Mardin’in Midyat ilçesinde görev yapan imam-hatip ve müezzinler, camilerin salgın tedbirleri kapsamında ibadete kapalı olması nedeniyle cemaatsiz kalmanın hüznünü yaşıyorlar.
Mübarek Ramazan ayının yedinci gününde camiler kapalı durmaya devam ediyor. Müslümanlar camisiz bir Ramazanın hüznünü yaşarken, imam ve müezzinler de cemaatsiz camiye gitmenin burukluğunu hissediyor.
Camiler kapalı olmasına rağmen beş vakit ezan okuyan imam ve müezzinler duygularını İLKHA muhabiriyle paylaştılar.
Bağlar Mahallesi Hacı Süleyman Demirdağ Cami İmam-Hatibi Mesut Cersel, Peygamber Efendimizin (Sallallahü Aleyhi vesellem) salgın hastalıklarla ilgili tavsiyelerde bulunduğunu anımsattı.
“Tüm Müslümanların kalbi buruktur"
Virüsün büyük bir imtihan olduğunu vurgulayan Cersel, “Tüm Müslümanların kalbi buruktur. Yani hiçbir Müslüman cemaatsiz ve cumasız kalmak istemez. Hele ki özellikle Müslümanlar arasında Ramazan'dan Ramazan'a teravihleri bekleyen büyük bir topluluk vardır. Hakikaten kalbimizi fena bir şekilde kırdı. Tabi ki bu da Allah Teâlâ’nın (Celle Celaluhu) bir imtihanıdır. İnşallah bu bizim için bir toparlanma süreci olur. Müslümanlar ibret alarak kendilerini toparlar ve dinlerine daha çok sarılırlar. Kur’an-ı Kerim'i daha çok okuyup anlarlar. Çocuklarıyla ve ailece İslam’a daha çok yönelirler diye umut ediyoruz inşallah. Geçmişte böylesi salgın hastalıklar mevcut olmasına rağmen acaba bu şekilde camiler kapatıldı mı, Ramazanlar teravihsiz kaldı mı bilemiyoruz.” dedi.
“Bugünleri fırsata çevirebiliriz”
Alınan tedbirlerin yerinde olduğunu ve her şerde bir hayır olduğunu ifade eden Cersel, şöyle devam etti:
“Ama bu tabi ki bilim kurulunun istişaresiyle meydana geldiği için bizler teslim olmak zorundayız. Ama biz de bunu fırsata çevirerek ailemizle, çocuklarımızla birlikte cemaatle namaz kılarak, sabahları onlarla beraber topluca Kur’an ve kitap okuyarak geçirebiliriz. Ve daha çok onlarla vakit geçirerek sohbet yapabiliriz. Burada Allah’ın (Celle Celaluhu) ayeti kerimede buyurduğu gibi, '…Olur ki, hoşunuza gitmeyen bir şeyde sizin için hayır, yine olur ki hoşunuza giden bir şeyde de sizin için şer vardır.' İnşallah bu kötü süreç hayrımıza olacaktır inşallah.”
“Ramazan ayında yetim ve öksüz gibi kaldık”
Tarihte ender rastlanılan bir musibet ile karşı karşıya kalındığını ifade eden Akçakaya Mahallesi Molla Zübeyir Cami İmam-Hatibi Sadullah Güneş, “Öncelikle Rabbimizden niyazımız bir an önce bu musibeti, bu hastalığı ülkemizden ve dünyadan kaldırmasıdır. Vefat edenlere Allah’tan rahmet tedavi görenlere şifalar diliyoruz. Büyük bir musibet ile karşı karşıyayız. Özellikle bu Ramazan ayında açıkçası yetim kaldık. Biz de imamlar olarak çok üzülüyoruz. Ramazan ayında her zaman mukabele yapardık. Akşamları vaaz verirdik ve camiler dolup taşardı. Biz şimdi böyle camiye gelince tek başımıza hakikaten mahzun oluyoruz, üzülüyoruz. İnşallah Rabbim bir an önce bu musibeti kaldırır da eskisi gibi olur her şey.” dedi.
