Astımın Coronavirus açısından fazladan bir risk oluşturmadığını belirten Özşeker, “Bu dönemi en güvenilir yer olan evinizde geçirmeli ve ilaçlarınızı düzenli kullanmalısınız” uyarısı yaptı.
Dünyada 300 milyon kişi olarak tahmin edilen astım hastalarının sayısı, kentleşme ve çevresel faktörlerden dolayı gelişmiş toplumlarda giderek artıyor. Çağımızın hastalıklarından biri olarak kabul edilen astım, ülkemizde ise her 7-8 çocuktan birini ve her 12-13 yetişkinden birini hasta ediyor. Mayıs ayının ilk salı günü olarak kabul edilen “Dünya Astım Günü” hastalık bilincinin oluşması açısından önem taşıyor.
Bu yıl 5 Mayıs’ta yapılması planlanan farkındalık çalışmaları yeni tip Coronavirus pandemisi (Covid-19 hastalığı) nedeniyle ertelenirken, TÜSAD (Türkiye Solunum Araştırmaları Derneği) yaptığı basın açıklaması ile astım hastalarını özellikle bu dönemde ne yapmaları gerektiği konusunda bilgilendirdi. TÜSAD Astım ve Alerji Çalışma Grubu Başkanı Prof. Dr. Zeynep Ferhan Özşeker, astım hastalarının bu dönemde tedavi sürecine ara vermeden düzenli ilaç kullanımına devam etmesi gerektiğini vurgularken, herkes gibi Covid-19’a karşı “kaçınma tedbirleri” almalarının önemine de dikkat çekti.
Prof. Dr. Özşeker, büyük kısmını genç ve orta yaşlıların oluşturduğu astım hastalarının, yaş grupları itibariyle belirti vermeden Covid-19 hastalığı taşıyor olabileceğini dile getirdi. Özşeker, “Pandemi döneminde hastanelerde solunum fonksiyon testi yapılmasını ya da peak flow metre (zirve akım ölçer) ile kontrol edilmesini, sağlık çalışanlarının güvenliği ve test odasının sterilizasyonunun zor olması açısından önermiyoruz” derken, astım kontrollerinin hastanın vereceği hikâye ve astım kontrol testleri ile yapılmasının daha doğru bir yaklaşım olduğunu kaydetti.
Astım fazladan bir risk yaratmaz
Coronavirus pandemisi sırasında pek çok astım hastasının korku ve endişe içinde olduğunu belirten Özşeker, şu mesajları verdi: “Hastalarımız şunu bilmeliler ki; astımlı olmak Coronavirus bulaşması açısından fazladan bir risk yaratmaz. Virüs bulaşan hastalarda astım, hastalığın ağır seyretmesi için de risk faktörü değil. Astımlı hastalarımız sağlıklı insanlar kadar risk altında. O zaman yapılması gerekenler de farklı değil. Bu dönemde astımın temel tedavi edici ilacı olan inhaler steroid ilaçlar, rahatlatıcı ilaçlar, astım ya da alerji için kullanılan tablet ilaçlar kesilmeden, dozları azaltılmadan tam tersine her zamankinden çok daha düzenli kullanılması gerekiyor. Eğer hastalarımız astımlarını kontrol altında tutmak için kortizon hapları alıyorlarsa, onları da düzenli olarak kullanmalılar.”
Ataktan korunmak için tavsiyeler
İlaçların kesilmesinin, düzensiz kullanılmasının, dozlarının azaltılmasının astımın kontrol dışına çıkmasına ve ataklara neden olabileceğine dikkat çeken Özşeker, şu tavsiyelerde bulundu:
“Astımlı hastalarımızın yaklaşık yüzde 80’inde alerjik rinit bulunuyor. Alerjik rinitin kontrol altında olması astımı da kontrol altında tutar. Alerjik rinitli hastalarımız tedavi programlarında yer alan steroidli burun spreylerini, alerji haplarını bu pandemi döneminde güvenle kullanabilir.
Aynı şekilde mevsim itibarı ile polen alerjisi olan hastalarımız evde kalarak hem virüsten hem de polenden korunarak astım ve rinitlerini kontrol altında tutabilir. Ancak ev tozu akarı alerjisi olan hastalarımızın evde geçireceği süre arttığından bu grup hastamız astım alevlenmesi açısından risk altında. Onlar da evde olmayı fırsat bilerek yoğun temizlik işlerine girmemeli, yazlık kışlık değiştirme işlerini daha sonraki döneme bırakmalı. Evde çamaşır kurutmak gibi ev içi nemini arttıracak işlerden kaçınmalı.
Dışarı çıkmak zorunda kalırlarsa mutlaka maske takmalı, diğer kişilerle aralarında en az bir metre mesafe bırakmalılar. El temizliğine dikkat etmeli, ellerini ağız, burun gözlerine sürmemeliler. El temizliğinde sabun ve suyu tercih etmeliler, sabun-su yoksa en az yüzde 60 alkol içeren kolonya ya da el dezenfektanı kullanmalılar.
Virüsten korunmak için sürekli hijyen kurallarından bahsediliyor; ancak evde kullanılan çamaşır suyu gibi hijyenik maddelere yoğun maruz kalmak astım ataklarına neden olabilir. Çamaşır suları sulandırılarak kullanılmalı ve başka dezenfektanlarla ya da yağ sökücülerle kesinlikle karıştırılmamalı.
Eldiven kullanmayı özellikle lateks eldiven kullanmayı önermiyoruz. Eldiven kullanmak ellerin temiz olduğu gibi yalancı bir güven hissi doğurur ve daha risklidir. Ayrıca yoğun lateks yani pudralı eldiven kullanımı lateks alerjisi olan hastalarımızda astım atağına neden olarak fazladan risk yaratır. Lateks eldivene yoğun maruz kalmak aynı zamanda lateks alerjisi gelişmesine neden olabilir. Lateks alerjisi en riskli alerjilerden biridir, bunu da akılda bulundurmak gerekir.” (İLKHA)