İSTANBUL
Suudi Arabistan, tüm Müslümanlar için kutsal olan Mekke ve Medine'nin sınırları içinde bulunmasından dolayı kurulduğu 1932'den bu yana İslam aleminin ağırlık merkezi olarak görüldü.
Suudi Arabistan ayrıca büyük petrol rezervi keşifleri ile bölgesel ve uluslararası anlamda siyasi ve ekonomik önemini ve nüfuzunu artırdı.
Yaklaşık 75 yıla dayanan Suud-ABD ilişkileri birçok kez sıkıntılarla karşı karşıya geldi. Ancak iki ülke yönetimi de ilişkilerde ortaya çıkan sorunları aşmada başarılı oldu. Bu sıkıntıları aşmalarını iki ülkenin birbirine olan ihtiyacı ve hayati öneme sahip çıkarları da dayatıyordu.
On yıllar içinde ABD ile Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin çehresini değiştiren birçok gelişme oldu. Örneğin ABD'nin 2019'da günlük yaklaşık 13 milyon varil petrol üretimi yapması ve dünyanın en büyük ham petrol üreticisi olmasıyla Suudi Arabistan petrolü Washington açısından eski önemini yitirdi.
ABD ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkiler, Suud petrolünün yıllarca ABD'nin gereksinimlerini özgür ve güvenli bir şekilde karşılaması, terörizmle mücadelede iş birliği ve Yemen'deki iç savaşta askeri iş birliğinin yanı sıra Suud politikalarının ABD'nin bölgedeki politikalarıyla uyumlu olması üzerine inşa edildi.
ABD ile Suudi Arabistan arasında 7 yılda 139 milyar dolarlık silah anlaşması
ABD Başkanı Donald Trump, 2017'de göreve gelmesinin ardından ilk yurt dışı ziyaretini gerçekleştirdiği Suudi Arabistan'da yaklaşık 100 milyar dolarlık silah anlaşmasına imza attı. Ayrıca iki ülke arasında on yıl içinde gerçekleşmesi beklenen toplam 370 milyar dolarlık anlaşma yapıldı.
Araştırmalara göre, ABD ile Suudi Arabistan 2009-2016 yıllarında 139 milyar dolar değerinde silah satış anlaşması imzaladı.
Stockholm Uluslararası Barış Araştırmaları Enstitüsü verileri, küresel askeri harcamaların 2019'da 1,9 trilyon dolar olduğunu ve bunun yüzde 62'sinin ABD, Çin, Hindistan, Rusya ve Suudi Arabistan'a ait olduğunu ortaya koydu.
ABD'nin en büyük silah müşterisi olan Suudi Arabistan 2018'de askeri harcamalarda 3'üncü sırada yer alırken, 2019'da 5'inci sıraya geriledi. Ayrıca Riyad'ın bu pahalı silah ve ekipmanların kullanımı için halen askeri eğitmenlere ihtiyacı olduğu biliniyor.
Yakın zamana kadar Başkan Trump, Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı'nın öldürülmesi ve Yemen'deki savaşa ilişkin geniş eleştirilere rağmen ülkesinin Suudi Arabistan ile ilişkisini savunuyordu.
Batı'nın raporlarına göre, Suudi Arabistan, Yemen'deki savaşta aylık 4 milyar dolar harcıyor. Bu da bölgede istikrarı sağlamak için Mısır ve Ürdün gibi bölge ülkelerine destek verme gücünü etkiliyor.
Resmi rakamlar bilinmiyor ancak raporlar, Yemen savaşının ilk üç senesinde zararın 100 milyar doları aştığına işaret ediyor.
ABD Kongresinde Suudi Arabistan eleştirilerinin dozu arttı
ABD Kongre üyeleri Washington yönetiminin, daha önce ABD'nin bölgedeki en güvenilir müttefiki olarak gördükleri Riyad ile ilişkilerinde izlediği siyaseti eleştiriyor.
Yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgını ve Suudi Arabistan ile Rusya arasındaki petrol fiyatları konusundaki anlaşmazlık ABD'deki kaya petrolü sektörünü de olumsuz etkiledi. Riyad'ın ABD ekonomisine ciddi zarar verdiği gerekçesiyle eleştirilerin dozu da arttı.
ABD medyasında 7 Mayıs'ta Washington'un İran’dan gelen tehditlere karşı bölgedeki askeri varlığını artırmaya başlamasından sadece birkaç ay sonra iki Patriot bataryasında görev yapan yaklaşık 300 ABD askerin Suudi Arabistan’dan geri çekeceği haberleri yer aldı.
