Anayasa Mahkemesi, güvenlik soruşturmalarını kanuna aykırı bularak iptal etti!

Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararname ile getirilen işe alınacaklarda aranılacak şartları düzenleyen 7'nci maddenin “Güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırması yapılmış olmak” hükmünü Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti.

Ekleme: 30.04.2020 21:30:05 / Güncelleme: 01.05.2020 09:20:52 / Güncel
Destek için 

Resmi Gazete'nin bugünkü sayısında Anayasa Mahkemesi, ‘7072 sayılı Olağanüstü Hal Kapsamında Bazı Düzenlemeler Yapılması Hakkında Kanun Hükmünde Kararnamenin Değiştirilerek Kabul Edilmesine Dair Kanun'un bazı hükümlerinin iptali için açılan dava ile ilgili gerekçeli kararı yayımladı.

Anayasa Mahkemesi, Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesi ile getirilen ve polise sanal ortamda işlenen suçlarda internet abonelerinin kişisel verilerine ulaşma yetkisi veren düzenleme ile birlikte ‘6112 Sayılı Kanun Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun’da lisans başvurusunun kabul edilme şartı ile ilgili hükmü de iptal etti.

Kamuda personel alımında güvenlik soruşturması iptal edildi

Anayasa Mahkemesi, güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasıyla elde edilen verilerin kişisel veri niteliğini taşıdığını belirttiği gerekçeli kararda, “Kural, kamu mercilerine bireyin özel hayatı, iş ve sosyal yaşamıyla ilgili bilgilerinin alınması, kaydedilmesi ve kullanılması imkânı tanıması nedeniyle kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sınırlama getirmektedir. Anayasa’nın 20. maddesine göre kişisel veriler ancak kanunda öngörülen hâllerde veya kişinin açık rızasıyla işlenebilir. Anayasa’nın 13. maddesinde de temel hak ve hürriyetlerin ancak kanunla sınırlanabileceği ifade edilmiştir. Söz konusu Anayasa maddeleri uyarınca kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırlamaya yönelik kuralların keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli, ulaşılabilir ve öngörülebilir olması şarttır. Kamu görevine alınmadan önce kişilerin güvenlik soruşturması ve/veya arşiv araştırmasının yapılmasını öngören kural kanun koyucunun takdir yetkisindedir. Ancak bu alanda düzenleme getiren kuralların kamu makamlarına hangi koşullarda ve hangi sınırlar içinde tedbirler uygulama ve özel hayatın gizliliğine yönelik müdahalelerde bulunma yetkisi verildiğini açık olarak göstermesi ve olası kötüye kullanmalara karşı yeterli güvenceleri sağlaması gerekir. Kuralda güvenlik soruşturmasına ve arşiv araştırmasına konu edilecek bilgi ve belgelerin neler olduğuna, bu bilgilerin ne şekilde kullanılacağına, hangi mercilerin soruşturma ve araştırmayı yapacağına, bu bilgilerin ne suretle ve ne kadar süre ile saklanacağına, ilgililerin söz konusu bilgilere itiraz etme imkânının olup olmadığına, bilgilerin bir müddet sonra silinip silinmeyeceğine, silinecekse bu sırada izlenecek usulün ne olduğuna, yetkinin kötüye kullanımını önlemeye yönelik nasıl bir denetim yapılacağına ilişkin herhangi bir düzenleme yapılmamıştır. Diğer bir ifadeyle güvenlik soruşturması ve arşiv araştırmasının yapılmasına ve elde edilecek verilerin kullanılmasına ilişkin keyfiliğe izin vermeyecek şekilde belirli ve öngörülebilir kanuni güvencelere yer verilmemiştir. Güvence ve temel ilkeleri kanunla belirlenmeksizin güvenlik soruşturması ve arşiv araştırması sonucunda kişisel veri niteliğindeki bilgilerin alınmasına, kullanılmasına, işlenmesine izin verilmesinin Anayasa ile bağdaşmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Kuralın olağan dönemde Anayasa’ya aykırı olduğu yönünde yapılan tespit, kuralın olağanüstü dönemde Anayasa’ya aykırı olup olmadığı hususunda herhangi bir değerlendirmeyi kapsamamaktadır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’nın 13. ve 20 maddelerine aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.” denildi.

