Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık, pandemi döneminde sanal ortamda artan suçlar ve ortaya çıkan dijital hastalıklar konusunda açıklamalarda bulundu.
Pandemi döneminde internet kullanımı yaygınlaşmaya başladı. Sanal ortamda çok fazla vakit geçirilmeye başlandı. Bu dönemde internet üzerinden alışverişin büyük oranda arttığı görülürken, aynı oranda suç unsurlarının sanal ortama geçtiğini görüldü. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi Fakültesi Öğretim Üyesi ve Dijital İletişim Araştırmacısı Doç. Dr. Ali Murat Kırık, bu dönemde sanal ortamda artan suçlar ve ortaya çıkan dijital hastalıklar konusunda açıklamalarda bulundu. Ayrıca Kırık, kullanılan antivirüs programlarının ve kullanılan uygulamaların güncel olması gerektiğinin altını çizdi.
''Sahte e devlet linklerini kullanıcılara gönderiyorlar''
Koronavirüs salgının sanal ortama etkilerini değerlendiren Doç. Dr. Ali Murat Kırık, ''Günümüzde internet kullanımı giderek yaygınlaşmaya başladı. Çevrimiçi ortamda daha fazla vakit geçirmeye başladık. İnternet ortamında alışveriş giderek yaygınlaşmaya başladı. Yapılan araştırmalara göre, koronavirüs pandemisi döneminde yüzde 400 oranında e-ticaret satışlarının arttığını görüyoruz. Online uygulamaların giderek artış sağladığını görüyoruz. Telekonferans, uzaktan eğitim uygulamaların da sosyal izolasyon nedeniyle giderek artış gösterdiğini görüyoruz. Bu dönemde suç unsurunun yoğun şekilde sanal ortama kaydığını gördük. Sanal ortamda işlenen suçların sayısal olarak arttığını gördük. İnsanların bu dönemde oltama dediğimiz yöntem, sahte SMS ve sahte e-posta aracılığıyla ''ödül kazandınız'', ''maske kazandınız'', '' hediye çeki kazandınız'' gibi durumlarla karşı karşıya kaldığını gördük. Yine e-posta, SMS aracılığıyla sahte e devlet linklerini kullanıcılara gönderdikleri ve bunlar üzerinden de şifre bilgilerine ve T.C. Kimlik Numarası'na ulaştığını gördük. Sahte banka hesaplarının giderek artış gösterdiğini gördük” dedi.
“Sahte banka hesaplarına yönlendiriyorlar”
Doç. Dr. Kırık, “İnsanlar ATM'leri temastan dolayı kullanmadıkları için bankacılık işlemleri de internet bankacılığı üzerinden yapıldı. Özellikle siber korsanlar, sponsorlu reklamlar aracılığıyla insanları yönlendirmeye çalıştı. Yardım adı atında sahte banka hesaplarına yönlendirilip dolandırılmaya çalıştı'' ifadelerini kıllandı.
''Dijital hastalıklarla karşı karşıya kalmaya başladık''
Pandemi döneminde artan internet kullanımı nedeniyle ortaya çıkan dijital hastalıklara vurgu yapan Doç. Dr. Kırık, ''Bu dönemde sosyal ağlar üzerinden canlı yayınlar arttı. İnternet ortamından çalışıldığı için farklı internet sitelerinin ortaya çıktığını gördük. Sosyal ağlardaki erişim ve paylaşım sayılarının giderek arttığını gördük. Elektronik ticaretin giderek yaygınlaştığını ve internet bankacılığının giderek yaygınlaştığını gördük. Bunlar bizi, bağımlılık dediğimiz dijital hastalıklarla karşı karşıya bırakmaya başladı. Bunların en çoğu fomo dediğimiz gelişmeleri kaçırma korkusu, akıllı telefon bağımlılığı dediğimiz nomofobinin giderek yaygınlaştığı görüldü'' şeklinde konuştu.
Doç. Dr. Kırık, sözlerine şöyle devam etti: ''Pandemi döneminde insanların koronavirüs semptomları araştırdığını gördük. Bu da kendini hasta olarak hisseden insanların yoğun olarak internette bilgi aradıklarını ve yalan yanlış bilgilere maruz kaldıklarını gördük. Bu da siberkondria dediğimiz hastalık araştırma ve bunlara inanma hastalığı olarak karşımıza çıktı. Sosyal medya üzerinden koronavirüs pandemisiyle ilgili yapılan sahte paylaşımlara da Dünya Sağlık Örgütü tarafından infodemi isimi konuldu. İnfodemi, sosyal medyada virüsten daha hızlı şekilde yayılan sahte haber ve içeriklere verilen isim. Günümüzde çok fazla sahte bilgiye maruz kalıyoruz. O yüzden MHP'nin sosyal medya kanun teklifinin, sahte haber ve sahte hesaplarla mücadele açısından olumlu olacağını düşünüyorum''.
“Bitcoin ile fidye istiyorlar”
Siber korsanların fidye yazılımlarına dikkat çeken Doç. Dr. Kırık, ''Bu dönemde fidye yazılımlarının yoğun şekilde yüklendiğini gördük. Özellikle insanların koronavirüs ile ilgili güncel bilgiyi yakalaması için arama motorlarında 'koronavirüs', 'COVİD-19' gibi kelimeleri daha fazla yazdığını ve araştırdığını gördük. Bunu fırsat bilen siber korsanlar, kişilerin bilgisayarlarındaki verilerini şifreleme yoluyla kilitliyor daha sonra kullanıcılardan fidye istiyorlar. Bu ücret genellik Bitcoin oluyor. Online dilencilik; ''Emeğim yok, yemeğim yok, lütfen bana yardım edin'' şeklinde gelen mesajlara da çok dikkat etmeliyiz. Sanal dolandırıcılara ve siber korsanlara karşı kişisel olarak almamız gereken önlemler de söz konusu. Kolay para vaat eden hiçbir teklifi kabul etmemiz büyük önem arz ediyor. Antivirüs programlarını kullanma ve sürekli güncellemek çok önemli. Uygulamaların sürekli güncellemek önemli. Gelen e-postalarda abonelikten ya da üyelikten çıkın tarzındaki linkleri asla tıklamamalıyız. Kullanıcısından emin olmadığımız e-posta uzantılarını asla açmamalıyız. Bilinmeyen ve güvenliğinden emin olmadığımız sitelerden alışveriş yapmamalıyız. Sitelerin güvenlik sertifikalarını mutlaka kontrol etmeliyiz'' açıklamasında bulundu.