“Ramazan ibadet, nasihat, şifa ve yardımlaşma ayıdır"
Ramazan ayının faziletine dikkat çeken Güneş, şunları söyledi: “Tabi ki cennet kapılarının açıldığı, cehennem kapılarının kapandığı, şeytanların zincire vurulduğu çok mübarek bir Ramazan ayı içerisindeyiz. Bu ayda şifa olarak ümmete Kur’an-ı Kerim indirilmiştir. Birincisi Ramazan Kur’an ve oruç ayıdır. İkisi de kul için şefaat ederler. Maalesef virüsten dolayı camilerde mukabele yapamıyoruz. Ama imam arkadaşlarımızın birçoğu sosyal medya üzerinden mukabele yapmaya çalışıyor. İkincisi Ramazan nasihat ayıdır. Aynı şekilde yine sosyal medya üzerinden vaaz veriyoruz. Üçüncüsü Ramazan ayı muhtaçları ve fakirleri gözetme ayıdır. Bu konu da ise vefa grubu kurduk müftülük olarak. Bu şekilde 65 yaş üzeri ve dışarı çıkmayan vatandaşlarımıza yardımcı olmaya çalışıyoruz.”
“Sağlığımız için camilerin kapatılması yerinde bir karardır”
Evlerde kalanlara bazı tavsiyelerde bulunan Güneş, “Bu olay yüzyılda ya da iki yüzyılda bir olabilecek bir şey. Çok eski tarihte yaşanmış olabilir. Tabi insan sağlığı her şeyden önemli. Bu nedenle alınan camileri kapatma kararını çok yerinde buluyorum. Çünkü camiye gelenlerin salgını yayma riski çoktur. Bu nedenle şu an camilerin kapalı olması çok yerinde bir uygulamadır. İnşallah bu musibet bitince tekrar eskisi gibi hayat devam edecek diye düşünüyorum. Tek başımıza gelip ezan okuyoruz ve kimseyi bulamıyoruz. Gerçekten çok üzülüyoruz. Yani yetim ve öksüz gibi kaldık. Tabi camiye gelemeyen kardeşlerimize ve cemaatimize tavsiyem evlerimizde de ibadetlerimize devam edebiliriz. Bu bizim için büyük fırsattır. Aileleriyle ve çocuklarıyla namazlarını eda edebilirler. Tek temennimiz Rabbim bir an önce bu musibeti bu hastalığı aramızdan kaldırmasıdır." ifadelerini kullandı.
“Bir an önce cemaatimize kavuşmayı diliyoruz”
Ramazan ayında camilerin dolup taştığını söyleyen Müezzin Abdulhalim Bozkurt, “Camilerimizde ilk defa böyle bir durum yaşıyoruz. Geçmiş Ramazanlarda camilerimiz bu vakitlerde doluydu. Mukabele yapılıyordu. Teravih namazlarını kılıyorduk. Camiler çocuk sesleriyle yankılanıyordu. Gerçekten şimdi ilk defa böyle bir durum yaşıyoruz. Ezan okuyoruz ve bakıyoruz camilerde kimse yok. Ramazan ayındayız ve hiç kimse camiye gelemiyor. Tabi bu Allah’ın bize bir imtihanıdır. Belki inşallah gelecek yıl bunun kıymetini bilip ibadetlerimize daha çok sarılacağız inşallah. Camilerimiz keyfi olarak kapanmış değildir. Bu salgın hastalıktan dolayı camilerimiz kapalı. Ama yine de bu ibadete engel değildir. Yine aynı şekilde teravih namazlarımızı evlerimizde kılabiliriz. Mukabelemizi en az bir cüz şeklinde ailemizle beraber yapabiliriz.” diye konuştu.
Müezzin Selman Gümüş de şunları kaydetti: “Müezzin olarak camiye gelip ezan okuyoruz. Ama cemaat gelmediği için çok üzülüyoruz. Rabbimizden duamız bu musibeti milletimiz ve devletimizin üzerinden kaldırsın. Bir daha bu heyecanı yaşamak, tekrar cemaatimizle buluşmak istiyoruz. Allah bizleri af ve mağfiret etsin. Allah rahmetiyle bizlere baksın inşallah.”(İLKHA)