Polisin sanal alemde kişisel verilere erişim yetkisi iptal edildi

Anayasa Mahkemesi'nin iptal ettiği ikinci düzenleme Polis Vazife ve Selahiyet Kanunu'nda polise sanal ortamda internet abonelerine ait kimlik bilgilerine ulaşma ve araştırma yetkisi veren hüküm oldu.

“…Adı, soyadı, doğum tarihi ve doğum yeri gibi bireyin sadece kimliğini ortaya koyan bilgiler değil; telefon numarası, motorlu taşıt plakası, sosyal güvenlik numarası, pasaport numarası, özgeçmiş, resim, görüntü ve ses kayıtları, parmak izleri, IP adresi, e-posta adresi, hobiler, tercihler, etkileşimde bulunulan kişiler, grup üyelikleri, aile bilgileri, sağlık bilgileri gibi kişiyi doğrudan veya dolaylı olarak belirlenebilir kılan tüm veriler…” kişisel veri olarak kabul edilmiştir denilen kararın gerekçesinde şu bilgiler paylaşıldı:

“Bu bağlamda internet abonelerine ait kimlik bilgileri kişisel veri niteliğindedir. Kural, kişisel veri niteliğindeki internet abonelerine ait kimlik bilgilerinin polis tarafından elde edilmesine imkân tanıması ve bu yöndeki bilgilerin erişim, yer ve içerik sağlayıcıları tarafından kolluğa bildirilmesinin zorunlu olduğunu öngörmesi sebebiyle özel hayata saygı hakkı kapsamında kişisel verilerin korunmasını isteme hakkına sınırlama getirmektedir. Temel hak ve özgürlüklere yönelik sınırlamanın demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun ve sınırlamanın demokratik bir toplumda zorlayıcı bir toplumsal ihtiyacın karşılanması amacına yönelik olması gerekir. 5271 sayılı Kanun uyarınca sanal ortamda işlenen suçlar da dahil olmak üzere suç soruşturmasını yapacak yetkili Cumhuriyet başsavcılığının belirlenmesi ve bu konuya ilişkin uyuşmazlıkların çözümü yargı makamlarının görevidir. Söz konusu Kanun’da, anılan görevin yerine getirilmesini sağlayabilecek bilgiler de dahil olmak üzere suç soruşturmasıyla ilgili gerekli bilgilere erişme yetkisi de yargı mercilerine tanınmıştır. Yalnızca yetkili Cumhuriyet başsavcılığının belirlenmesi amacıyla kişisel verilerin korunmasını isteme hakkını sınırlamak suretiyle kolluğa kuralda belirtilen yetkiyi tanımanın zorunlu bir toplumsal ihtiyaca karşılık gelmediği, getirilen sınırlamanın demokratik toplum düzeninin gereklerine uygun olmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Kuralın olağan dönemde Anayasa’ya aykırı olduğu yönünde yapılan tespit, kuralın olağanüstü dönemde Anayasa’ya aykırı olup olmadığı hususunda herhangi bir değerlendirmeyi kapsamamaktadır. Anayasa Mahkemesi açıklanan gerekçelerle kuralın Anayasa’nın 13. ve 20 maddelerine aykırı olduğuna ve iptaline karar vermiştir.”

 

İptal edilen düzenlemelerden biri de ‘6112 Sayılı Kanun Radyo ve Televizyonların Kuruluş ve Yayın Hizmetleri Hakkında Kanun'da lisans başvurusunun kabul edilme şartı ile ilgili hüküm oldu. Mahkeme, “Ortakları ile yönetim kurulu başkan ve üyelerinin terör örgütlerine iltisakı yahut bunlarla irtibatı olduğu MİT veya Emniyet Genel Müdürlüğü tarafından bildirilen medya hizmet sağlayıcı kuruluşların lisans başvuruları reddedilir.” fıkrasını Anayasa'ya aykırı bularak iptal etti. (İLKHA)