hesap verecektir. Filistin toprakları Filistinlilere aittir. Kimsenin onun bir karışını bile birilerine peşkeş çekmeye hakkı yoktur. İslam ülkeleri bu konuda acilen adım atmalı ve israilin işgal ve ilhak politikasına karşı Filistin halkını ve topraklarını korumalıdır. Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan'ın güçlü liderliğinde Türkiye, haklı ve meşru davasında Filistin halkının yanında olmaya devam edecektir."
Kalın'ın ifadeleri oldukça önemli ama yetersiz.
Müslümanların Filistin halkının topraklarından sorumlu olduğunun altının çizilmesi çok ama çok önemli ama yaptırımlar konusunda ne yapılabilir'e değinilmemiş.
Müslümanlar ne yapabilir sorusu son iki yıldır daha sık sorulur oldu. Ama ciddi bir cevabımız yok, çünkü paramparçayız.
Müslümanlar tüm enerjilerini birbirini yok etmek için kullanıyor.
2 yıl önce Trump'un aldığı "Kudüs israilin başkentidir" meydan okumasına hiçbir cevap verilemedi.
Kudüs düşerken müslümanlar net bir tavır sergileyemedi. Elbette müslümanlar Kudüs için, Filistin için seferber olmalı ama önce ihtilaflı konuları gündemimizden çıkarmalıyız. Müslümanlar ihtilaflı konuların üzerine sünger çekmedikçe Kudüs ve Filistin davasında ortak hareket oldukça güç görünüyor.