Washington'un söz konusu askerleri Suudi Arabistan'ın milli petrol şirketi Saudi Aramco'nun petrol tesislerine yapılan saldırılardan sonra ülkenin hava savunma gücünü takviye etmek amacıyla gönderdiği biliniyor.
ABD temsilcileri kendi petrollerine savaş açan Suudi Arabistan'da yaklaşık 2 bin 500 ABD askeri ve hava savunma sistemleri bulundurulmasına tepki gösteriyor.
Suudi Arabistan ve Rusya arasındaki petrol fiyatları konusunda savaş, 11 Nisan'da ABD petrol fiyatlarının, görülmemiş bir düşüşle varili 37 doların altına gerilemesine neden oldu.
Kongre üyeleri, petrol sektörüne zarar veren Suudi Arabistan ile ABD arasındaki stratejik ittifak ilişkisi modelinde değişikliğe gidilmesi talebinde bulunuyor.
Bazı gözlemciler ise Trump'ın Suudi Arabistan'daki askerlerin varlığını, petrol fiyatları savaşı arasında bağlantı kurmasıyla Riyad'ın iki ülke arasındaki derin ittifak ilişkisine halel getirmeksizin ABD'nin çıkarları ile uyumlu bir şekilde petrol politikalarını yeniden gözden geçirmek zorunda kaldığını savunuyor.
Suudi Arabistan birçok ekonomik krizde ekonomik sektörün karşılaşabileceği sorunların önüne geçebilmek amacıyla önlemler almıştır.
Birçok Suudi yetkili açıklamalarında Suudi Arabistan'ın petrol fiyatları veya başka konularda aldığı kararların, başka ülkelerin çıkarlarına göre değil, kendi çıkarlarına hizmet edecek şekilde verildiğini belirtti.
ABD'nin Suud petrolünü korumaya ihtiyacı olup olmadığı sorusu gündemde
Ancak son haftalarda Suudi Arabistan ve Rusya arasındaki petrol savaşı, Trump'ın Riyad'a karşı duruşunda bir dönüm noktası oldu ve ABD'nin halen büyük bir kısmı ABD ve Avrupa ülkelerine değil de Çin ve diğer Asya ülkelerine satılan Suud petrolünü korumaya ihtiyacı olup olmadığı sorusunu gündeme getirdi.
ABD'de Washington gibi demokratik bir güç ile dini özgürlük, kadın hakları ve ifade özgürlüğü değerlerini paylaşmayan bir ailenin yönettiği Riyad arasındaki ilişkileri, tekrarlayan terörü destekleme suçlamaları ile yeniden değerlendirme çağrıları bulunuyor.
Bununla birlikte, uzmanlar Riyad'ın Beyaz Saray'la ilişkileri en azından mevcut aşamada sağlam olduğu için ABD Kongresinde Suudi Arabistan'a karşı ortak bir tutum almanın zor olduğunu savunuyor.
ABD Başkanı Trump ile Suudi Arabistan Kralı Selman bin Abdulaziz, 8 Mayıs'ta küresel enerji piyasalarındaki gelişmeleri ele aldıkları bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi. Beyaz Saray, görüşmede iki ülkenin ortak savunma gücünün vurgulandığını ve iki liderin, küresel enerji piyasalarındaki istikrarın önemi konusunda da mutabık kaldığını açıklamıştı.
ABD-Suudi Arabistan ilişkilerine karşı çalışan önemli etki merkezleri olmasına rağmen, ABD Dışişleri Bakanlığı ve Beyaz Saray, Suudi Arabistan'la petrol üretimi konusunda anlaşmazlıkların yaşandığı bir atmosferde dahi ikili ilişkilerin gücünü ve iki ülke arasındaki savunma ortaklığının önemini vurgulamaya devam etti.
Bununla birlikte, ABD ve Suudi Arabistan arasındaki ilişkilerin derin anlaşmazlıklara evrileceği yönünde tahminde bulunmak için çok erken çünkü her iki taraf da "geçici krizlerle" başa çıkmada açıkça esneklikler gösterebiliyor.
Ancak dünyanın gelecek birkaç ay veya birkaç yıl içinde uzun zamandır devam eden ve güvenliğin korunmasına karşılık petrolün güvenle akışının sağlanmasına yoğunlaşan ABD-Suud stratejik ortaklığının çöküşünün başlangıcına şahit olması da uzak bir ihtimal değil.
RAİD EL-HAMİD/AA