AK Parti Sözcüsü Çelik: “Cunta çağrılarının arkasında Yassıada rejimi vardır”

Gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulunan AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, iktidarı siyaset yaparak seçimle göndermenin her muhalefettin hakkı olduğunu ancak başka yollarla gitmek demenin millete savaş açmak olduğunu söyledi.

Ekleme: 05.05.2020 21:45:05 / Güncelleme: 05.05.2020 21:54:02 / Güncel / Ankara Haberleri
Destek için 

AK Parti Sözcüsü Ömer Çelik, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Son günlerde basında sıklıkla gündeme taşınan darbe söylemlerine değinen Çelik, “Bir iktidarı siyaset yaparak seçimle göndermek istemek her muhalefetin demokratik hakkıdır ama 'seçimle ya da başka yollarla gidecek' demek bunun Türkiye tarihindeki anlamı bellidir. Bu millete karşı silah çekmenin, milletin iradesine karşı suikast girişiminde bulunmanın referansıdır.” dedi. 

Coronavirus salgınına karşı alınan tedbirler, normalleşme paketi başta olmak üzere birçok konuda değerlendirmede bulunan Çelik, tedbirlere ne kadar çok uyulursa normalleşmenin o kadar azami derecede mümkün olacağına vurgu yaptı.

Çelik, son 10 gündür Türkiye siyasi tarihi açısından kayıtlara geçmesi gereken bir tartışmanın yaşandığını, bunun en son örneğinde, internet sitesindeki yazarın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ı merhum Başbakan Adnan Menderes'in akıbeti ile tehdit eden bir yazısının çıktığını hatırlattı.

Çelik, “Maalesef bildiğimiz bir parti işte her zaman olduğu gibi vesayet süreçlerine verdiği desteği burada da gösterdi. Arkasından çok bildiğimiz bir şey vardır; Türkiye'de belli odaklar, bunlara ben 'demokrasiyi felç etme örgütü' diyorum, bunların bazıları, bazı barolarda olurlar, bazı derneklerde olurlar, bazı partilerde olurlar ama yatay kesen bir örgüttür bütün bu yapıları. Devletin bürokrasisinde olurlar, bazen 367 kararıyla önümüze çıkarlar, bazen işte 27 Nisan muhtıra teşebbüsüyle önümüze çıkarlar, çeşitli şekillerde kendilerini gösterirler. Bazen bir baro açıklamasıyla kendilerini gösterirler. Bunun en acısı meclis çatısı altındaki bazı milletvekillerinin bu demokrasiyi felç etme örgütünün gönüllü militanları olmasıdır. Bunlar bildikleri yola başvurarak yine bir rejim tartışması açmaya çalışıyorlar. Seçilmiş Cumhurbaşkanlığı makamına, milletin oyunu beğenmeyerek milli iradeyi beğenmeyerek 'saray rejimi' demeye başladılar.” dedi.

Benzer ifadelerin Adnan Menderes ve Cumhurbaşkanı Turgut Özal'la ilgili de söylendiğini hatırlatan Çelik, bunun aynı şey olduğunu ifade etti.

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'nun bir gazeteciye verdiği beyanatta "Darbeden bahsedilmesini doğru bulmuyorum." dediğini aktaran Çelik, şunları söyledi:

“Biz de işte bunu söylüyoruz aylardır. Çeşitli örnekler veriyoruz, sadece bu Coronavirus sonrası değil, öncesinde de 'Şu milletvekiliniz, şu sözcünüz, şu mensubunuz bakın darbe çağrısı yapıyor.' ya da 'Bu son 10 gündür bunlara karşı bir şey söyleyecek misiniz?' diye, bunlara karşı herhangi bir şey söylenmiyor. Biz demokrasimiz ve cumhuriyetimiz konusundaki hassasiyetle bunları gündeme getirdiğimizde de 'Bu tartışmaları niye yapıyorsunuz, başka şeyleri mi örtbas etmek istiyorsunuz.' diyorlar. Biz asıl bu cunta çağrılarıyla Cumhuriyet'imizin ve demokrasimizin kazanımlarının örtbas edilmesine direniyoruz. Tabii cunta çağrılarının arkasında her zaman için Yassıada rejimi vardır. Şunu unutmayın, Türk siyasi tarihinde temel konulardan bir tanesidir bu; kim rejim tartışması açıyorsa meşru siyaset alanını bir rejim tartışmasının içine çekmek istiyorsa muhakkak surette zihninin arka planında Yassıada rejimini yeniden hayata geçirme stratejisi vardır. Bu her zaman böyle olmuştur. Bunun yöntemi, bunun güzergahı, bunun yol haritası bizce malumdur, milletimizce malumdur.” diye konuştu. (İLKHA)